deniz-ozd36 @ hotmail.com

Danimarka'da her zaman  haberlerde, gazetenin baş sayfalarında, şehrin belirli yerlerinde Alinin, Hasanı, Muhammedin Mehmet’e, silah ile ateş açması, kimliği belirsiz birilerin Murat’a  siyah renkli Mercedes, Audi marka araçtan silah ile ateş açması sebebiyle Murat olay yerinde hayatını kaybetmesi gibi haberlere tanık olmaktayız. Uyuşturucu nedeniyle çeteleşen yabancılar ve Danimarkalılar sıklıkla kendi aralarında  yer paylaşımı hakkında hesaplaşmalar olur. Yabancılar aralarındaki hesaplaşmayı silah ile çözse de Danimarkalılar uyuşturucu satışını bir iş  olarak görüp birbirleri ile konuşarak, anlaşarak çözer.

Yabancı Müslüman isimlilerin  çete olaylarından dolayı cinayet işledi veya yaraladı  diye isimlerini  her zaman medyada duymaktayız. Buda yabancıların üstünde bir takım ön yargıların oluşmasına sebep olmaktadır.  Çetelerin baş vurdukları hesaplaşmalardan dolayı masum insanlarında ölümüne sebep olunmaktadır. 

Olaylara yüzeysel bakan insanlar; biz yabancılar kendi ülkelerimizden gelmeden  önce açtık, susuzduk geldik bu Avrupa  memleketlerine, adamların düzenlerini de  bozduk, adamları bizler yoldan çıkardık, bak bizim memleketlerimize,  Suriye’ye ve  Arap ülkelerine işte onlar böyledir! oralarda savaş var, bizler Danimarkalıları bozduk gibi yüzeysel, gerçek olmayan, minnettarlık duygusuna bağlı yanlış algılama biçimi olan,  madde üzerine değerlendirilen, her zaman kendisini ikinci sınıf insan olarak  gören bakış acısıdır. Tarihe bakılırsa kimi kimler, nasıl bozduğunu net anlaşılacaktır. Ama olayın bu tarafına konumuz uzamasın diye girmeyeceğiz. 

Polisin, basının zevk aldığı çeteler arasında hesaplaşmaların son zamanda tırmanışa geçmektedir. Irkçılık kokan bu yaklaşımları, güvenlik birimlerin  direk olarak müdahale etmek istemediği ve uzak durarak yön verdiği çetelerin kapışmasına masum insanların ölmesine de sebep olunmaktadır. Hiç bir zaman olaylara direk müdahile etmek istemeyen polis ve güvenlik birimleri çeteler arasında çıkan silahlı çatışmalardan sonra sirenleri çalarak olay yeri tespiti yaparak ertesi gün basının ilk sayfalarında direk Müslüman isimli şahsın isimlerini vererek içlerindeki kini yansıtmaktadırlar. Devlette  her çete üyelerin isimleri, yerleri, mekanları belli iken hiç bir zaman adreslerine baskın yaparak müdahale edilmiyor. Çünkü olayların içinde siyasi çıkarları mevcuttur. Bu sebepten dolayı  yabancıların üzerinden istenilen baskıyı yapma olanağı doğmaktadır. 

Yabancı gençlerin İslamlaşmasına tehdit olarak gören Danimarka hükümeti, insanların İslam’dan uzak durması uğurda servetlerini harcamaktadır. Danimarka hükümeti yabancı gençlerin  çeteleşmesini bir tehdit  olarak görmüyor. Camilerin,  Müslümanların toplandığı alanları sorguladığı kadar, çetelere müdahile edilmiyor.

Sorunlu şehirlerin İslami cemaatlerin yerleşmesi o yörenin insanlarını çete gibi örgütlerden uzak olmasına sebep olmaktadır. Ama devlet bunu bir sorun olarak görüp, yabancıların gençleri  İslamlaşıyor  diye basının ilk sayfalarında yer almaktadır.

Çetelerin aralarında husumetlerin nedeni paylaşamadıkları bölge  paylaşımıdır. Bu üyeler bir birlerine satmadıkları gibi alıcıları mutlak şekilde olması gerekir! Bu alıcıları çoğunluğu Danimarkalı olmasıyla aralarında uyuşturucu kullanan yabancılarda bulunmaktadır. Bazı  yabancı  gençlerin uyuşturucu  satma işini  yaptıkları gibi, aynı zamanda Danimarkalı yerlilerinde uyuşturucu satma işiyle uğraşmaktadır. Uyuşturucu satma,  yer paylaşımı konusunda çıkan olayları yabancılar çoğunlukla şiddete baş vursalar da, yerli olanlar yani Danimarkalılar konuşarak çözmektedir. 

Bu olaylar sadece Danimarka devletine has bir tutum olmadığı gibi diğer Avrupa ülkeleri de aynı tutum içindedir. Bu devletler çoğu uyguladıkları kanunları birbirlerinden esinlenerek almaktadır. 

Satan ne kadar suçlu ise alanın sucu hiç mi yok? Uyuşturucu satışı üzerinde uzlaşanların hiç mi suçu yok? Olaylara baktığımızda bu yönü gözümüzden kaçırılmak isteniyor, medyanın baskısı ile. Tüm olayların sebebi yabancılar olarak gösterilmek isteniyor.  

Olayları dışarıdan yüzeysel bakan  insanların gözüyle baktığımızda tüm suçlular yabancılar gibi gösterilip, yabancılar Danimarka’dan gitse her şey çözülür diye bakmaktalar. Bu yüzeysel bir bakıştır. Olayın derinlemesine, doğru bir fikir üzerine baktığımızda, olayın gerçek yüzü öyle değildir. 

Burada amacım yabancıları temize çıkarıp  Danimarkalıyı kötülemek değildir. Son zamanda uyuşturucunun yaygın olması, bu yüzden cinayetlerin çoğalmasına sebep olunmaktadır. Bu tür olayların  yabancılar yüzünden olmadığını, yanlış eğitim sistemin olduğudur. Olayların çözümü yanlış bir fikir üzerine  oturulmasıdır. 

 Batı kültürü içkinin, eğlencenin çok yaygın olduğu için uyuşturucuya hiç yabancı olmadığı bilinmektedir. Sabaha kadar içki, eğlence  partilerin  yapıldığı  bir toplumda uyuşturucun  normal olmasından doğal şey ne olabilir ki. 

Devlet  içi  siyasette uyuşturucu kullanımın belli miktara kadar serbest olduğu, sadece  çeteler arasındaki dağılımı hakkında  devlet müdahaleler yapmaktadır. Uyuşturucunun ne kadar ülkeye girip  çıktığını bilen güvenlik birimleri, polis hiç bir zaman tamamen engellemek istememektedir. Bundan para kazanan devlet siyaseti işlerine geldiği gibi çetelere ve uyuşturucu giriş çıkışına yön vermektedir.

Batı kültürüne  yakın olan bir maddeyi neden yasaklasınlar ki?  Danimarka’da uyuşturucu yaşının düştüğü ve  gençlerimiz  hızlı bir şekilde bataklığa düştüğü bir zamanda devlet müdahale yapmak istemeyip, bunun üzerinden devlet büyük rantlar elde etmektedir. 

Batı devletlerin ilk anaokulunda çocuklara aşıladığı tek şey hızlı para kazanmadır. Batı toplumların düşünceleri  kar ve zarar üzerinedir, topluma aşıladığı düşüncede böyledir. Okula ilk başladıkları zamanlar verdikleri eğitim sistemi hızlı para kazanma üzerinedir. Bu eğitim sisteminde büyüyen çocukların önceledikleri tek şey hızlı para kazanmak ve rahat yaşamdır. Gözlerini kırpmadan petrolleri elde etmek için bir hiç uğruna savaş açıp milyonlarca cana kıyan Batılı ve kapitalist devletler verdikleri eğitim müfredatından  ayrı düşünmemek lazım. Bu okullarda ve devlet sisteminden büyüyen çocuklar çok rahat bir yaşam istemektedir ve gözlerini kırpmadan insanların canlarını hiçe saymaktadırlar. 

Uygulanan eğitim, öğretim sisteminden dolayı, hızlı para sahip olmak için her alanı mubah gören insanlara neden olduğu gibi Müslümanlarda bu çarpık düşüncenin esiri olmuştur. Sekiz saatlik bir işte, on saat bir temizlik ve restoranda çalışacağına gidip  bir normal maaşlının bir ayda kazandığını iki dakikalık bir zamanda  alırım düşüncesindedir. Nitekim öyle yapmaktalar, uyuşturucu satarak çok kısa zamanda yüklü miktarlarda servet sahibi olunmaktadır. 

İslam eğitim sistemi ve düzeni kar ve zarara göre değil Allah (c.c) razı etmek için hayatını devam ettirmek zorundasın. Velev ki içinde menfaat sağlayacak bir şey olmasın. İslam çıkar ilişkileri üzerine  değil,  bir karıncayı dahi  zarar vermekten men eder. Aç kalsan bile insanlara zarar vermekten sakındırır ve bunun üzerine katı kuralları vardır. İslam her zaman  insanlığı en yüksek konuma çıkarmıştır. İslam eğitim müfredatı çocuklara İslam’ın hak din olduğunu ve bu düşünceden çıkan eğitim, nizama göre nesilleri yaşatmaktadır. Bu yol üzere insanlığı ön plana çıkarıp, nesilleri uyuşturucu müptelasından uzak durdurarak, hatta zerresini ülke sınırlarına girmesini engelleyerek, para, mal için her yolu mubah gören bir nesil değil, hayata gelme sebebi olan İslam  düşüncesini  her zaman nizam olarak görmüştür. 

Yazımı sonlandırırken çocuklarımızı gözümüz gibi koruyup. Birer ebeveynler olarak onları dışarıda kimin ile arkadaşlık ediyor, hangi ortamlara takılıyor, ne içiyor, ne yiyor, ne ile meşgul, bunun hepsini kontrol etmek zorundayız. Şu zamanda hiç tahmin etmediğin insanlar uyuşturucu kullanıyor.  Bu zehir hiç tahmin etmediğin yerden evine girip, ailene düzenini alt üst etmektedir. 

Maalesef dinimizi uyma zahmetini girmediğimiz için ve gayri İslami bir toplumda yaşadığımız için nesillerimiz uyuşturucu bataklığına düşmektedir. Gençlerin bu kötü yola düşmesinin nedenlerinden biride  olan anne-babanın ihmalkârlığıdır. Anne-baba çocuklar ile  ilgilenmeyip, çocukların sokakta büyümelerine neden olmaktadır. Devletin çetelere müdahale edemediği için, çeteler her zaman oyun parklarında, alış veriş merkezlerinde, kafelerde çocukları tehdit etmektedir. 

Yıllar önce  bir konferanstaydım, bir genç bir soru sormuştu, sorusu şöyleydi:şuan öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, uyuşturucu her yerde bulunup temin edilmekte, eğer İslam devleti kurulursa buna çözümüne olacaktır?  

Gencin cevabı çok manidardı ve şöyleydi: hiç bir zaman unutma ülkenin polisi, devleti uyuşturucuyu ülkeye sokmasa o ülkenin halkı bulamaz. 

Şuan daha net anlıyoruz, o gencin verdiği cevabı. 

Allah (c.c) bizi o günleri görmeyi nasip etsin. (Amin)