salihyazar @ ybhaber.com

Türkiye çürüdü, çürüdü, çürüdü ve koktu artık.’ Y.N.Öztürk

Haberleri, gündemi takip etmek istemiyorum artık. Midem kaldırmıyor.

Düne kadar az da olsa adamlık yakıştırdığımız insanların geldiği düşkün, pespaye, çapsız, kıytırık ve karaktersiz halleri görmek midemi kaldırıyor.

Gazete okuyamıyor, televizyon izleyemiyor ve kitap okuyamıyorum.

Korkuyorum.

Yine ve yeni bir facianın haberini almaktan korkuyorum.

Bir şey yapamamanın verdiği öfkeyle istenmeyen şeyler yapmaktan korkuyorum.

Gerici yönetim anlayışının kışkırtmasıyla toplum o kadar kutuplaştı ve geriye savruldu ki..

Akıllar durdu, diller lal oldu, vicdanlar yok oldu ve gönüller kör oldu.

Böyle bir ortamda okuyarak yaşanılan yeni dipsizliklerin ve ahlaksızlıkların  farkına varmak korkutuyor beni .

Aklım, vicdanım ve gönlümün kontrolünü kaybetmekten ve başıma iş açmaktan korkuyorum faşizmin cehenneminde.

Pislik boyumuzu aşmışken; giderek azalan, iskeleti hep aynı olan namuslu insanlardan başka tepki gelmemesinden dolayı delirmekten korkuyorum.

Yine patlama, yine tarifi imkânsız acılar, yine kaybolan canlar ve umut dolu hayatlar.

İsyana durmuş; acı, keder, öfke taşıyan sözcükler boğazda düğümleniyor.

Gerisi bildiğiniz gibi. Aynı yüzsüzler, yalanlar, yalancılar ve ahlaksızlar.

Belki geçecek, acısı hafifleyecek bir süre sonra yaşadığımız son acının. Belki kaldığımız yerden estek köstek de olsa hayatlarımız devam edecek.

Her şeye rağmen ‘bir daha olmasın, bu son olsun’ avuntusuyla kendimizi sonraki günlere hazırlayacağız. Ancak yaşanan trajedinin son olacağını bilememek toparlanmamızı güçleştiriyor.

Bunları kime söylüyorum. Azalıyor olsa da insan olmanın asaletini ve utancını onurla taşımaya çalışanlara sesleniyorum.

Diğerlerinin tavrı ortadadır. Onların tavrı ki gözü dönmüş, vicdanı kararmış, kin ve kindarlıkla hayatlarını sürdürmeye çalışanlara cesaret vermektedir.

İstanbul Atatürk Hava Limanındaki patlamada (28.06.2016) son durum kırk iki canımız öldü, iki yüz otuz dokuz yaralımız var.

Emevi bozuntusu züppelerin; kan, ölüm ve savaştan ibaret sistemine kurban vermeye devam ediyoruz ey benim ülkem!

Onlar, bizi ne kadar öldürse azdır ve doymazlar. Biz ne kadar ölsek azdır onlar için.

Bizi cennet, şehitlikle avutanların; şehit olup cennete gitmek istemediklerini neden sormuyorsunuz ey halkım!

Siz sorgulamadıkça, onlar canınızı, emeğinizi ve geleceğinizi çalmaya devam edecekler.

Muhalefete bakıyorsun, içler acısı durumdalar.

Hiçbir şey yaptıkları; köklü, kitlesel, kucaklayıcı ve kuşatıcı bir çalışmaları yok. Niyetleri de yok aslında.

Konuştukça gericilerin ekmeğine yağ sürüyorlar.

Konuştukça gericiler palazlanıyor.

Kendilerini tatmin etmekten öteye gitmeyen bireysel ağız mastürbasyonu yapıyor müzmin muhalefet.

Konuştukça batıyorlar. Batarken bizi de batırıyorlar ve ülkeyi karanlığa en az gericiler kadar sürüklüyorlar

Gericilerle her anlamda koalisyon yapanlar, kendi çıkarlarını gözeterek iş tutanlar eninde sonunda tarih önünde halktan sert bir şamar yiyecektir.

Sevgili beyaz adam; doğarım siyahım, büyürüm siyahım, üşürüm siyahım, korkarım siyahım, hastalanırım siyahım ve ölürüm hala siyahım... Sen beyaz adam; doğarsın pembesin, büyürsün beyazsın, güneşlenirsin kızarırsın, üşürsün morarırsın, korkarsın sararırsın, hastalanırsın yeşilsin ve ölürsün grisin... Ve hala utanmadan bana renkli dersin...’ Afrika Atasözü

salihyazar@ybhaber.com