Karadeniz dosyasımızın duraklarından biri Samsun şehriydi. Samsun ekonomisi ve nüfusu ile bölgenin en büyük illerinden bir tanesi. Aynı zamanda Milli Mücadele'nin de bir bakıma başladığı şehir. Çözüm Süreci'ne bakış açısı diğer illerden farklı değil. İstek de endişe de ortak... Şeffaf süreç beklentisi de gözlerden kaçmıyor. Kimine göre "bölünme" kimine göre ise "normalleşme" yaşanıyor...   Şehirde sürece karşı olanlar bile başarılı olursa takdir edeceklerini söylüyorlar.
 
Samsun'da görüşlerini aldığımız kesimlere "Sürece destek veriyorlar mı, sürecin başarılı olacağına inanıyorlar mı, süreçle ilgili endişeleri var mı, Türkiye'nin bölüneceği korkularına katılıyorlar mı ve Karadeniz için seçilen 'Akil İnsanlar' için ne düşünüyorlar?" sorularını yönelttik. 
 
AK Parti Samsun İlk Başkanı Fuat Köktaş, Samsun MHP İl Başkanlığı Basından Sorumlu Başkan Yardımcısı Ayhan Cengiz, AKS TV Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sallabaş, Samsun Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Necdet Uzun, Samsun Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Başkanı Necdet Güneysu ve Samsun halkının Çözüm Süreci ile ilgili Haber 7'ye yaptığı açıklamalar dikkat çekiyor. 
 
İşte Samsun perspektifinden Çözüm Süreci
 
AK Parti Samsun İl Başkanı Fuat Köktaş: Bu iş vurmayla kırmayla çözülmüyor
 
Türkiye'de 30 yıldır devam eden ve galip-mağlup tarafı olmayan sorun var. "3-5 çapulcuyla başlayıp 5 bin kişi" olarak ifade edilen teröristlerin sayısında herhangi bir azalma şu ana kadar olmadı. Biz hiçbir insanın hayatını kaybetmesine taraf değiliz. Demek ki bu iş vurmayla, kırmayla çözülmüyor.  Öyleyse bir 'Çözüm Süreci'ni ortaya koymak lazım. Çözüm Süreci'ni de ortaya koyarken mutlaka şehitlerimizin kemiklerini sızlatmayacak, varislerinin başını öne eğdirmeyecek, gazilerimizin de vicdanlarını yaralamayacak bir çözümün olması gerekiyor.
 
Karadeniz'de şöyle bir hassasiyet var. Vatan için en fazla şehit veren bölgelerden biridir ve bu yüzden içi sızlamıyor değil.  Karadeniz halkı ihtiyatlıdır ve Başbakanına güveniyor.  Biz meramımızı, derdimizi, büyük Türkiye hedefini anlatıyoruz. Bu yolda ayağımızda pranga olmamalı...
 
Samsun'da diğer siyasi partilerle bire bir irtibat halinde değiliz ama seçmenlerine her platformda ulaşıyoruz.
Üzerine basa basa Çözüm Süreci diyoruz. Başbakanın ağzından deklare edilen bir konu var: "Silahlarını bırakıp gidecekler" bunun dışındaki süreçlerin ne getirip, götüreceğini göreceğiz.  Bu milletin hilafında bugüne kadar bir şey yapılmadı bundan sonra da yapılmaz
 
"Türkiye bölünür" korkularını gayri ciddi görüyorum. Toplumun görüşünü yansıtmadığına inanıyorum.  Nevruz'da Öcalan'ın mesajında Misak-ı Milli vurgusu vardı. Muhalefetin de pek itirazı olduğunu duymadım. Bahanelerle süreç sabote ediliyor.  Sorduğumuz tek şey var "Çözüm Süreci ile terör bitsin mi, bitmesin mi?" Bunlar seçim yatırımı da değil. Eğer başarılı olmazsak siyasetten siliniriz.
 
Akil adamların bir kısmını iyi tanıyor, bir kısmını ismen biliyoruz. Bunlar Çözüm Süreci'ni yönetecek değiller. Çözüm merkezine doğru bilgi verip, merkezden gelenleri doğru aktaracaklar. Bunların görev süresi bir iki ay.
 
AKS TV Genel Yayın Yönetmeni Sinan Sallabaş: Akan kan açısından hayati önem taşıyor
 
Çözüm Süreci yada Kürt Sorunu nasıl tanımlarsa tanımlasın akan kanın durması açısından değerlendirildiği zaman hayati önem taşıyor. AK partinin bu konuda atmış olduğu adımı sonuna kadar destekliyoruz. Böyle bir adımın atılması ve akan kanın durması gerekiyordu.
 
Anadolu binlerce yıldan beri herkesin koynunda barındığı bir medeniyet ve bu ülkenin çocukları bunu binlerce yıl öncesinde de yapabildiler yine yapacaklardır. Sürecin sekteye uğraması için gelişmeler olacaktır.
 
Toplumun her kesiminde silahların susması adına çok güçlü bir irade oluşturuluyor. Kürt Sorunu sadece PKK ile ilişkilendirilecek bir sorun değil, Osmanlı  döneminde bile var olan bir problemdi...
 
Bu coğrafyanın içerisinde çok farklı dilden renkten insanlar var. Bunu manipüle etmek ve zayıflatmak isteyen çok fazla etken var.  Bunların hiçbirine izin verilmeyecektir ve bunun içinde dua ediyoruz.
 
Terörden dolayı 17-18 yaşında gencecik Türk ve Kürt çocukları bu işte yok oldular. Kendi kanımızı akıtmaya başladık. Anaların gözyaşlarının dinmesi gerekiyor. Vicdanı olan herkesin süreci desteklemesi gerekiyor.
Öncelikle insan olarak bakmamız gerekiyor. Bu süreç yaşandığı için de ne Kürtler Kürtlükten Türkler Türklükten olacak. İnsanların "eğitim yapabilmeleri, anayasal vatandaşlık hakkı" bunlar zaten olması gereken şeylerdi.
 
Bunun sıkıntılarını sadece Kürtler yaşamıyor. Devletin bakış açısını değiştirmesi gerekiyordu. Meclisin bu sorunu çözebileceğini  düşünüyoruz. Diğer taraftan bu ülkede yaşayan aleviler var, başka etnik gruplar var onlara da eşit yaklaşmak gerekiyor. Anadolu hepimizin, Diyarbakır ne kadar İstanbul'sa  İstanbul o kadar Diyarbakır olmalı ve bunu başaramazsak birileri Irakta olduğu gibi gelir bizim adımıza bu ülkede sınırlar çizer.  .
 
Bu ülkede ne siyasetçilerin hakları birbirine düşürme gibi bir gücü olabilir ne kimsenin böyle bir siyasi yaklaşımı prim yapar. Bunların hepsine sanal korkulardan beslenmiş toplum algısının yarattığını düşünüyorum. Ulusalcılar, cumhuriyetçiler, dindarlar, dinsizler, Kürtler, Türkler, solcular, sağcılar, Sünniler, Aleviler gibi toplum ayrıştırılarak siyaset ve politikalar yürütülüyor. Uzak durmak gerekiyor. Çünkü yolda birdir Hak da birdir, dinde birdir.
 
Akil insanlardaki 63 kişinin kim olduğunun bir önemi yok. Bu sorunun çözülmesi adına taşın altına kim elini  sokuyorsa  onun alnını öpmek lazım "yüreğine sağlık" demek gerekiyor.
 
Ateş her ne kadar düştüğü yeri yakıyor ise de ateşin düşmediği yerlerde de yüreği yanmış insanlar bu iş için bir araya gelip bu sorunu çözümü için katkıda bulunuyorlarsa onlara yardımcı olmak gerekiyor. Çok zaman kaybettik. İnanıyorum  ki iyi bir süreçte dünya üzerinde Anadolu'da yaşayan bütün halklar birlikte çok  daha iyi noktalara kendilerini  taşıyacakları yeter ki birbirimize olan inancımızı sevgimizi merhametimizi vicdanımızı kaybetmeyelim.
Samsun, Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Necdet Uzun: BDP'nin Karadeniz'e gelmesi akıl tutulmasıydı
Çözüm sürecini şu şekilde destekliyorum "bu ülkede terörün sonlandırılması" ifadesi bence en uygun ifadedir. Çünkü çok hassas bir dönemdeyiz sözcüklerin çok önemi var.
 
Barış Süreci ifadesinin doğru olmadığına inanıyorum. Ortada bir savaş yok ki barış süreci olsun. Türk halkı ile Kürt halkının bin yıldır kardeşliği sürüyor. Biz et ve tırnak gibiyiz. Binlerce insanımızı kaybettik. Kim istemez terörün sona ermesini...
 
"Analar ağlamasın" diyoruz çok doğru bir ifade, hem canımızı hem de milyarlarca liramızı terörle mücadeleye harcadık.
 
Hiç kimsenin kimseyi incitmeye kırmaya hakkı yok. Ve iktidarın da muhalefetin de çok dikkatli sözcükler kullanması lazım. Bu ülkede sürece hayır diyebilecek bir sağ duyu sahibi göremiyorum. Buna hayır demek "senin de evladın ölsün" demek. 37 yıllık gazeteciyim askere gidecek yeğenlerim, oğlum var. "Acaba bu gece bir şey oldu mu?"  diye huzur içinde yatamayacağım. Bu olaylar sürdüğü sürece annelerin eli böğründe yani ben terörün sonlandırılmasını katıksız destekleyenlerdenim.
 
BDP'nin çok daha özenle ifade kullanması lazım akılcı olması lazım. Tek taraflı bir gelişme yok iktidar gerçekten bu işe özen gösteriyor. Ama BDP tarafı daha hiç bir şey yokken sıcağı sıcağına Karadeniz Bölgesine gelmesi bence akıl tutulması idi. Karadeniz insanını provoke eder gibi ziyaret. Çocuğu ölmüş, şehit olmuş. Vuran taraf cenaze evine gidiyor.
 
Bu süreç bir fırsattır ve başarıya ulaşması lazım. Hatırlarsınız Bingöl'de 32 erimiz şehit edildiği o yıllarda böyle bir süreç başlıyordu. MGK'da böyle bir kara alınacaktı. Af gibi terörü sona erdirecek bir takım önlemler alınacaktı. Ama maalesef o menfur saldırı oldu.
 
Şimdi o günlerden bu günlere baktığımızda o günlerde de bu tür çalışmalar vardı. Şimdi böyle bir fırsat var ve iyi gidiyor. Bence şeffaf bir şekilde sürdürülmesi bu çalışmaların yapılması kafalardaki soru işaretlerini azaltacaktır. Ama bunlar halktan gizlenirse karşı faaliyet gösterenlerin ekmeğine yağ sürülmüş olunur.
 
Millet olarak 'Mozaik' değil 'Ebru'yuz!
 
1870'li yıllardan bu yana Türkiye'nin Osmanlı-Rus harbinden sonra başlayan Türkiye üzerinde oyunlar var planlar var haritalar var. Samsun'da da yaşayan Kürt vatandaşlarımız var. Bölünerek bir şey büyümez ki çoğalarak büyür. Başka ülkelerde ki etnik yapılara benzemeyen bir tarafımız var bizim... Biz mozaik değiliz. Ben bu ülkeyi ebruya benzetiyorum. Biz ebruyuz biz bölünmeyiz kimsede bizi bölmeye cesaret edemez.
 
63 akil insan seçildi bu insanların hepsi bölge dışında oturuyor. Bu sevilen sayılan insanlar ama bu bölgenin sözü dinlenen insanları da var. Bu insanları da buraya katmamız lazım...  Orhan Gencebay gideli olmuş 50 sene ancak babasının cenazesine aile yakınlarının cenazesine geliyor Samsunla bir irtibatı kalmamış, ne olup bittiğini bilmiyor.
 
Buradaki insanların çözüm sürecine ilişkin kuşkuları var. Kuşkular dediğim gibi eyalet sistemi büyükşehirlerin yasasının çıkmasıyla beraber çoğaltılması bir eyalet korkusu var. Ben eyalet fikrine elbette ki karşıyım ama ademi merkezi sisteme de evet diyorum. Büyükşehir yasası zaten başlı başına bir yerinden yönetimi ortaya koyuyor. Eyalet dediğin zaman bayrak kanunun gibi bir takım şey olacak. Elbette bu doğru şey olmaz. Ben bunu kabul edemem ve bu ülkede kimse bunu kabul etmez.
 
Samsun Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Başkanı Necdet Güneysu: Bu normalleşme sürecidir
Sürece en uygun başlık "normalleşme süreci"dir. Önceden böyle bir sıkıntımız yoktu. Kucak kucağaydık. Birileri bir takım hesaplar yaptı ve hiç kimsenin memnun olmadığı bir sonuç ortaya çıktı. Başta küçümsendi ama on binlerce insanın ülkesini ya da köyünü terk etmesine, binlerce Türk yada Kürt gencin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Memur Sen olarak bunun normalleşmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Süreci destekliyoruz. Bölgenin insanları iyi tanıyan sivil toplum örgütünden birisi olduğumuza inanıyorum.
 
Kardeşlik dostluk barışa ihtiyacımız var. Kandan beslenmeyi, kavgadan rant sağlamayı asla aklının ucundan geçirmeyen herkes "akil insan"dır bu ülkede...
 
Taşın altına elini koyanlar ister siyasetçiler ister sivil toplum örgütleri ister kanaat önderleri olsun hesaplarını günübirlik yapmıyor.
 
Bir sivil toplum örgütü olarak ülkede eğitim öğretimin kalitesi artmalı, batıdaki çocuklarımız nasıl devletin sunduğu eğitimden yararlanıyorsa, doğudakiler de yararlanmalı.
 
Sürecin tarafları bu başarıyı istiyor. Sabotajlar olacaktır. "Bu süreçte amaç terörist başını affetmek, ülkeyi parçalamak" diye bir takım şeyler kullanacaktır ama bence niyetler halis olduğu sürece bu iş başarıya ulaşılacaktır.
 
Uluslararası iç dış güçler dediğimiz o güçlerin provokasyonu bugüne kadar bir bir engellendi. Bunun zemini hazır dünyayı yöneten o süper güçler bugün çok daha farklı bir şekilde olaya bakıyor. Önceden bu terör uluslararası bir gücün uzantısı idi. Bugün milli bir sorun haline geldi.
 
Bu sefer başarmaya mecburuz. "Başarılamazsa ne olur" endişeleri yersiz. Bu ülkede maalesef her alanda özgürlük ve kardeşlik taleplerinin önüne korkular konuldu. Korkular olacaktır ama bence bu korkular yersizdir. Dünyada  bir ülkeyi bir daha parçalayayım bölelim yok. O dönemler geçti.
 
Dünyayı sömürenler  kendi sömürge topraklarını terk ediyorlar. Bugün doğuda güneydoğudaki insanlara hangisine sorarsanız sorun bölünecek ayrı bir devlet ülke yok! Birçok askerimiz şehit oldu. Doğuda ve güneydoğuda annelerin yüreği yandı. Hangi can olursa olsun ölen her can bir kayıptır.
 
Dünyada farklı ırklardan bir araya gelen tek millet biz değiliz. Bizden çok daha farklı çok daha mozaiği parçalanmış bir araya gelmiş birlik ve beraberlik içerisinde yaşayanlar var. Bülkede bir insanın ana dilinde türkü söylemesinin annesine babasına bir şeyleri ifade etmesinin yasak olduğu dönemleri biliyoruz.
 
İnsanın doğuştan gelen özgürlük haklarını kendilerine tanıdığınız sürece istismarcılarda bunu istismar etmeyecektir. Devletin pozisyonu çok önemli geçmiş dönemde bu devlet maalesef bu konuda çok ayrımcılık yaptı.
Seçilen 63 Akil İnsan  var! Sanatçıların toplum üzerinde etkileme gücü vardır. Orhan Gencebay'ın Türk ya da Kürt olduğuna kimse bakmaz. Müziğinden etkileniyorsa orada da bir etki gücü vardır. İbrahim Tatlıses'i Urfalısı Mardinlisi ne kadar seviyorsa Karadenizli de o kadar seviyordur. Bunun dışında aydın insanlar dediğimiz bir kesim de var. Bu insanlar görüşlerini toplum üzerinde ifade etmişlerdir. Taraftırlar daha doğrusu burada sıkıntı var. Bu insanlar Karadeniz'i hem de doğu güneydoğuyu iyi bilenler olması gerekir.
 
Bence bu toplumda omuz omuza mozaiği yakalayacak olan ve dini kanaat cemaat önderleridir. Bence en önemli olanlar bunlar halk bunların ağzına bakıyor.
 
Samsun MHP İl Başkanlığı Basından Sorumlu Başkan Yardımcısı Ayhan Cengiz: Bu Çözüm değil 'Tanıtım Süreci'
MHP'nin birilerine Çözüm birilerine göre Açılım Süreci dediği konuya bakışı herkes tarafından açık bir şekilde bilinmektedir. Ama şunun altını çizmekte fayda var, buna "süreç" değil, tanıtım deseler daha doğru olur. Kabul ettirme veya insanları ikna etmek ve en son Akil İnsanlar'ın seçimi söylediğimi tasdik ediyor.
 
MHP, kim tarafından ortaya konursa konsun Türk milletinin faydasına olacak bir şeyin karşısında durmaz. MHP her zaman "önce ülkem, sonra partim" demiştir. Süreçte bir fayda olsa, insanların ocaklarını söndüren meseleye sırtını dönmesi mümkün değil. Kesinlikle zarar getireceğine ülkeyi param parça edeceğine inanıyoruz. Ama başarılı olursa da takdir ederiz.
 
Ortada yanlış bir algı var. Türkiye'de Kürt sorunu gibi bir sorun yok. Terör sorunu var. Müzakere ile terörün bittiğini hiç kimse söyleyemez. Müzakere değil mücadele edilmelidir... Terör odağı da bellidir.
 
Üst makamlardaki kişiler diyorlar ki "terör biterse MHP biter"miş. Bu ne sakat bir mantık! PKK'yı MHP mi kurdu? PKK militanları, Türkiye'nin belli bir bölgesinde silah zoruyla oyları MHP'ye mi topluyorlar? Bizim terörle yada silahlı mücadeleyle hiçbir bağımız olmadı. Terörün bitmesi birilerini bitirir. Bitmesini de biz canı gönülden istiyoruz.
 
Türkiye'ye 80'li yıllardan beri bir sürü bedel ödeten terör örgütünü ortaya koyduğu beklediği bir şey var. Adım adım dayatmalarını kabul ettiriyorlar. Hedefleri Bağımsız Kürdistan'ı kurmak. İsrail'e hizmet eden bir bölge oluşturmak. Bu endişeden de öte realitedir ve Türkiye'yi bölünmeye götürür.
 
Kürt kardeşlerimizle Türk milletinin hiçbir ferdinin bir problemi olmamıştır. Kardeşlerimizle bir savaşımız yok ki, ne barışı olacak!  Biz diyoruz ki o bölge de yaşayan bizim kardeşlerimizin temsilcisi bunlar olamazlar.
 
Memleketi yönetme yetkisi elinde bulunduranlar bugün suç işliyor. Ülke hudutları içinde bir rivayete göre 2005 bir rivayete göre 3 bin tane eli silahlı terörüstün dolaştığını söylüyorlar ve başbakanda diyor ki "bırakın gidin!"  Böyle bir şey var mı? Başbakan içişleri bakanı müşteşarı, milli savunma bakanı ve genelkurmay başkanı suç işliyorlar. Bunun hesabı da kanuni yolla bir gün sorulur.
 
Türk milliyetçiliğini sadece cumhuriyetten sonraki döneme bağlamak yanlıştır. Rahmetli başbuğumuz bunu öyle bir veciz bir şekilde ifade etmişti. "Biz ne kadar Türk isek Kürtler de o kadar Türk'tür. Onlar ne kadar Kürt ise bizde o kadar Kürt'üz" demiştir.
 
Seçilen 63 Akil İnsan grubu kesinlikle kanunsuzdur. TBMM bu milletin meselelerini çözecek tek yetkili ve yasal organdır. Bizim akil insanlarımız 550 kişi ve Meclis'teler...
 
Samsun CHP İl Başkanlığı Üyesi Onur Çolakoğlu: Hükümete sesleniyoruz "bizim içimizi rahatlatın"
Terörün bitmesini her Türk vatandaşı gibi bende istiyorum zaten siyasetin amacı sorun yaratmak değil çözmektir. Terörün bitmesini istiyoruz ama çözüm sürecinin desteklenmesi konusunda da çözümün ne olacağının ortaya konması gerekiyor.
 
Neler konuşuluyor kimlerle ne konuşuluyor "Brüksele, Irak'ın kuzeyine, İmaralı'ya gidildi ne konuşuldu, onlar ne ortaya koydu?" bunlarla ilgili bir bilgimiz yok.
 
Herkes gibi bende terörün bitmesi konusunda taraftarım. Sürecin başarılı olacağı çok göreceli bir şey kime göre başarılı olacak? Türkiye'de yaşayan tüm insalar olarak bize bir sorulsun bakalım ne istiyorsunuz, nasıl bitsin süreç?
 
Terörün bitmesi konusunda "hayır" diyecek bir insan tanımıyorum. Terörü her türlü bitirirsiniz, bölersiniz, parçalarsınız demokratikleşerek de bitirirsiniz veya birçok şeyi göz ardı ederek de bititrebilirsiniz.
 
Hükümet tarafının olsun İmralı'nın olsun ne istediklerinin maddeler halinde neler koyduklarını bir görmek lazım. "Terör bitecek" diye ben gidip Güneydoğu'yu parçalayıp Kürdistan adı altında bir devlet kuracaksam o zaman "terör bitmesin" diyecek insanlar olacak.
 
Bu sürecin sonunda bölünme gibi bir risk var, bölünme korkumuz var. Bu sadece bizim düşündüğümüz bir şey değil somut veriler var elimizde...Google Maps'te çıkan Kürdistan haritalarını, Amerikan askeri haritalarında Kürdistan diye bir bölgenin ortaya çıkarılması, NATO toplantılarında bu tür haritaların yayınlanması gibi olaylar bizlere endişe veriyor.
 
Hükümete sesleniyoruz "bizim içimizi rahatlatın" Bölünmenin dışında rejim değişikliği bazında başkanlık sistemi, federasyon, konfederasyon yani bölgelerin ayrı bir bayrak altında toplanıp konfederasyon oluşturup federasyona dönüştürülmesi bunlar da endişe kaynağı.
 
Akil insan kavramını CHP zamanında orataya atmıştı. Kılıçdaroğlu'nun bir sözü vardı akil insalar toplayalım buna sadece mecliste grubu olan partiler değil tüm siyasi partileri de içine alacak şekilde tüm bu kavaramını ortaya atan CHP'dir.
 
Biz akil inslardan bahsederken Türkiyenin en çok emek veren veya emek sektöründen gelen insaları da içine katacak şekilde, Akil İnsanlar önerisi yapmıştık.Hükümetimiz de birkaç yıl aradan sonra dediğimiz noktaya geldi.
Seçilen akil insaların etiketlerine baktığımız zaman içerisinde sanatçısı, sendikacısı, yazarı var birçok kesimden bir çok insan var. Etik açıdan baktığımız zaman bir problem göremiyoruz ama hükümetten şunu beklerdik; "sizden de bir insan istiyoruz" demeliydiler. Bir çoğunu çok tanımamamakla beraber eleştirdiğim insanlar da var.
 
SAMSUN, ÇÖZÜM SÜRECİNE İNANIYOR DESTEK VERİYOR AMA ENDİŞELERİ DE YOK DEĞİL
 
Samsun'da diğer tüm bölgelerde olduğu gibi ortak istek terörün bitmesi, kan dökülmesinin önüne geçilmesi! 
Muhalif partiler süreç olumlu sonuçlanırsa takdir edeceklerini söylüyor.
 
Türkiye'nin bölünmesi korkularına katılan da var katılmayan da ama ortak fikirleri bu işin sanıldığı kadar kolay olmadığı...
 
Diğer taraftan görüşmelerin şeffaf sürdürülmesi yönündeki talepler de dikkat çekiyor.
 
Çünkü sürecin içeriğine dair belirsizlik tüm kesimleri rahatsız ediyor. Akil adamlara ilişkin pek itiraz olmasa da "cemaat önderleri ve din adamları da olsun" beklentisi var. 
 
hakan.goksel@haber7.com
 
bahadir.alemdar@haber7.com
 
Kaynak: Haber7