salihyazar @ ybhaber.com

İnsanı kurban etme tarih boyunca çeşitli yerlerde ve topluluklarda yaygındı.

Keltler arasında insan kurban etme dehşet verici boyutlara ulaşmıştı.

Kuzey Avrupa halklarının bereket tanrısı Freyr için insan kurban edilirdi. Avrupa kavmi Sogd’lar insan kurban ederdi.

Antik Yunan mitolojisinde toprak ana “Gaia” nın kendi çocuklarını öldürüp yemesi, Zeus’un oğlu Dionysos’un titanlar tarafından yenmesi insanların kurban edilmesinin hep var olduğunu göstermektedir.

Hindu dininde,pek çok çocuk doğurup,sonra onları öldürerek yiyen tanrıça Kali başka bir örneğidir insanın

kurban edilmesine.

Sayısız medeniyet,binlerce tanrıya inanmış ve bu tanrılar uğruna milyonlarca insan kurban etmiştir.Aztek,Maya ve İnka medeniyetleri gibi..

Onlar,tanrıısal sistemleri istediği için kendi içinden seçtikleri müstesna kişiyi kurban ederlerdi.

Sonra bu işi semavi dinler bir adım öteye götürerek samimiyet testinden geçen insana hayatını bahşederek hayvanları kurban etmeyi önermiş ve öğretmiştir.

Tevrat’ta anlatılan Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İshak’ı kurban etme hadisesinin, insan kurban etmekten hayvan kurban etmeye geçişin sembolü ve başlangıcı olduğu söylenir.

Aynı olay,İslam dininde Hz. İsmail olarak anlatılır.

Hıristiyanlıkta insanların günahlarının temizlenmesi için hayatını adayan ve kendini kurban eden Hz.İsa’dır. Bazı teologlar bu anlamda Hz İsa’ya kuzu olarak  anar.

Bu yıl kurban bayramının birinci günü “Hayvanları Koruma Günü” olan 4 Ekim’e dek gelmesi tesadüf müdür yoksa ilahi bir mesaj mıdır kangren olmuş yanlıştan dönmek için..

Adı kurban ama yaşanılanlara bakılınca; gözü dönmüşlerin “et bayramı” olmasından öte bir şey değil.

Fakirin zenginden, mutsuzun mutludan, dertlinin dertsizden, güçsüzün güçlüden, kimsesizin kimsesi olanlardan ve her türlü baskı altında olanların özgürlerden alacaklı olduğu gezegenimizde dibine kadar insanın insana kul ve kurban edilmesi normalleşmiş. ..

Semavi ve beşeri inançların sevgi mesajları gün gibi ortada iken sorumluluklarımızı bilmeden,hıncımızı bigünah hayvanlardan almak merhametin dip yaptığı en derin yerdir.

Yanı başımızda İslam adına,insanları boğazlayarak  kesenlerle, yerden yere vurduğunuz geçmişte insanı kurban eden  barbar uygarlıklar arasındaki farkınızı  vicdanınız sızlamadan ve utanmadan anlatabilir misiniz?

Hayvanları  utandıran,insanları boğazlayarak hayvanlığa kurban edenlerin olduğu yerde kimin merhametine iltica edilir diye adama sormazlar mı?

Asıl olan,kurbanda bencilliğimizi, nefsimizi, kibrimizi ve hırsımızı aklımıza, vicdanımıza, kalbimize ve merhametimize kurban etmektir.

Beşeriyetin bedellerle oluşturduğu değerlere kurban ettiğimiz ve edeceğimiz hayatlardan daha anlamlı “kurban” olamaz.

Shakespeare : “İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor..Düşünmekten korkuyor...Sorumluluk getireceği için,Konuşmaktan korkuyor...Eleştirilmekten korktuğu için,Yaşlanmaktan korkuyor,gençliğin kıymetini bilmediği için.Unutulmaktan korkuyor... Dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.”

salihyazar@gmail.com