metinates @ ybhaber.com

İsmail BEŞİKÇİ, '' insanların düşüncelerinden dolayı cezai müeyyidelerle karşı karşıya kaldığı bir toplumda bilim gelişemez.'' diyor.

Dostoyevski'de Suç ve Ceza’da, Raskalnikov’un kişiliğine  eşitsizliği, toplumsal adaletsizliği, sefaletin sebep olduğu olguları da işler. Benim bundan çıkardığım sonuç ise; Suç olgusunun sadece suçu işleyenin iradesi dahilinde olmadığı gerçeğidir.Suç ve Ceza’nın konusuna dair şu da söylenmekte; ‘’Paranın, parayla ne yapılacağını bilmeyen, insanlık ailesine parazit olan aşağılık insanların elinde iken, toplumun gelişmesine büyük katkılar sağlayabileceklerin para sıkıntısı çekmesinin yanlış olduğu….’’

Yapabilecek bir şeyi kalmayan  çaresizin  çaldığı simit  ile  büyük servet sahiplerinin halen bu servete servet katma çabalar ve bu uğurdaki yolsuzlukları asla eşit değildir. Simidi çalan ile servet düşkününün  ‘’suç ve ceza’’  perspektifindeki yerleri ise simidi çalan hırsız, servet düşkünü ise dokunulmaz ünvanıyla adalet terazisindeki yerlerini almalarıdır.

1800’lü yıllarda yazılmış Suç ve Ceza.O günün rusya’sında  bile asli hırsızlara dokunulmamış.Donulmazlık…

Hırsızlara tanınan özgürlük, fikirlere tanınsaydı bu gün dünya çok farklı olurdu belki de.