salihyazar @ ybhaber.com

Ninnide yavrum, uyu da büyü yavrum ninni.

Din, ahlak, kültür ve örf adına men ettiğimiz din ve inanç mensupları yeryüzünde her şeyin en iyisini yapmaya çalışıyor.

Günah dediğimiz her şeyi her gün yaşayanlar nedense mutlu, zengin, her alanda söz sahibi ve barış içinde yaşamaya çalışıyorlar.

Bunca beladan sonra dünyayı cennete çevirmeye ve oluşturdukları cenneti korumaya çalışıyorlar.

Peki, biz!

Cennet için gayret ettiğini söyleyenler ne âlemdeyiz?

Yaşadığımız cenneti cehenneme çevirmekle meşgulüz.

2013 yılından bu yana âcizane yazdıklarıma şöyle bir baktım.

Ülkenin, toplumun, dünyanın içinde bulunduğu duruma göre yaşananları anlamaya ve anlatmaya çalıştım.

Yazıların ana temaları göz ardı edildiğinde aralarında çelişkiler varmış gibi gelebilir.

Yazılarımda altını kalın kalın çizerek söylemeye çalıştığım; derdim, meselem ve amacım söz konusu ‘insan’ ise ‘her şeye dokunabilmeli’ ve ‘her şeyi değiştirebilmeliyiz’ olmuş.

Resmi ve gayri resmi hayatımızı karartma çabalarına rağmen sorumluluk ve risk alarak topluma katkı sağlamaya çalışarak uyanık tutmaya ve değer katmaya çalıştım.

Tüm onurlu ve namuslu münevverler gibi.

Görünen o ki pek geri dönüt alınamadı ve alınamıyor.

Toplumun inanılmaz bir şekilde hızla yozlaşması karşısında imkan ve nitelikli nicelik yeterli olmayabilir.

Ancak bu tek başına sorunu açıklamaya yetmiyor.

Başka nedenleri var:

‘Birincisi, ideolojik bilgi ve eğitimle yaşayan kitlelerin psikolojisi çözülerek konsolide (pekiştirilmiş) edildi,

İkinci olarak, nitelik sorunu olan toplumun korku ve baskıyla sindirilmesi yozlaşmayı artırdı,

Üçüncüsü, otoritenin bir türlü gerçekleşmeyen, yaşanamayan ve hayata geçirilemeyen ütopyaları toplumu kendi içinde karşıt gruplara ayrıştırdı ve karşı karşıya getirdi.’

Biliyorum, namuslu aydınların hayatları her zaman zor olmuştur içe kapanmış toplumlarda.

Otoritenin gücünü eline alan dindarı, sağcısı, solcusu hep örselemiştir aydınlık yarınları inşa etmeye çalışanı.

Uyutulmaya karşı çıkan aydın birey,  vicdan, ahlâk, adalet, düşünce ve insan olmanın savaşını vermeye çalışıyor.

Giderek azalsa da.

Kanımca tek çıkar yolumuz, toplumu hipnotize eden psikolojik şartları belirleyerek ortadan kaldırarak normalleşmeyi sağlamaktır.

‘Karakter düşkünlüğünü, düşüşünü bir dinsizde ve ateistte göremezsiniz.’ Y.N.Öztürk

salihyazar@ybhaber.com