YPG/YPJ ve HPG/YJA Star tarafından Şengal dağında IŞİD'in vahşetinden kurtararak Dêrik'teki Newroz Kampı'na yerleştirdiği Êzidîlerin hikayeleri aynı.

Hepsi, IŞİD'in saldırıları başlar başlamaz dağa sığınmışlar. Çünkü onların can güvenliğini sağlamakla görevli olan KDP Pêşmergeleri, daha saldırılar başlar başlamaz bölgeyi silahlarıyla birlikte terk etmiş. Halkın, "Bize silah verin" talebini de karşılamamış. 4 gün dağda aç susuz kalan halk, YPG/YPJ ve HPG/YJA Star gerillalarının neredeyse fedai eylemiyle oluşturulan güvenlik koridoruyla Dêrik'e  ulaştırıldı.

IŞİD çetelerinin yolculuk sırasında zaman zaman savaşçılara yönelik saldırıları oldu. Ailelerin hemen hemen hepsi geride ya öldürülen yakınlarının cenazelerini bıraktı ya da savaşçı olarak dağda kalan yakınlarını. 

Aileler yaşadıkları dramı ANF'ye anlattı.

'ŞENGAL LAZIM BİZE'

1-578.jpg

Kampa kalanlar ailelerden biri de 9 aile birlikte 20 gün önce gelen Metû ailesi. 

Şengal dağındaki yaşadıkları günler için "En çok su sorunu yaşadık. Su kaynağı, bulunduğumuz yere 2 kilometre uzaklıktaydı. Oradan getirebiliyorduk" diyor. 

Sohbet sırasında Dilvîn adında genç bir kadın, "Burada neye ihtiyacınız var?" sorusuna, net yanıt veriyor: Şengal lazım bize.

Ailenin tamamı, Şengal'e dönmek istiyor ancak can güvenliklerinin sağlanmasını istiyorlar. Ya uluslararası bir güvence ya da YPG'nin bölgenin savunmasını üstlenmesini bekliyorlar ve ekliyorlar: Avrupa'ya gitmek istemiyoruz.

'ŞENGAL'DEN BAŞKA BİR YER OLMAZ BİZE

3-241.jpg

Çadırların arasında dolaşırken, iki ucunda geleneksel kıyafetleri iki yaşlı çiftin oturduğu bir çadır dikkat çekiyor. 65 yaşındaki kadının adı Kûrtê, 90 yaşındaki erkeğin ise Miço.

Yaşlı kadın mırıldanır gibi konuşarak, "Şengal'den başka bir yer olmaz bize. Oraya dönmek istiyoruz" diyor. 

Evin oğlu Derwîş söze giriyor: Aileye bakacak biri olsa ben de burada durmazdım. Şengal'de savaşırdım.

Sonra Êzidîlere yapılanları anlatıyor: Hiçbir halka Êzidîlere yapıldığı gibi yapılmadı.  5 bine yakın insanımızı öldürdüler. Kadınlar, kız çocuklarımız kaçırıldı. Başlarına ne geldiğini bilmiyoruz.

PÊŞMERGE GENÇLERİMİZİ ÖLDÜRDÜ

Bir çadırda Dahulan, Dugurî ve Zorava köyünden gelen Êzidîler oturuyor. 

IŞİD'in vahşetini anlatıyorlar. İçlerinde oğullarının da bulunduğu 6 erkeğin elleri arkadan bağlanarak öldürüldüğünü, kafası kesilen insanlar olduğunu söylüyorlar. 

Biri "Gençler savaşmak için kaldı, biz geldik" diyor.

Sonra söz KDP Pêşmergelerine geliyor. 3 Ağustos günü gerçekleşen bir olayı isimler vererek anlatıyorlar:

"IŞİD Şengal'e saldırmadan önce HPG gerillaları geldiğinde Peşmerge kontrol noktasında 3 gerillayı tutukladı. IŞİD saldırılarına başladığında, KDP'den bize silah vermesini istedik. Ancak onlar silah vermek yerine gençlerimizi öldürdü.

Zorava Köyü'nden Îlyasê Mîrzako'nun 3 ve Naîf Mirad'ın bir oğlu KDP Pêşmergeleri tarafından öldürüldü. Yûsif, Elî, Eyaz adlı kişiler ile ismini bilmediğimiz bir kişi daha öldürüldü."

IŞİD saldırıları sırasında yerleşik halde olan Arapların da saldırılarına maruz kaldıklarını anlatıyorlar, "Evlerimizi talan ettiler, kadın ve kız çocuklarını kaçırdılar" diyor.

Başka biri, kaçırılan kadınların kendilerine telefonla birkaç kez ulaştığını, Tel Afer, Sinun, Badûş ve Musul'da tutulduklarını, "Keşke bizi savaş uçakları vursa da ölsek" dediğini söylüyor. 

EŞARBIN UCUNDA SAKLI ŞENGAL DAĞI

5-066.jpg

Çadırların arasında dolaşırken, geleneksel kıyafetleri içinde yaşlı bir Êzidî kadın, önümüzde duruyor. Adı Misrê.

Bir yandan yaşadıklarını anlatırken, diğer yandan eşarbının ucunu açmaya çalışıyor. Siyah bir poşet parçasına sarılmış bir kaç tohumu gösteriyor. 

"Kîzvan otu" diyor. Kokluyor ve ekliyor: "Şengal dağı koksun diye getirdim".

Eşi ve 2 oğlu, Şengal Savunma Birlikleri'ne (YBŞ) katılmış. YPG/YPJ'yi kastederek, "Artık sizin yanınızda güvendeyiz" diyor.

"Şengal'e dönmek istiyor musunuz?" sorusuna yanıt verirken, dua eder gibi ellerini gök yüzüne kaldırıyor. Ağzından tek bir cümle dökülüyor: Şengal'e dönmekten başka bir şey istemiyoruz.