salihyazar @ ybhaber.com

Aşk nedir?

Aşk, beşeriyet için gizemli, tadı kimine göre kekremsi, acı, tatlı bazen de hayatın orta yeri olmuştur.

Sevgilinin çarpık bacaklarını düz görmektir demiş şair.

Muhabbettir.

İnsan sevgisidir. Karşı tarafı kazanmaktır. Yunus Emre, Karacaoğlan, Mevlana da böyle dememiş miydi?

Namuslu olmaktır. Hayatın her alanında açık, anlaşılır ve duru olmaktır. 

Başkalarına tepeden bakmamaktır ve ötekileştirmemektir. Kendini esas alarak her şeye ve herkese nizam vermemektir.

 Farklı renklerle, kültürlerle ve dillerle bir arada yaşama zevkidir. Âlemde yalnız olmadığımızı bilmektir.

Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmektir.

Acısına rağmen sefil  hayata tenezzül etmemektir.

Kendi için istediğini, başkaları için isteyebilmektir.

Hakkından dolayı, kula kul olmamaktır.

Adil olmaktır. Bardağın tamamını görebilme erdemidir.

Mağdur yaşanmış maziye rağmen başkalarına şefkatle yaklaşabilmektir. Affetmesini bilmek ve intikam duygularından arınabilme cesaretini gösterebilmektir.

İnançları ahlaksızca  pazarlamamaktır.

Merhamete mazhar olacak güzel işler başarmaktır. Sadece Rabbin rızasını gözetmektir.

Hayat ile memat arasında yürüdüğümüz çizginin omuzlarımıza yüklediği derdi unutmamaktır.

Her belada bir Musa beklemek yerine, Musa olmaya çalışmaktır.

Sevgiyle her kapının açıldığını, onulmaz yaraların iyileştiğini bilmektir.

Ruh olup bedenlere girip can olmaktır. Cana can katmak, yok etmek değil.

Beşeriyetin tarihini kadınlara, annelere yazdırabilme sevdasıdır.

Her şeyi, herkesi azaltmadan ve artırmadan: olduğu gibi sevebilmektir.

Kibrin başını uçurmaktır. “Hiç” olmayı isteyecek kadar mütevazı olmaktır.

İnsanı karşılıksız, doyumsuz sevebilmektir.

Aşk, sözün bittiği yerdir…..

Bulor: "Aşk cennetin dilinden bize kalan tek andır"

salihyazar@gmail.com