Aralarında dünyada geniş bir okur kitlesine sahip moda dergilerinin de bulunduğu Batılı medya kuruluşları, Irak ve Suriye’de etkili olan IŞİD’e karşı savaşan Kürt kadınlarını tanıtıyor. Bölgede röportajlar gerçekleştiren medya kuruluşların birçoğu, örgütle mücadele eden kadınlara hayranlıklarını dile getiriyor. İşte, PKK ve YPG saflarında IŞİD’i durdurmaya çalışan kadınlar hakkında yazılanların bir kısmı…

ELLE

Fransız ELLE dergisi için Valerie Toranian’ın kaleme aldığı “Diren!" başlıklı yazıda, PKK’li kadınlardan söz ediliyor. Yazı, Irak’ta IŞİD’e karşı savaşan 27 yaşındaki Tekoshin’in tanıtımıyla başlıyor. “Onu erkek yoldaşlarından hiçbir şey ayırmıyor: aynı üniforma, aynı kaslı ve tecrübeli silüet ve hatta bir tüfek” diyor Toranian ve ekliyor, “Yalnızca onun uzun saçı at kuyruğu yapılmış, kadınlığının bir kanıtı olarak.”

Yazının bir kısmı şu şekilde: “Bu kadınlar Türkiye ’nin doğusunda bağımsız bir Kürt devletinin kurulması için savaşmaya 90’larda başladı ve çabaları tüm kadınların özgür olması için. Bölgedeki tüm kadınların. Onlar Kürt, Suriyeli, Iraklı, Müslüman, Hristiyan, Ezidi.



14 yaşındaki Ezidi Narin Kuzey Irak’ta yaşamış. İslam’a geçmeyen Gayrimüslim kadınları ölümle tehdit eden cihatçılardan kaçarken yakalanmış. Erkekler kadınlardan ayrılmış ve öldürülmüş. Narin ve kuzeni kıyafetlerinin altına bir bıçak saklamayı başarmış ve bu şekilde hücrelerindeki kilitleri açıp kaçmışlar. Uzun bir yolculuktan sonra ise Erbil’e dönmüşler.

Kadınların yok olmak ve görünmezlik arasında seçmek zorunda olma lanetine karşı Tekoshin, Narin ve daha birçok kadın saygı gerektiren bir cesaretle mücadele ediyor.


Başkanlar Obama ve Hollande, Irak’taki direnişin yanı sıra Suriye’dekini de desteklemeliyiz. Çünkü onlar barbarlarla mücadele ediyor. Özgürlük için verilen dünyanın çevresindeki uzun ve kaotik savaş henüz yeni başlıyor. Bu onuru, özgür dünya unutmamalı.

Kadınların yürüyüşü bitmeyecek.”

MARIE CLAIRE

Fransa merkezli moda dergisi Marie Claire’in "Bu olağanüstü kadınlar IŞİD’le savaşıyor. Onları tanımanızın zamanı geldi" başlıklı haberinde YPG’nin kadın kolu YPJ’li kadınları tanıtıyor. Yazıda BBC ve Washington Post’un YPJ’nin önemini vurguladığına dikkat çekilerek, örgütün Sincar Dağı’nda mahsur kalan Ezidileri kurtarmak için ABD’ye yardım ettiği hatırlatılıyor.

Fotoğrafçı Erin Trieb’in izlenimlerine yer verilen makalede Trieb, yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor: "Bir sabah, birbirini takip eden yüksek sesli iki patlama duydum. Tercümanım Rama’ya bunun ne olduğunu sordum ve bana, 'Bu yalnızca YPJ ve IŞİD’in birbirlerine günaydın demesi' dedi."


Makalenin dikkat çekici bölümleri şu şekilde: “'Suriye hükümetinden bağımsız olmalıyız’ diyor 26 yaşındaki YPJ üyesi Evin Ahmed. Sözlerine, “Bu bölgeyi onlara bağlı kalmadan kontrol etmemiz gerek. Onlar bizi IŞİD’den koruyamıyor, bizim kendimizi ve ırkı ve dinleri fark etmeksizin geri kalan herkesi korumamız gerekiyor” diyerek devam ediyor.

Ahmed, birçok YPJ’li gibi arkadaşlarına sıkı bir şekilde sadık. “YPJ askeri olmayı seviyorum, diğer askerleri de seviyorum. Onlarla kız kardeşlerden daha yakınız. Bu, bana uygun olan tek hayat, başka türlü yaşadığımı hayal edemiyorum.

Trieb, bu duyguların, dürüstlük, ahlak ve adalet içinde yaşayan YPJ’nin diğer üyelerinde de olduğunu söylüyor. “Onların sloganı Heval” diyor Trieb, “ve bu onlar için çok önemli. Birbirlerine (ve bana) dayanışma ve kardeşlik içinde davranıyorlar. Birbirlerine Heval diyorlar, ve benimle konuştuklarında da bana “Heval Erin” dediler. Bu da sürekli bir aidiyet ve destek duygusu sağlıyor.



Kadınların yaşları 18 ila 40 arasında değişse de YPJ’de 12 yaşındaki Hevedar Mohammed gibi daha küçükler de bulunuyor. 18 yaşın altındakiler, fiziksel eğitim alsalar da savaşmalarına izin verilmiyor. Birçok YPJ’li gibi Hevedar da gruba, güçlü, bağımsız kadınlarla tanınması ve toplumdaki olumlu duruşu nedeniyle katılmış.

Hevedar, YPJ’ye katılmasını şöyle anlatıyor: “Arkadaşlarımın tamamının YPJ’ye katıldığını gördüm. Arkadaşlarım bana, YPJ’nin mükemmel olduğunu ve katılmam gerektiğini söyledi. Bir gün eve gittim ve anneme gruba katılmak istediğimi söyledim. İlk olarak hayır dedi, çünkü yaşım çok küçüktü. Tekrar sordum ve sonunda izin verdi. Babam da benimle çok gurur duyduğunu söyledi.”

YPJ’nin liderlerinden 33 yaşındaki General Zelal gibi diğer kadınlar da grubun bölgedeki kadınlara özgürlük getirdiğini düşünüyor: “Evlenmek, çocuk sahibi olmak ya da büytün gün evde durmak istemiyorum. Özgür olmak istiyorum. Eğer YPJ’de olmasam sanırım ruhum ölürdü. YPJ askeri olmak özgürlük demek – benim için özgür olmanın gerçek anlamı budur.”



“Kadınlar arasında bir his var” diyor Trieb, “Ana hedefleri bu olmasa da YPJ’nin feminist bir hareket olduğuna dair. Kadın ve erkek eşitliği istiyorlar ve YPJ’ye katılmalarının bir nedeni de kültürlerindeki kadınlar hakkındaki düşünceleri geliştirmek ve ilerletmek – kadınlar güçlüdür ve lider olabilir.”

20 yaşındaki Sa-el Morad da Trieb’i destekliyor ve gruba katılma sebebini, “Erkeklerin yaptığı her şeyi biz de yapabileceğimizi, kadınların her şeyi yapabileceğini ve bizim için imkansız diye bir kavramın olmadığını kanıtlamak için katıldım. Evdeyken, erkekler kadınların ev temizleyeceğini ve dışarı çıkmayacağını düşünüyordu. Ancak, YPJ’ye katıldığımda her şey değişti. Hepsine, silah tutabildiğimi, çatışabildiğimi ve kadınlar için imkansız olduğunu düşündükleri her şeyi yapabileceğimi gösterdim.”



YPJ, ön cephelerde iki haftalık dönüşümlerle işliyor. Trieb’e göre, küçük gruplar, bölgenin güvenliğini sağlamak amacıyla Rabia’nın sınırındaki çeşitli gözlem noktalarında bulunuyorlar. Bir kısmı terk edilmiş Irak ordusu binalarında yaşıyor ki bu binalar kötü durumda ve herhangi bir lüks yok. Çoğu zaman, IŞİD’in ateş etmeye hazır keskin nişancıları metreler ötede oluyor. Ne var ki, bu şartlar altında bile, YPJ her zaman “düzenli ve çatışmaya hazır” diyor Trieb. Trieb sözlerine şöyle devam ediyor: “Bazılarının özel arabaları, çatışma çıkma ihtimaline karşı harekete geçmek için binaların önünde park halinde bekliyor. Onlar korkusuz ki kendileri için böyle demeyebilirler. Onlar korkuyu göz önüne alıyor ve yine de ilerleyemeye devam ediyor.”

NBC NEWS

Tıpkı Marie Claire’de olduğu gibi NBC News’da da Erin Trieb’in izlenimlerine yer veriliyor. Suriye’de YPJ’nin yanında bir hafta kalan Trieb, birçok fotoğraf çekmiş. Fotoğraflarda, YPJ askerlerinin askerî eğitimleri, günlük halleri, yemekleri, aileleriyle geçirdikleri zamanlar ve hatta kişisel bakımları görülüyor. Trieb, grubun yemeklerinin bölge insanları tarafından bağışlanması nedeniyle abartılı olmadığını ifade ediyor.


FOREIGN POLICY

“IŞİD’le savaşan zorlu kadınlarla tanışın” başlıklı yazıda, “PKK’den gerillalar Kuzey Irak’ta ön cephedeler. 24 yaşındaki Avesta’nın da aralarında bulunduğu grubun liderlerinin birçoğu kadın” deniyor. Avesta’yla yapılan röportaja yer verilen makale, Avesta’nın diğer savaşçılarla bir araya gelmek için bir askerî üsse girmesiyle başlıyor.

Makalenin bir bölümü şu şekilde: “IŞİD savaşçıları birkaç kilometre uzaklıkta, ancak bazıları hala genç olan Kürt keskin nişancılar çok sakin. Kahve ve çayın faydalarını tartışıyorlar, kamptaki durumu masaya yatırıyorlar ve birbirleriyle şakalaşıyorlar. Avesta yalnızca 24 yaşında ancak çok daha yaşlı duruyor. Yüzü kırışmış ve pürüzlü; elleri ise nasırlı. Tüfeği her zaman yanında duruyor; sırtına asmadığı zamanlarda uzanabileceği bir mesafede duruyor – Kürt gerillası olarak belirsiz hayatına eşlik ediyor.


Avesta sert çatışmaya yabancı değil. PKK, Türkiye ordusuna karşı 30 yıldan fazla savaştı. Avesta, orduya karşı 2012, 2008 ve 2005’teki savaşlarda yer aldı. “PKK savaşçıları cihatçılara karşı gelmeye hazır” diyor Avesta, “IŞİD sıkı bir şekilde savaştı. Ne var ki, Türkiye ordusuyla yaptığımız savaşlar kadar ciddi değildi. Türklerin savaş uçakları ve hava gücü var.” Avesta, Sincar’da Kürtlere yapılan felaketleri gördüğünde PKK tarafından Mahmur’a gönderilen ilk grup gerilla arasında olmaya karar vermiş.

Türkiye’nin güneydoğusundaki engebeli dağlarda kendini keşfetmiş Avesta; “Kadınların da güçlü olabileceğini dağlarda fark ettim.” Marksist bir örgüt olan PKK’nin içinde, muhafazakar Müslüman dünyada çok nadir görülecek şekilde birçok kadın var. Örgütün liderlerinin yarısı kadın. Bu özelliğiyle Kürt gerilla grup, kadınları evlere hapseden ve onlara çocuk yetiştirme, yemek ve temizlik yapma ve kocalarını mutlu etme gibi görevler veren IŞİD’in köktendinci görüşlerinin tam karşısında duruyor.”

Yazı, Avesta’nın 12 Eylül’de, IŞİD’in kurşunu sonucu hayatını kaybettiğinin belirtildiği editörün notuyla sona eriyor.

MASHABLE

Emily Feldman’ın kaleme aldığı “Dağların çağrısı – IŞİD’le mücadele eden kadın savaşçılar” başlıklı yazıda, tıpkı diğer yazılarda olduğu gibi Kürt kadınlarla söyleşiler yer alıyor. Özlem adlı bir gerillanın Mahmur’da yaşadıklarını anlatmasıyla başlayan makalenin dikkat çekici kısımları şöyle: “Özlem, IŞİD’in Sincar’da ne yaptığını biliyorduk. Mahmur’a IŞİD’e karşı büyük bir saldırganlıkla geldik” diyor.


Örgüt, günler boyu IŞİD’in siyah bayraklarla Mahmur’a ilerleyişini dinlemiş. IŞİD bölgeye vardıktan sonra geçen 76 saatte Özlem, PKK’de her zaman olduğu gibi kadın ve erkekler beraber, diğer Kürt birliklerle cihatçı militanlarla bölgenin kontrolü için savaşmış.

Özlem ve savaşta yer alan diğer kadınlar, özellikle kadınlara karşı barbarlıkları bilinen radikallerle savaşmaktan özel bir mutluluk duyduklarını söylüyor. “Onlar kadınların düşmanı, fakat yalnızca kadınların da değil” diyor Özlem, “Onlar bölgenin tamamının ve dünyanın da düşmanı.”


PKK’nin savaşçı kadrosunda, erkeklerle aynı fiziksel eğitimi alan yüzde 40 civarında kadın bulunuyor. Cinsiyet eşitliği Marksist temellerde kurulan PKK’nin en önemli özelliklerinden biri. Erbil’deki Kürt Kadın İlişkileri Ofisi’nin Başkanı Meral Zin Çiçek, “IŞİD’e karşı savaşan kadınların varlığı, onlara çok kuvvetli bir mesaj gönderiyor” diyor.”

Derleyen: Neşe İdil