salihyazar @ ybhaber.com

TÜİK verilerine göre ocak 2013 yılı itibariyle işsizlik oranı % 10,6,

2013 yılı sonu itibariyle beklenen milli gelir miktarı 11.318 dolar.

2013 yılı asgari ücret tablosu:

 

 

01.01.2013 - 30.06.2013 (Ocak)

01.07.2013 - 31.12.2013 (Temmuz)

16 Yaşından Büyükler

978,60 (Brüt) -773,01 (Net)(430Dolar)

1021,50 (Brüt) - 803,68 (Net)(440 Dolar)

16 Yaşından Küçükler

839,10 (Brüt) - 673,28 (Net)(370 Dolar)

877,50 (Brüt) - 700,73 (Net)(390 Dolar)

 

 

 

“TÜRK-İŞ'in araştırmasına göre 2013 Nisan ayı sonuçlarına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bin 12 TL(550 Dolar/15.05.2013 itibariyle), yoksulluk sınırı ise 3 bin 298 TL oldu(1800 Dolar/15.05.2013 itibariyle)”

“Asgari ücretle çalışan 16 yaşından küçük birini yıllık geliri 4520, büyük olan 5460 dolardır.”

“Sigortalı çalışanların yüzde 41,1'i asgari ücret alıyor. 9 milyon 574 bin 873 sigortalıdan yaklaşık 3 milyon 925 bin 698'i de asgari ücretli olarak çalışıyor. Buna göre çalışanların 1/3 açlık sınırının altında bir ücretle yaşamaya mahkûm edilmiş.”

“Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve İçişleri Bakanlığı verilerine göre, kamudaki toplam istihdam 2012 yılında (memur)3 milyon 215 bin 457'ye ulaştı. Ortalama maaşları 1750 TL dir. Tamamına yakını yoksulluk sınırının altında yaşamaktadırlar.”

“Türkiye’de toplam yaklaşık 22 milyon çalışan var, bunun yaklaşık 10,5 milyonu kayıt dışı olduğu tahmin edilmektedir.(S.G.K. Başkanı Fatih ACAR).Bunun faturası zengine değil, faturalıya ve asgari ücretliye ödetilmektedir.”

“Kayıt altında olmayan kesimler dikkate alındığında, Türkiye’de 46 milyon (%63) yoksullu sınırını altında yaşamakta olduğu tahmin edilmektedir..(Ocak 2013 Türk-İş)”

“Ocak 2013 ayı istatistik sonuçlarına göre, Türkiye'de toplam işçi sayısı 10.881.618 dir. Toplam memurların sayısı tüm kamu kurumları dikkate alındığında 4 milyona yaklaşmaktadır.”

Son altı ay içinde batan ülkelerin piyasalarından kaçan, 10 milyar dolardan fazla sıcak para, Türkiye’nin yüksek faiz limanlarına demirledi. Borsanın bu kadar yükselmesi tamamen bundan kaynaklanıyor.

Bankalar, piyasalardan %6 gibi faizlerle mevduat toplamaktadır. Topladığı paraları en az % 10 gibi faiz oranlarıyla kredi olarak vatandaşa kullandırmaktadır. Aradaki % 4 farkla, sırtımızdan, paramızla servetlerine servet katmaktadırlar.

Tüm dünyada bankalar, finans kurumları zarar ederken, bankalarımızın yüksek karlar elde etmesi başka nasıl açıklanabilir? Rakamlar bize meydan okuyor. İşte hendek, işte deve atla atlayabilirsen. İşin içinden çıkamıyorsunuz. Nasrettin Hocanın fıkrası gibi rakamlar. 

Hani Hoca eve akşam yemek için bir okka et getirmişti, hanımı arkadaşları ile bir güzel yemişti. Hoca akşama eve gelip, eti sorunca kedi yedi, demişti. Bunu üzerine Hoca kediyi tartmıştı. Kedicikte bir okka çıkmıştı. Hanımına dönerek, kedi bu ise et nerede, yok bu kedi ise getirdiğim et nerede demişti.

Devletin ortaya koyduğu rakamlar doğruysa, şu iddia ettikleri 10 bin dolarlık milli refahımız nerede? Refah değilse on bin dolar  nerede? On bin dolar değilse, bizim paralar nerede ve kimde? Birileri “paralanırken”, bize “paralanmak” mı düşüyor?

Hükümetin bakanları, ekonomi kurmayları, çözüm üretmek yerine her gün ”ün”lüyor, vatandaş inliyor.

Ben ekonomist değilim ama üç beş rakamı yorumlayacak kadar matematik bilirim.

Bu hesaba ve ortada olan rakamlara göre birileri bize yalan söylüyor.

Sizce kim bunlar?

(Bugün(15.05.2013 dolar kuru üzerinden(1 Dolar:1,816 TL) )

salihyazar@gmail.com