Kentsel Dönüşüm çalışmaları ülke genelinde her geçen gün daha fazla katılım ile tam gaz devam ederken, geçtiğimiz yıl Kasım ayında yayınlanan bir rapor İstanbul'un gözde lüks semtlerinin üzerinde yer aldığı Bağdat Caddesi'ndeki korkutucu tabloyu gözler önüne sermişti. Raporda, Bağdat Caddesi'nin neredeyse yüzde 80'nin yani 30 bin binadan 25 bin'in çürük olduğu tespit edilmiş ve bir an önce acilen yıkılarak yerine yenilerinin yapılması gerektiği belirtilmişti.

Ancak dönüşüm çerçevesinde ilçe ilçe yapılan tespitler büyük riskin sadece Bağdat Caddesi için geçerli olmadığını gözler önüne serdi. İstanbul'un en lüks semtlerinden biri olan Nişantaşı'nda durum Bağdat Caddesi'nden daha kötü çıktı. Çünkü 100 bina üzerinde yapılan incelemelerde tek bir binanın dahi sağlam olmadığı tespit edildi. Bu da binaların yüzde 80'nin 1974'ten önce yapıldığı semtte durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya çıkarmış oldu.

Söz konusu binaların dayanıksız olmasının yanında alınan numunelerden çıkanlar da denetim elemanlarını çok şaşırttı. Numunelerden betonarme malzemelerin yanında tahta ve tuğla parçalarından düğme ve kaleme kadar beton içinde kullanılan malzemelerle uzaktan yakından ilgisi olmayan pek çok cisme de rastlanıldı...

6 AYDA BİN 800 BİNA RİSKLİ OLARAK TESPİT EDİLDİ

İstanbul genelinde 1 milyon bina olduğunu ve bina stokunun 600 bin kadarının acilen yıkılıp tekrardan yenilenmesi gerektiğini dile getiren Tektaş Mühendislik ve İstanbul Kentsel Dönüşüm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çatalkaya, kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında 6 ay içinde sadece İstanbul genelinde bin 800 binanın vatandaşlardan gelen talepler üzerine riskli olarak tespit edildiğini ancak bu rakamın önümüzdeki yıl içinde ikiye hatta üçe katlanacağını belirtti.

NİŞANTAŞI'NDA 100 BİNADAN BİR TANESİ DAHİ SAĞLAM ÇIKMADI

İstanbul genelinde binalar üzerinde yapılan incelemeler sırasında alınan numunelerden çıkan sonuçların pek parlak olmadığını ifade eden Çatalkaya, Nişantaşı'nda kendilerinin inceledikleri 100 binanın bir tanesin dahi sağlam çıkmadığını dile getirerek, ''Nişantaşı'ndaki durum Bağdat Caddesi'yle aynı hatta daha kötü. Bugüne kadar bize gelip başvuran kişilerden binası sağlam çıkan olmadı. Çıkmama nedeni ise, hazır betonun sınırı C30'dur ve 30 kilo taşır. Ancak aldığımız numuneleri kırdığımızda karşımıza C6 çıkıyor. C6'yı da 6 kilo taşır gibi düşünün. Yani bu semtteki binaları artık beton taşımıyor, tuğlalar taşıyor'' dedi.

ÇOK ÇARPICI İDDİA! İZMİR ADETA KUMDAN KALE

Herkesin İstanbul'a odaklandıp bu bu bölge üzerinden uyarılarda bulunduğunu ve çalışmalar yaptığını bu yüzden de diğer illerin durumunun gözlerden kaçtığını dile getiren Çatalkaya, İzmir ile ilgili çok çarpıcı bir iddiayı gündeme taşıdı. İzmir'in durumunun yapı olarak İstanbul'dan daha kötü olduğunu İfade eden Çatalkaya, ildeki yapıların durumunu kumdan kalelere benzeterek yapılan konutların çoğunda deniz kumunun kullanıldığını öne sürdü.İstanbul'dan sonra İzmir gibi Ankara'daki konutların durumunun da çok iyi olmadığını belirten Çatalkaya, Ankara'nın 4. derece deprem bölgesinde yer almasından ötürü söz konusu yapıların risk arz etmediğini ancak İzmir'in 1. derece deprem bölgesinde yer almasından ötürü tehlikenin daha büyük olduğunu ve acilen harekete geçilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

BETONDAN ÇIKANLAR ŞAŞIRTTI

Yüzlerce binadan aldıkları numunelerini laboratuvarda incelediklerinde ortaya deniz kumu ve kabuğu ile gemi atığı kalitesiz demirlerin yanı sıra gördüklerinde kendilerini de çok şaşırtan ilginç cisimlere rastlandıklarını ifade eden Çatalkaya, beton örnekleri üzerinde yaptıkları incelemelerde özellikle tahta ve tuğla gibi maddelere çok sık rastladıklarını bunların yanı sıra ise kalem, düğme, plastik gibi betonla hiç alakası olmayan cisimlerle de karşılatıklarını söyledi. Çatalkaya, bu cisimlerin ya malzemeden çalmak için ya da betonu daha da sağlamlaştırabileceği düşünülerek konulduğunu ancak bu tarz cisimlerin betonun içinde boşluk yaratarak zayıflamasından başka bir işe yol açmayacağını dile getirdi.

BODRUMLARA DİKKAT!

Oturdukları binanın yapım yılı 1999 öncesi olanlar, kolonlarında çatlaklar bulunanlar ve bodrum katlarında gözle görülen tahribatlar ve rutubet olanların öncelikli olarak acilen bakanlık tarafından yetkilendirilmiş kurumlara dilekçe ile başvurarak binaların durumunu öğrenmeleri gerektiğini ifade eden Çatalkaya, aksi takdirde olası bir deprem anında geri dönülmez sonuçların kendileri için kaçınılmaz olacağını söyledi.

RAPORA İTİRAZ HAKKI VAR

Çatalkaya, bina sahiplerinin yapılarının durumunu öğrenmek üzere başvuruda bulunması halinde gelişen süreci ise şu sözler ile aktardı:

'' Bir binada bir kişi gelip başvurduğu zaman, binaya gidiyoruz ilgili bakanlığın ve mevcut yönetmeliklerin istediği şekilde teknik çalışmaları yapıyoruz. Bakanlığın istediği formatta bir rapor hazırlıyoruz. Bu rapordan iki tane hazırlıyoruz. Birini bize başvuran kişiye veriyoruz, diğerini onay için bakanlığa gönderiyoruz. Sonra eğer bina riskli ise Bakanlık tarafından hızlı bir şekilde tapuya yazı yazılıyor ve binadaki diğer bütün herkese resmi bir yazı gidiyor. Diğer vatandaşların itiraz hakları da var. İtiraz edilmek istendiği takdirde itiraz komisyonu var. Siz bu hafta itiraz ederseniz haftaya hazırlanmış rapor inceleniyor ve ona göre hocalar itirazın reddine ya da kabulüne karar veriyor. Ama bugüne kadar itirazın kabulü hiç çıkmadı. Zaten binanız riskli olarak tespit edilirse artık o binayı arsa olarak göreceksiniz ve bir an önce yenisi yapmanın yollarını arayacaksınız.''

100 BİN TL KREDİYE 10 YIL VADEDE 20 BİN TL FAİZ

Evini yıktırıp yenisini yaptıracak mülk sahipleri için devletin harç muafiyetleri ve vergi avantajları bulunduğunu bunun yanı sıra bina yapımı içinde kentsel dönüşüm kredisi kullandırıldığını ifade eden Çatalkaya, '' Kredi miktarı ise daire başı 100 bin lira. Yani 100 bin lira aldığınız zaman 120 aylık vadede yani 10 yıl içinde geriye 120 bin lira ödüyorsunuz. Bu da 10 yıl için 20 bin lira faiz ödeyeceğiniz anlamına geliyor. Hatta bazı bankalar diyor ki; 'sen 2 yıl boyunca sadece 300 lira faizini öde, 2 yıldan sonra ben anaparayı sana böleyim' diyor.'' şeklinde konuştu.

ADAM KALMAYACAK YEVMİYELER 200 TL OLACAK

Evinden şüphe eden mal sahiplerinin etraflarında yıkılıp yenilenen binaları gördükçe sisteme dahil olacağını ve böylelikle daha fazla binanın dönüşeceğini belirten Çatalkaya, ''Önümüzdeki seneden sonra özellikle de yerel seçimlerden sonra bu işlem inanılmaz hızlanacak. İnşaat malzemecileri, malzeme tedarik etmekte çok sıkıntı çekecek. Müteahhitler inşaatta çalıştıracak usta bulamayacak. Müteahhitlere Hindistan'dan, Filipin'den işçi bakın diye öneride bulunuyoruz. Şuanda yevmiye 100 lira ama o günler geldiğinde 200 lira civarında olacak ama yine çalışacak adam bulunamayacak.'' şeklinde öngörüde bulundu.

BİNLERCE KONUT EL DEĞİŞTİRECEK

Kentsel dönüşüm kapsamında binlerce konutun yıkılıp ve daire başına devlet tarafından yüzde 0.35 faiz oranı ile 10 yıl vadeli şekilde verilecek kredilerle yenileneceği düşünüldüğünde bunun daire başına ayda bin TL gibi bir maliyet oluşturacağını ve bu rakamı veremeyecek çok sayıda vatandaşın olduğunu öne süren Çatalkaya, bu durumdaki mülk sahiplerinin konutlarını ikinci şahıslara satarak bütçesine uygun daha farklı bir bölgede ev alarak belki de doğup büyüdüğü mahalleden ayrılmak durumunda kalacağına işaret etti.