Remziye Karakuş'un haberi

Türkiye, 31 Ocak 2001 tarihinde TBMM Genel Kurulu'ndaki İçtüzük görüşmeleri  sırasında ölümle sonuçlanan bir kavgaya tanık oldu. Kavganın ardından kalp krizi geçiren DYP Urfa Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu yaşamını yitirdi. Bir grup milletvekilinin bir anlık öfkesi sözlü sataşmalara dönüşmüş ve bu da Mecliste büyük bir kavgaya  sebep olmuştu. Bu kavga bir milletvekilinin hayatını karartırken, birinin de hayatına mal olmuştu.

O tatsız olaydan bugüne Mecliste çok şey değişti. Hükümetler, partiler, isimler değişti ama değişmeyen tek şey kaldı: Kavga...

Neredeyse her gün televizyonlarda, gazetelerde, internette, milletvekillerinin hakarete varan sözlü sataşmalarına, kavgalarına rastlar olduk. Her defasında sıkılmış yumruklar, parmak sallamalar, boğaz sıkmalar, kavga için çıkarılan ceketler, öfkeden kan çanağına dönmüş, nefretle bakan gözler, kıravat bir yanda, gömlek bir yanda kavgaya tutuşmuş kocaman insanlar... Belki içlerinden kaç tanesi kavgadan yarım saat önce katıldığı televizyon programında şiddetin aslında ne kadar kötü olduğunu anlattı, gençlere bu konuda nasihatlerde bulundu.

Ama ne yazık ki  televizyonlarda, konferanslarda, panellerde anlatılanlar sadece orada kaldı. Bu TBMM Genel Kurulu'ndaki toplantılarda hiç uygulanmadı ve uygulanacak gibi de görünmüyor.

Peki Meclisteki bu tarz tatsız olaylar için kadın milletvekilleri ne diyor?

Bazen kavganın tam ortasında kalan, bazen meslektaşlarını ayırmaya çalışırken kavgadan nasibini alan, bazen de yaşayanan kargaşayı korku dolu gözlerle uzaktan izlemeyi tercih eden kadın vekiller...

Onlar da bu durumdan rahatsız... ''Bu kavgalar siyaseti itibarsızlaştırıyor'' diyen de var.''Biraz sabırlı olalım, Mecliste neyi paylaşamıyoruz ki'' diyen de...

İşte kadın vekillerin Meclisteki kavgayla ilgili görüşleri:

HAKARET VE KAVGA SİYASETİ İTİBARSIZLAŞTIRIYOR

Ayşe Nur BAHÇEKAPILI ( AK Parti İstanbul Milletvekili):

Hiç kimse hakaret etme özürlüğüne sahip değil. Her partinin milletvekillerinin duruşuyla ilgili bir eğilimi, bir duruşu vardır. Ama hiçbir parti kendi milletvekillerinin davranışlarıyla ilgili emir veremez. Genel Kurulda hakaret edip, kavga eden vekillerin siyasetten anladıkları şey kişisel ahlak üzerinde neler kurguladıklarına bağlı.

Bizim bu konuyla ilgili diğer parti kadınlarıyla bir araya gelmemiz mümkün olmuyor. Politikayı böyle hakaret ederek ve bunu amaç edinen insanlarla bir araya gelseniz de bir karar alamazsınız. Bence bu tavır vesayet sisteminin kişilerin düşünce sistemlerinde yarattığı hortlamadır. Meclis içinde hakarete varan, saygısız davranışlar toplumun gözünde siyaseti itibarsızlaştırıyor.

BEN RAHATSIZ OLUYORUM

Siyaseti itibarsızlaştırdığı için de ülkenin siyaset yapma alanına başka güçler davet ediliyor. Ben bu yüzden bunlardan rahatsız oluyorum. Oysaki siyasetin itibarını korumak ve siyasetin alanını genişletmek siyasetçilerin elinde. Siyaseti ne kadar itibarsızlaştırırsak, başka güçlerin de siyasete müdahalelerinin önünü açarız. Siyaseti vesayet altında tutmanın önünü açarız.

KÜFÜRLÜ KONUŞMALARDAN HERKES RAHATSIZ

Melda ONUR (CHP İstanbul Milletvekili):

Meclisteki kavgadan herkes rahatsız oluyor. Küfürlü konuşmalar, ağır hakaretler sadece kadın vekilleri değil, erkek vekilleri de rahatsız ediyordur. Bu tarz olaylarda başkanın tavrı çok önemli. Bu kavgalar çoğunlukla erkek başkanların olduğu günlerde oluyor. Bu başkanların partilerini unutup, çok ani olmaları gerekiyor. Meclis başkanvekilinin tavrından dolayı bu kavgalar teşvik ediliyor, kışkırtılıyor. Milletvekilini bir birey olarak değil, ona oy vermiş kitle olarak düşünmeleri lazım.

ARKADAŞLARIMIZI SAKİN OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Karşıdaki vekile yapılan saygısızlık, ona oy veren kitleye yapılmış gibi görmek gerekiyor. Neyi paylaşamıyoruz ki, sakin olalım. Kavgalardan sonra arkadaşlarımızı da sakin olmaya çağırıyoruz. Bunu bütün partilerin yapması lazım. Sonuç olarak bu kişinin kendisine zarar verir. Çoğunlukla tahrik eden kişinin alkış alması, oradaki atmosferi daha da kötüye götürüyor.

KAVGA AKL-I SELİM KİŞİLERİN DAVRANIŞI DEĞİL

Semiha ÖYÜŞ (AK Parti Aydın milletvekili):  Mecliste kavga, hakaret gibi şeyler akl-ı selim insanların davranışı değil. Kendini kaybedercesine savunma gücü kullanmaya kalkışmak böyle olumsuz görüntülere sebep oluyor. Olaylarda bir öfke kontrolü kaybıyla karşı karşıya kalıyoruz. Öncelikle bu tür durumlara fırsat vermemek lazım. Elbette ki herkes fikrini ifade edecek. Ülkenin görüşlerinin temsil edildiği demokratik bir platform burası. Her görüşe saygımız var; ancak bu görüşü ifade ediş biçimi de nezaket kuralları içinde olmalı.

 

Kaynak: Haber7