salihyazar @ ybhaber.com

Ve Diğerleri: Asalaklar

Asalaklar, babalarının çiftliğinde çalışsaydı, bu kadar rahat olabilirler miydi?

Kesinlikle hayır! Bir noktadan sonra tokadı yerlerdi yüzlerine vallahi! Ama çiftliği zimmetlerine geçirebilirlerse mesele yok.

O zaman vur patlasın, çal oynasın. Her yol  mubah.

Asalak, bir yerden sonra yollarını ayrıştırarak kolay olanı seçer. Biz, her alanda aynı olgunluk ve tecrübelere sahip geçinen asalaklar yüzünden buralara savrulduk.İnsan olan dersini alır, dosta ve düşmana karşı gardını geliştirir. Her sıkıntıya karşı aşılıdır.

Asalak, halkı devlete karşı korumak için geleceğini ve gelmek istediğini söyler. Geldiği an, devletin sunduğu enstrümanların sesine ve büyüsüne kapılır. Sahip olmaya çalışır. Kimseyle paylaşmak istemez. Halka karşı korumaya başlar. Bunun için savaşmaktan imtina etmez.

Asalak, kimlikler(Din, dil, ırk, kültür, ahlak..) üzerinden konuşur. Sorunların temelinde kimlik siyasetinin yer aldığını bilemeyecek kadar nobran, bilgisiz ve bağnazdır.

Helvadan put yapmayı ve ardından tapmayı sever. Acıktığında, putu parçalar ve açlığını giderir. Sıradaki puta seslenir.

Asalak, hukuk ve demokrasi özürlüdür.

Liderleri tarafından yaratılan sahte cennette sonsuza kadar kalmak için sorunsuz ve sorgusuz biat eder. Aralarında “tensel” bir ilişki vardır..

Asalak, konuştukça, batar ve batırır her tarafı. Kapkara bir toz bulutu ve karabasan gibi memleketin üzerine çöker.

Asalak, korkaktır, hem de çok. Gerçeklerle yüzleşmekten ödü patlar. Sahte cenneti, en rahat ettiği yerdir.

Asalaklarda “siz” kavramı yoktur. “Ben” kavramı vardır.  

Düşman kavramı görecelidir. Yerine göredir.

Zenginlik olan farklılıklarımızı istismar eder ve nemalanmaya çalışır.

 

Aklına her düşenin düşünce olmadığını toplum öğrendiği zaman sağlıklı iletişim kurabiliriz.

Benimkisi umutsuz bir sevdadır. Her renkten, dilden ve inançtan insanın bir arada yaşayabildiği dünyayı düşledim. Yakın, yanı başımda  olsun ve koklamak istedim hep.

Akıl, vicdan ve gönül insanın kara delikleridir. Taşımasını ve kullanmasını bilmeyen kişilerin baş belasıdır. Adam gibi kullanamayanlar kula kullukta ahlak sınırlarını tanımaz.

“Keser döner, sap döner. Gün olur hesap döner.” diyen ne güzel söylemiş. Allah’ın adaletini kendi tekelinde sanıp mazlumun ahıyla dans edenlerin hesabı olacaktır elbette.

Emil Cioran, Tarih ve Ütopya kitabında şöyle der:

”Halka acımak yararsızdır, davası çaresizdir. Uluslar ve imparatorluklar halkın, aleti olduğu büyük hırsızlıklara yaltaklanmasıyla kurulur. Onu hor görmeyen tek bir devlet başkanı ya da fatih yoktur. Ama bu “hor görüyü” kabullenir ve bununla geçinir.”

 

salihyazar@gmail.com