PROSTAT KANSERİ YAŞLI ERKEK HASTALI DEĞİLDİR.

Yaşlı erkek hastalığı olarak bilinen prostat için birçok bilinenin yanlış olduğu belirtildi. Prostat, erkekler için ciddi bir o kadarda tehlikeli bir sağlık sorunudur. Dünyada ve Türkiye'de en sık görüyen kanser türünden olan prostat kanseri erken teşhis edildiğinde, tedavide büyük avantaj sağlanıyor. Ancak bazen halk arasında doğru olarak kabul edilen birçok yanlış kanı, hastalığın teşhisinde geç kalmaya sebep oluyor. Bu nedenle, mutlaka özellikle 50 yaşından sonra belli aralıklarla prostat muayenesi olmak gerekiyor. Doç. Dr. Hakan Özveri, prostatla ilgili doğru bilinen yanlışları anlattı:

1-Prostat kanseri sadece yaşlı erkeklerin hastalığıdır – YANLIŞ

 

Prostat kanseri çoğunlukla yaşlı erkeklerde görülse de hastaların önemli bir kısmı, 50 yaş ve altında olan daha genç erkeklerdir. Bu yanlış bilgi, bazen erken teşhiste dolayısıyla da tedavid gecikmeye neden oluyor.

 

2-Benim hiç idrar şikayetim yok, o nedenle kontrole ihtiyacım yok – YANLIŞ

 

Prostat kanseri, erken dönemde hiç şikayet vermiyor. Ayrıca kanser türleri içinde, en az şikayete neden olanlardan biridir. Öyle ki, prostat kanserinde şikayetler başladıysa hastalık ileri evrededir.

 

3-Prostat kanseri ailemizde yok, bu nedenle endişelenmeme ve kontrole gitmeme gerek yok – YANLIŞ

 

Prostat kanserlerinin önemli bir kısmı ailevi ya da ırksal özellikte değildir. Evet, ailede varsa risk artıyor ancak hala erkekte 50 yaş üzerinde en sık görülen kanserdir.

 

4-Prostat kanseri için sadece PSA testi yaptırsam yeterli olur, test normalse kanser değilim – YANLIŞ

 

Bu düşünce, belki de en büyük yanlışlardan biri. Bazı saldırgan prostat kanserleri, kanda PSA seviyelerini artırmıyor. Sadece PSA ile yapılan kontrollerde, prostat kanserlerinin dörtte biri atlanabiliyor. Prostatın büyümesi ya da iltihaplı hastalıkları gibi kanser dışı durumlarda da PSA yükselebiliyor. PSA’nın yüksek olması her zaman kanseri göstermediği gibi, düşük olması da yüzde 100 kanser olmadığını göstermiyor. Bu nedenle muayene yapılması, bazı prostat kanserlerinin tanısının konulabilmesinde tek yöntemdir.

 

5-Prostat kanseri yavaş ilerler ve öldürmez – YANLIŞ

 

Bazı prostat kanserlerinde, diğer bazı kanser türlerinde olduğu gibi yavaş bir ilerleyiş olduğu doğrudur. Ancak bir kısmının da çok saldırgan karakterde ve hızlı ilerlediği unutulmamalıdır. Bunu belirleyen özellikler, ancak uzman ürolog görüşü ile belirlenebiliyor.

 

6-Prostat kanseri eşime ya da çevremdekilere bulaşabilir – YANLIŞ

 

Prostat kanseri, bir enfeksiyon hastalığı gibi bulaşıcı değildir. Cinsel ilişkiyle bulaşması da mümkün değildir.

 

7-Prostat ameliyatı sonra erkekliğim biter. İktidarsızlık ve idrar kaçırma kaçınılmaz bir sondur – YANLIŞ

 

Belki de en yaygın ve kişilerin kontrole gitmesine engel olan yanlışlardan biridir. Prostatın iyi huylu büyümesinde yapılan cerrahi tedaviler ya da kanser ameliyatları, ileri teknoloji yöntemlerle uygulanıyor. Bu nedenle uygulanan yöntemlerin yan etki yapma ihtimali oldukça azdır.

 

8-Doğru beslenme ve vitamin-mineral takviyeleri kullanarak kanserden tamamen korunabilirim – YANLIŞ

 

Beslenme ve yaşam tarzının genel anlamda kanser oluşumunu azaltıcı etkiye sahip olduğu bilinse de, bu bilgi belli yaşlardan sonra yapılması gereken kontrollerin aksamasına neden olmamalıdır.

 

9-Prostat hastalığı sadece cerrahi yöntemle tedavi edilebilir – YANLIŞ

 

İyi huylu prostat büyümesi ve prostat kanserinde, cerrahi tedaviler dışında pek çok natif tedavi yaklaşımı bulunuyor. Yaşam kalitesini bozan idrar sorunlarında, üroloji uzmanı sorunun derecesine göre sayısız seçenek arasından size uygun olan bir tanesini mutlaka önerecektir. Prostat kanserinde kişinin yaşı, eşlik eden hastalıkları ve yaşam beklentisi göz önüne alınarak, bazen “bekleyerek izlem” ya da “aktif izlem” gibi yaklaşımlar uygulanabiliyor. Ancak bu seçeneklere karar verme, uzman ürolog ve hasta arasındaki iletişim ve bilgilendirme ile oluyor.

 

10-Aşırı cinsel ilişki, prostat sorunlarına ve kansere neden olur – YANLIŞ

 

Bu bilgiler maalesef şehir efsanesi olmaktan ileri gidemeyen ve bilimsel değeri olmayan bilgilerdir. Günümüzde yapılan bilimsel çalışmalara göre prostat kanseri için bilinen en önemli riskler; genetik ailesel yatkınlık ve siyahi ırktan olmak. Birinci derece 1 erkek akrabasında prostat kanseri olması, kişinin prostat kanseri olma riskini 2-3 kat; birinci derece 2 akrabasında olması ise 4-6 kat artırıyor.