Bir çok aşiret gibi Xelikan Aşireti'nin Kürdistan ve Orta Anadolu Bölgesinde dağınık bulunmalarının sebebi egemen güçlerin Kürtlere karşı uyguladıkları "böl, parçala, yönet" politikası olmuştur. Hiç bir aşiret ya da aile doğup büyüdüğü toprakları bırakıp başka bölgelerde yaşamak istemez. Osmanlı İmparotorluğu’nda sürgün, belli bir kurala dayanıyordu, ‘Büyüklüğüne göre, her köy ve kasaba, on haneden biri ya da iki haneye kadar sürgün çıkarmak zorunda bırakılıyordu’.

Yapılan araştırmalarda, Reşwan Aşiret Konfederasyonun bir kolu olan Xelikan Aşiretini Horasan’dan Revanduz’a, Eriwan’dan Adıyaman’a bağlayan görüşler çoğunlukta. Bugün Süphan Dağı çevresi; Patnos, Erciş, Malazgirt, Van, Ahlat, Kars, Muş, Ardahan, Çıldır, Iğdır ve Hoşap ve Güney Kürdistan’ın Zaxo beldesinde hala Xelikan, Xalikan, Xelki, Xelke ve Reşi adıyla bilinen konar-göçer aşiretler yaşamaktadır. Reşiyan adı birçok yerde, Reşwan, Rışvan, Reşi, Reşiyan olarak geçer. Yaşadıkları böleger ise, Muş-Malazgirt’te: Xelikan, Van’da; Mam Reşan, Reşi, Xalikani, Haso Xalikan, Patnos’da: Xelki, Iğdır’da: Xelkan, Antep’te: Rışvanlar, Hasankeyf’te: Reşiler, Adıyaman’da: Reşi ve Xelkan, Malatya’da; Xelikan, Yozgat’da; Rişvan, Xalekanlı, Sivas’da: Reşiler, Kırşehir’de; Reşiyanlar ve Güney Kürdistan’ın Zaxo’ya bağlı Xelikan beldesinde Xelikanlıların yaşadığı bilinmektedir...

Osmanlı belgelerinde Adıyaman (Besni, Kahta) ve Malatya bölgeleri, Reşiyanların ilk sürgün yerleri olarak adı geçer. Osmanlı Şikayet ve Maliye Defterleri'nde 1677'de "Adıyaman bölgesine doğudan gelen Rişvanzade İbrahim yönetiminde 800 kişilik Rişvan aşireti, Adıyaman Besni kazasına bağlı Sığraz Köyü'ne zorla yerleştirildiği" yazılıdır. Aynı belgede ‘bu bölgede bulunan diğer Türkmen boyları arasında yaşanan çatışmalardan dolayı bu bölgeden çıkarılmaları için 1688'de Müfettiş Paşa'ya ve Hısn-ı Mansur (Adıyaman) kadısına buyruk verildiği" yazılıdır. Bu tarihten sonra Xelikanlıların da içinde bulunduğu Rışvanların bir kısmı sürgüne gönderilir. Evliya Çelebi'nin gezi notlarında: ‘Osmanlı Devleti'nin Kuzey Suriye, Rakka, Urfa, Antep ve Toroslar arasındaki bölgede uyguladığı sürgün politikası Adıyaman yöresi halkının büyük sıkıntılar çekmesine yol açtı.’der...

Gerek Osmanlı ve gerekse ‘derbentçilerin-korucuların’ baskıları sonucu çıkan çatışma ve isyanlarda, bu bölgede, bulunan Kürt aşiretlerinin güneye sürgün edildiklerini görüyoruz. Antep yöresinde "Kabir Gediği" Rişvan Gediği olarak da bilinen bir tarihten söz edilmektedir. Osmanlılar, Antep Merkez-Pancarlı köyü yakınlarında, Rışvanları katliamdan geçirir ve yüzlerce insan cesedi açılan çukurlara dondurulur. Hala bugün bu yörede yaşayanlar "Rişvanların kabiri-mezarı" derler. (Osmanlı Tahrir defteri Ağustos 1696) Bu katliamdan sonra Xalikanlıların da içinde bulunduğu Rışvanların bir kısmı kuzeye sürgün edilir...

Başka bir Osmanli tahrir defterinde ise 17. asırdan itibaren Adıyaman, Malatya ve Antep'ten gelip Yozgat, Kırşehir ve Sivas bölgelerine sürgün edilen aşiretlerin olduğu yazılıdır. Bugün Yozgat, Sivas ve Kırşehir bölgelerinde; Yozgat’ta; Rişvan, Xalikanlı, Xalekenlı, Sivas:’da Reşiler ve Kırşehir’de; Reşiyanlar bulunmaktadır. Başka bir belgede ise şunlar yazılıdır: ‘1750 tarihinde Antep ve Suriye'nin Kürt dağlarından sürgün edilen Reşwan aşireti, Sivas'ın Divriği ilçesine yerleşir. Yerleşik halkla yaşanan sorunlar nedeniyle, Osmanlı İmparatorluğu'na şikayet edilen aşiretin bir kısmı, Adıyaman ve Malatya yöresine tekrar gönderilir. Araştırmacı Hacı Deniz'e göre ise, ‘24 boydan oluşan Reşwan Aşireti'nin 5 boyu, önce Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesine oradan da Kırşehir'e gelerek Malya Ova'sını yurt edinir. Yöre halkının çadırda yaşayan aşiretten rahatsız olması üzerine Osmanlı padişahının fermanıyla aşiret üyeleri köylere dağıtılır.’der. Bu bölgeye yerleştirilen Kürt aşiretleri, 1710 – 1800 tarihleri arasında Osmanlılar tarafından derbentçi-korucu olarak atanan Çapanoğulları tarafından sürgüne tabii tutulur ve aşiretlerin bir çoğu Ankara-Haymana bölgelerine sürgün edilir. Bu tarihten sonra Xelikanlıların bir kısmı Xelike Karacadağ olan kasabaya yerleşiyorlar. 1800 ve 1850 tarihlerine kadar Xelikanlılar bu bölgede yarı göçebe bir hayat sürdürürler. Xelikan aşiretinin büyük bir bölümü 1851 yılında Kulu’nun Karacadağ kasabasından bugünkü Cihanbeyli’ye bağlı Xelikan’a (Gölyazı) yerleşirler.

Bölgede bulunan Hititlere ait yaklaşık 2-2,5m yüksekliğinde ve 1 m. genişliğinde sulama amaçlı yapılan ‘su bendi’, zaman içinde bu bölgenin ‘Xelkedondurma’ adıyla anılmasına neden oldu.

Kaynak Orta Anadolu'da Kürtler – Rohat Alokm
Birnebun Dergisi
Veger Dergisi