Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP’li Hüseyin Aygün’ü kastederek, "Son günlerde bunlardan bir tane milletvekili çıkmış; Allah’ın Resulü’ne, Peygamber Efendimiz’e hakaret eden üsluplar kullanıyor. Madem bu ülkenin, bu milletin maneviyatına, dinine, değerlerine saygılısın ey Kılıçdaroğlu, o zaman bu haddini bilmez densize haddini bildirmen lazım." dedi.

AK Parti Yozgat İl Teşkilatı tarafından Bilal Şahin Kültür Merkezi’nde düzenlenen eylül ayı il danışma meclisi toplantısına katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, muhalefet partilerini eleştirdi. AK Parti’nin siyasette değişimin öncüsü olduğunu savunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Değişim çok önemli siyasette, değişimin öncüsü olan parti bizim partimiz AK Parti’dir. Pek çok yerde değişim için kavgalar var. Değişim için kirli kirli oyunlar var. Bakıyorsunuz CHP’de kasetler devreye girdi, MHP’de kasetler devreye girdi. Çok hesaplar olabilir bunun arkasında ama öte yandan da bir noktayı görmemiz lazım, partilerinin dizayn hesabını görmemiz lazım. Eğer siz normal usullerle değişimi doğru zamanda yapmazsanız o zaman değişmeyenlerden rahatsız olanlar değişim için başka yollar arayabilir. Ama maalesef diğer partilerde biz bunu göremiyoruz, seçimi kaybediyorlar hala oturuyorlar. Kılıçdaroğlu, geldi geleli dikkat edin referandumu kaybetti, arkasından seçimi kaybetti arkasından 30 Mart’ı kaybetti, arkasından 10 Ağustos’u kaybetti, 4 seçimdir kaybediyor hala orda. Kendi kongresinde kendine oy vereceğim diye imza veren delegelerin dahi oyunu alamadı orada duruyor. Sayın Bahçeli de öyle, kazandığı seçim yok, 13’ü 14 yaptı mı keyif alıyorlar. Seçim barajını kıl payı atladı mı kendilerini başarılı görüyorlar. Türkiye’nin iktidarına talip değiller, Türkiye’ye dair bunların hayalleri yok, projeleri yok, programları yok, o yüzden hepsinin derdi, pozisyon muhafaza derdi. Kendi pozisyonlarını koruyorlar ve orada duruyorlar. AK Parti bu yönüyle Türkiye’nin muhalefeti için de köhnemiş siyaset anlayışı için de bir yenileme fırsatı veren örnek parti olmuştur." dedi.

Türkiye’nin sadece altyapı ve üst yapıda değil demokrasisiyle de hukuk devletiyle de geliştiğini savunan Bozdağ, "Bakın 2002’nin Türkiye’sinde Sayın Başbakanımızın eşinin başı örtülü diye büyük kavgalar vardı. GATA’ya gittiğinde büyük sıkıntılar çıktı. Başka başka olaylar oldu. 2007’de Sayın Cumhurbaşkanımız seçildiğinde eşi ile karşılaşmamak için yolunu değiştirenler oldu. 2008’de başka hadiseler oldu. Türkiye bugüne kadar başörtüsü meselesinden çok büyük bedeller ödedi. Kızlarımız okuma hakkı elinde alındı. Eğitim hakları gasp edildi. Baş örtülü diye sınavlara alınmadı, eğitimine devam edenler ya başınızı açarak devam edecekseniz ya da okulu terk edeceksiniz bir ikilem ile karşı karşıya bırakıldı. Çoğu kimse bu baskılar karşısında okullarını terk ettiler. Utanmadılar bunu yaparken. Bir de kalktılar parayla bunlar başını örtüyor dediler. Be hey gafiller, be hey zavallılar, parayla başını örten bir hanım efendi 6’ıncı sınıfa gelmiş tıpta. Tıpı bırakır gider mi? Ama bunlar böyle bir zihniyetin temsilcileri öyle gördüler. Sermaye kimden yana biz biliyoruz Türkiye’de. Hala bazı sermaye çevreleri kendi işletmelerinde başı örtülü hanımefendilerin çalışmasına izin vermiyorlar. Onlar bundan rahatsızlar. Paraları da bol, bir sürü vakıfları da var, o zaman bassınlar parayı, bu iş bu kadar kolaysa açtırsınlar başını örten kadınların başlarını. Bu iş kolaysa yaptırsınlar." diye konuştu.

Bozdağ, "Bakın geçenlerde bir tane gazeteci diyor ki; ’AK Parti’den birisi ya da 200 lira veriyor, tanıdığım birinin yanında çalışan bayan da aldığı bu para karşılığı örtünüyor’ diyor. Bu iftiradır, bu yalandır, ben buradan bu zavallıya söylüyorum, diyorum ki Yozgat’tan söylüyorum. Kimse o kadının adını açıkla." ifadesini kullandı.

"Hangi AK Partili’den, nerde, ne zaman, hangi parayı alıyorsa onu açıkla, o zaman hep beraber gidelim onun yüzüne tükürelim." diyen Bozdağ, şöyle devam etti: "Ama onu yapmıyorsa o zaman senin yüzüne tükürsün bu insanlar. Şimdi biz bunu söyleyince kaba oluyoruz. Kusura bakmayın, milletin inancından dolayı yaptığı işleri onlara hakaret vesilesi kabul edenlere biz hakaret etmiyoruz. Sadece yaptıkları yanlışları hatırlatıyoruz. Ortaöğretimde de bir değişiklik oldu. Dün Resmi Gazete’de yayınlandı. Sayın Cumhurbaşkanımız imzaladı, yayınlandı. Ortaöğretimde de isteyen öğrencilerin başını örtmesine imkan veren bir düzenleme getirildi. Yapılan şey esasında bir hürriyeti tam manasıyla herkese ve her kesime tanımaktan ibarettir. Bir eşitsizliği, bir haksızlığı ortadan kaldırmaktan ibarettir. Günlerdir CHP’nin sözcüleri ve onların yandaş medyaları bas bağırıyorlar ‘Bu baskıdır, bu şudur, bu budur’ diye. Allah aşkına insanlara tercih hakkı vermek bir konuda dilediği gibi hareket etmesine fırsat ve imkan tanımak ne zamandan beri baskı oluyor? Böyle bir şey olabilir mi? Maalesef insan haklarını tam manasıyla tesis etmek için atılan adımları bası olarak nitelendiriyorlar. Hürriyetin herkese ve her kesime eşit olması noktasında atılan bir adımı baskı olarak nitelendiriyorlar. Bu ancak hastalıklı bir ruh halinin dışa vurumudur. Yoksa sağlıklı birisi böyle düşünemez. Evlatlarımıza bakarken onların saçına, kıyafetine, rengine göre ayıran ayırımcı gözlerin değerlendirmesidir. Bu CHP zihniyeti hale kategorik bakıyor, kıyafetlerine göre ayırıyor, okuduğu kitaplara göre ayırıyor, okuduğu mahalleye göre ayırıyor, başka başka şeylere göre ayırıyor, değerlendirmeler yapıyor."

’KILIÇDAROĞLU, DENSİZE HADDİNİ BİLDİRMEN LAZIM’

CHP’li Hüseyin Aygün’ün Hz. Peygamber (SAV)’e hakaret eden üslup kullandığını öne sürerek eleştiren Bozdağ, Kılıçdaroğlu’na seslenerek Hüseyin Aygün’e haddini bildirmesi gerektiğini söyledi. Bozdağ, şunları söyledi: "Dün de birisi çıkmış ‘Eğer siz bu gün Müslümansanız Müslümanlığınızı CHP’ye borçlusunuz.’ Hadi oradan be, hadi oradan be. Bu ülkede Kur’an öğrenimini yasaklayan zihniyet kimin zihniyeti? Ben, siz, hepimiz dedelerimizden, atalarımızdan duyduğumuz hikayeler, yaşayan büyüklerimizin anlattıkları yalan mı? Kapatılan camiler, iş yerine dönüştürülen camiler, ahıra dönüştürülen camiler, kayıt altında yalan mı? Türkçe okutulan ezan yalan mı? Üniversitede yaşanan bunca zulümler yalan mı? İmam Hatip’lerin önünü kapatmak için 28 Şubat’ta Mesut Yılmaz ile kanka olup attığınız adımlar neyin ifadesi? Son günlerde bunlardan bir tane milletvekili çıkmış Allah’ın Resulü’ne, Peygamber Efendimize hakaret eden üsluplar kullanıyor. Madem bu ülkenin, bu milletin maneviyatına, dinine, değerlerine saygılısın ey Kılıçdaroğlu, o zaman bu haddini bilmez densize haddini bildirmen lazım. İslam’ın Peygamberine hakaret anlamına gelen cümleleri sarf etme cüretini kendinde bulan birine CHP’nin genel başkanı çıkıp demeli ki, biz milletin milli ve manevi değerlerine bağlıyız, saygılıyız, kim ki bu değerleri alaya alır, bu değerlere hakaret ederse onu CHP’nin çatısı altında barındırmayız demesi lazım. Öyle konuşuyor rakı sofralarından bahsediyor, rakı sofralarında orada hakaretler yağdıranlar karşısında da samimiyse tavrını mutlaka koymalıdır, ama maalesef tavır yok. Onun için Müslümanlığınızı CHP’ye borçlusunuz diyen herkese buradan sesleniyorum, öyle ise CHP’nin içerisinde bu saygısızlığı yapanlara haddini bildirin, disiplin işlemlerini yapın, parti içi kuralları işletin. Hiç kimsenin bu milletin inancına hakaret etmeye hakkı yoktur, böyle bir şeye cüret etmek haddi de değildir. Bir milletvekili bunu söyleyecek siz orada duracaksınız. İnkar da etmiyor, ret de etmiyor, ben böyle bir şey demedim de demiyor. Çünkü kendi resmi hesabından tivit atıyor o zaman eğer reddetmiyorsanız buna karşı CHP olarak tavır koymuyorsanız, bu milletvekilin, bu saygısızın, bu terbiyesizin, bu edepsizin attığı tivite CHP ortaktır, onu benimsiyor anlamı çıkar, umarım ki CHP yönetimi bu noktada gereken hassasiyeti gösterir."

Kaynak: CIHAN