samiavci @ ybhaber.com

Ebû Hüreyre (r.a.)anlatıyor:

“Allah Resûlü (s.a.v.) şöyle buyurdu:

“Kim helâl kazancından bir hurma kadar sadaka verirse –zaten Allah ancak helâl kazançtan yapılan sadakayı kabul eder– Allah o sadakayı sağ eli ile kabul eder.

Sonra onu içinizden birinin tayını büyüttüğü gibi büyütür ve sonunda o sadaka dağ gibi olur.”

Buhârî, Müslim, Nesaî, Tirmizî,

İbn Mâce ve Sahih’inde İbn Huzeyme 

Sevgili çocuğum,

Sen neyinden sadaka verebilirsin ki? Hem nasıl?

Bir kazanç ve gelir sahibi olmadığın gibi bir rızık sahibi de değilsin. Babandan aldığın ve senin için ayrılmış sınırlı miktardaki günlük cep harçlığından başka  hiçbir gelirin de yok. Bunun da çok az ve ancak günlük ihtiyaç ve giderlerini karşılayacak kadar olduğu da şüphe götürmez bir gerçek.

Üzüntüden bağrı yanmış dert sahibinin ateşini söndürmek, aç olanı doyurmak, Allah’ın adının anıldığı camilerin yapımı veya insanlara faydalı olan çeşitli hayır kuruluşlarının kurulması gibi faaliyetlere katılmak suretiyle kendini iyilik yapmaya alıştırır ve vicdanının da seni bu yöne sevketmesini sağlayabilirsen...

Evet, bunu yapabilirsen kazancın ne olacak?

a) Öncelikle, gönlünün derinliklerinde güzel, asil bir gelenek kök salacaktır. Böylece iyilik, senin söz ve eylemlerinde daima rehberin, olacaktır. Son derece şefkat sahibi yumuşak huylu, duyarlı, kibar ve seçkin bir şahsiyet olma yolunda ilerleyeceksin.

b) Halkın sevgisini ve güvenini kazanıp toplum tarafından sevileceksin.

Halkın sevgisi, paha biçilemeyen ve değeri takdir edilemeyen sermaye kabul edilir. Toplumun sana duyduğu güven senin en büyük hazinendir; dünya hazineleri arasında bu güvenin bir benzeri daha yoktur!.

c) Yaptığın iyilik, bu anlattıklarımızın da ötesinde, ahirette Allah-u Teâlâ katında senin için açılmış büyük bir hesap olacaktır. Bu hesabın artma ve büyüme oranı /miktarı nedir?

Allah, yaptığın her bir iyiliği on katı iyilik olarak hesabına geçmektedir!

Suyun ateşi söndürmesi gibi sadaka da günahı söndürür!

Sadaka olarak verdiğin şey katlanarak büyür ve on katına ulaşır. Ayrıca bir de fazlalık vardır! Nasıl?

Hadis-i şerîfinde Hz. Peygamber (s.a.v.) bize bildirmektedir ki Allah-u Teâlâ’nın bir hurma miktarı kadar da olsa helâl kazançtan verilen sadakayı sağ eli ile kabul ettiğini bildiriyor. Allah’ın sağ eli, hadiste gerçek anlamında kullanılmayıp kinayedir. Yâni Allah’ın, o sadakadan hoşnut olduğunu ve onu kabul ettiğini anlatır. Sonra daha başka?

Sonra Allah o sadakayı sahibi için büyütüyor...

Mutlak Yaratıcı olan Allah, o sadakanın, sanki yeni dikilmiş bir fidan, bir filiz ya da yeni doğan bir tay misali beslenme ve büyümesini üstleniyor, garanti ediyor.

Tay sahibinin tayına ne derece bakım ve itina gösterdiğini, tayına karşı olan şefkat ve merhametini elbette biliyoruz. Onu besliyor, temizleyip tımarlıyor, soğuktan ve kırağıdan koruyor, sıcaktan uzak tutuyor, yürüme alıştırmaları yaptırıyor. Ona en içten, en saf şefkat ve sevgiyi gösteriyor. Ta ki büyüyünceye, varlığı artıp gelişinceye ve güçleninceye kadar.

Şu kadarı var ki, bu tay ne kadar büyürse büyüsün asla dağ büyüklüğüne ulaşamaz.

Fakat,

Senin verdiğin o sadaka...

Hacim, ağırlık ve değer bakımından basit bir hurma... İrilik, yükseklik ve ululukta dağ gibi oluncaya kadar Allah’ın yemininde büyümeye devam ediyor. Onu dağ gibi büyütmek Allah için hiç de zor değil.

İşte burada iyilikler binlerce kere on katını aşıyor!

Sevgili gençler...

Her ne kadar iyilik, kendisine maddi değer biçilebilen türden birşey olsa bile, asla maddi ölçü ve kriterlere boyun eğmez! Özelikle de Allah-u Teâlâ katında...

Bir örnek vereyim:

Cebinde 10 liran olsa ve sen bu 10 liranın 1 lirasını muhtaç hak sahibine sadaka olarak versen infak etsen. Toplumun geçerli gelenek ve adetlerine göre cebindeki 10 lira 9 lira olmuştur. Fakat gerçekte ve Allah katında o 10 lira, 19 lira olmuştu. Zira hayr-u hasenat yolunda harcadığın o 1 lira katlayarak büyümüş ve 10 katına ulaşmıştır. Sakın, ‘bu ahirette!..’ deme! Dünya hayâtı ile ahiret hayâtı, iman edip de takvayla kuşanan insanlar nezdinde birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır.

Allah’ın Resûlü Muhammed (s.a.v.) ne kadar doğru söylemiş:

“Sadakadan dolayı hiçbir mal eksilmemiştir.”

Kavramanı istediğim diğer bir gerçek daha var:

Anlatıldığına göre; Hz. Aişe (r.a.) sadaka olarak vereceği dirhem veya dinarlara, onları fakirlere vermeden önce güzel kokular sürüyordu. Niçin böyle yaptığı kendisine sorulduğunda:

“Çünkü sadaka fakirin eline düşmeden önce Allah’ın eline düşer.” cevabını verdi.

Sadaka vermen ve böylece de verdiğin o sadakayı ebedi kılman gerekmez mi?

Allah seni korusun, sana yolunu göstersin ve adımlarını iyilik yapma yönünde doğrultsun.

Allah’ın selâmı üzerine olsun.