salihyazar @ ybhaber.com

TNS ,İngiliz araştırma ve danışmanlık şirketidir. 14.000 elemanı ile 80'den fazla ülkede hizmet veren bir şirkettir.Türkiye'den Piar'ı da bünyelerine katmışlardı.(Resmi siteleri: http://www.tns-global.com/)

Son araştırmasının konusu, Türkiye’de kurumlara duyulan güvendi. On bir kurum ise şöyle: Silahlı Kuvvetler, Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı, Polis Teşkilatı, Muhalefet Partileri, Milletvekilleri, Siyasetçiler, Başbakan, Medya, Diyanet İşleri Başkanlığı. Dikkati çeken sıralamada ülkemizdeki medyanın şaşmaz sıralaması idi. Altı aylık periyotlarla yapılan ölçümlerde hep sondan iki kurumun(Diğeri Muhalefet Paritleri) içinde yer almış.

Tabloyu nasıl okumamız gerekir? Bir kere toplumumuz medyaya olan güvenini kaybetmiştir. Medyanın halkın ve hakkın yanında değil, gücün yanında yer alması, vatandaşta bu izlenimi doğurmuştur.

Tek parti dönemlerinde, askeri darbeler öncesi ve sonrası medyanın takındığı tavır, balık hafızalı zannedilen toplumun gözünden kaçmaz.

Medya halkın doğru haber alma hakkına, kişisel ilişki ve çıkarları doğrultusunda ipotek koymuştur.

Yayın anlayışı dönemin güçleri tarafından belirlenen doğrultuda olmuştur. Amaç hep aynıydı: Dezenformasyon, dayatmacı haber, köşe yazıları ve yazarlarıyla toplumu çıkarları doğrultusunda yönlendirmesi halkın gözünden kaçmamıştır.

Bugünün medyası, geçmişin medyasına afra tafra atsa da, halkın onlara da olan bakışı aynıdır.

Yeni medyanın iddia ettiği gibi geçmiş günahlarından arınıp, yeni, yepyeni ve gerçek medyacılık eğilim, isteği ve uygulaması ortada yoktur. .

Medyada dünü ve bugünü kıyasladığımızda, mantığının değişmediğini, yerleşik alışkanlıkların boyut ve yön değiştirdiğini görebiliyoruz sadece.Eski tas, eski hamam anlayacağınız.

Yanlı tutum, belgesiz yazma, iftira atma, hedef gösterme ve karartma tetikçi medyanın her zaman en revaçta metotları olmuştur.

Şimdi merkezde yer alan yeni medya farklı ancak “tek ses” olmuş yöntemlerle tetikçilik yapmaya ve halkın haber alma hakkına tecavüz etmeye devam edilmektedir.

Toplumun sosyal yapısını bozarak, ön görülemeyen ağır bedelleri ödememize neden olmaktadır.

Taraf gazetesi genel yayın yönetmeni Neşe Düzel medyanın durduğu yeri çok güzel ifade etmiş. Son sözü ona bırakalım:” Biz, bir haber için özür dilemek zorundayız. Onlar ise, bütün varoluşları ve satılmışlıkları için özür dilemek zorundalar. Gün gelecek, o özrü bu millet onlara diletecek.”

salihyazar@gmail.com