Selim Çürükkaya / Devlet 1984 Ocak ayında yeniden biz tutuklulara saldırmaya başladı. Gerekçesi, bize tek tip elbise giydirmekti, bu sadece bir gerekçe idi ama asıl amacı 1980- 1983 yıllarında Diyarbakır cezaevinde tutukluların içine alındıkları cendereyi yeniden kurmaktı.

Cezaevindeki bütün tutuklulular, bunu biliyor ve görüyorlardı. O dönemde Yılmaz Demir Özgürlük yolu davasınadan dolayı tutuklu idi.

Bu günkü PSK, o gün Özgürlük yolu adını taşıyan bir dergi çıkarıyordu, PSK illegal bir parti olduğundan, PSK liler özgürlükçüler olarak biliniyordu..

İşin doğru tarafını söylersek, Özgürlük yolunun Diyarbakır cezaevindeki liderleri, hem ruhen hem bedenen işkencecilere teslim olmuşlardı.

'Darbe gelmiş devlet güçlüdür, devlete karşı direnemeyiz' deyip, hem kendi kitlelerini, hemde diyer tutukluları kurallara uymaya, (burada kurallar işkence demektir, bunun bilinmesini istiyorum) davet ediyorlardı.

Onlara göre eğer tutuklular rahat durur, devletin her dediğini yaparlarsa, devlet tutuklulara karışmayacaktı. Kendilerı rahat durdular, işkencelerden ürken tutukluların çoğu bunlara uydu. Ama gel gör k;i kurallara uyan, mahkemelerde savunma yapmayan, gece gündüz marş söyleyen bu tutuklular, direnen tutuklulardan yüz kat daha fazla işkence gördü.

Her türlü insanlık dışı işkenceler bunların üzerinde denendi. Örneğin cop sokma, bok yedirme, bir birlerine tecavüze zorlama, işleri sadece beyinlerinde direnme fikri olmayanlara uygulandı.

Kimse Diyarbakır cezaevinde direnen birine, bok yedirildi, cop sokuldu diyemez. Ve tek bir örnek veremez!

Cop sokma, bok yedirme, birbirine tecavüze zorlam, arkadaşını dövdürme gibi aşağlayıcı işkence yöntemleri, devletini dediklerini yaparsak bizi fazla ezmezler diyen kişilere karşı uygulandı.

5 Eylül 1983 Günü cezaevindeki düzene karşı top yekün bir ayaklanma oldu ve düzen toptan degişti. İşkenceler kaldırıldı.

Yaklaşık bir yıl sonra, ayni düzen bir daha geri getirilmek istenince, bütün koğuşlarda barıkatlar kuruldu. 24 gün süren barıkat savaşında ölen ve yaralanan çok sayoda tutuklu olunca, tehlikeli bir ortam görülünce, Özgürlük yolunun ileri gelen adamları yeniden teslimiyet teorılerini kendi teraftarları arasında yaymaya başlayınca, Yılmaz Demir çok önemli bir tavır koydu.

Kitleleri teslimiyete davet eden liderlerine bedeni ile takoz oldu.

Boynuna bir karton astı, üzerine kırmızı kalamlemle: 'Özgürlük için savaşmayana özgürlükçü denemez' diye yazdı: Ve kendini astı.

Bana göre PSK bu güne kadar Yılmaz Demir' i anlamadı.

Anlamak istemedi.

Anlamak istemiyor!

Nedeni ni ben burada yazmak istemiyorum.

Kendileri bulsunlar....

kurdistan-aktuel.org