salihyazar @ ybhaber.com

AİHM eski yargıcı CHP Milletvekili Rıza Türmen, AİHM kararlarının Türkiye’deki yargıçlar tarafından ‘kasıtlı’ olarak görmemezlikten gelindiğini belirterek “Uzun zamandan beri bunun üzerinde duruyorduk. Anayasanın 90. maddesi var. Ne diyor bu madde? ‘AİHM kararları ile Türk yasaları arasında bir çelişki olursa burada esas olan AİHM kararlarıdır’ diyoruz. Yani, kendi anayasamızda AİHM kararlarını, kendi yasalarımızın önüne geçiriyoruz. 

İkincisi bunları içselleştiriyoruz. Bu olmasa bile taraf olunan uluslararası sözleşmelere tarafız bunun gereğini yapmak zorundayız. Kâğıt üzerinde yazılı olan bu yükümlülüklere rağmen, Türkiye’de yargıçlara, AİHM kararlarını okutamıyorsunuz. Ya da okutuyorsunuz görmemezlikten geliyorsunuz. Böylece AİHM kararları Türkiye’de uygulanmıyor. Bu Türkiye aleyhine çok sayıda karar çıkmasına neden oluyor. AİHM’nin Avrupa’da oluşturduğu hukuk alanına uyum sağlamıyorsunuz. Birçok insan hakkı ihlali de bundan kaynaklanıyor” diye konuştu.

Türmen, AİHM’nin tutuklamalara ilişkin kararlarına da dikkat çekerek şöyle devam etti: ”En önemli sorunlardan bir tanesi de tutuklama. Tutuklama kararı veren yargıçlar, AİHM kararlarını, açıkça görmemezlikten geliyor ısrarla ve inatla. Gene onlarca, yüzlerce karar çıkıyor. Kasıtlı görmemeye karşı bir şey yapmak lazımdı. Yapılacak şeylerden biri, HSYK’nın hâkimlerin terfilerinde ve tayinlerinde verdikleri kararlara AİHM’de ihlale yol açıyorlar mı açmıyorlar mı? Bu göz önünde tutulsun. Etkili bir yaptırım olarak uygulanırsa AİHM’de Türkiye aleyhine çıkan kararlar azalacaktır.”(29.02.2012 Radikal)

Türkiye Cumhuriyeti Devleti de 1987 tarihinden itibaren, vatandaşlarının Mahkeme nezdinde bireysel başvuru hakkını kabul etmiştir. Türkiye bugüne kadar 16 bin 750 defa AİHM’e şikâyet edildi. Rusya’dan sonra ikinci sırada gelmektedir. Bu şikâyetlerin 2 bin 400′ü Türkiye aleyhine sonuçlandı. Peki, Türkiye’nin en çok mahkûmiyet aldığı konular neler?

Adil yargılanma hakkı (729 mahkûmiyet),Mülkiyet hakkı (611 mahkûmiyet),Özgürlük ve güvenlik hakkı (554 mahkûmiyet),Uzun yargılama süresi (493 mahkûmiyet),Kötü muamele (243 mahkûmiyet) Etkin başvuru yolunun bulunmayışı (237 mahkûmiyet),İfade özgürlüğü (207 mahkûmiyet),Etkin soruşturma yapılmaması (138 mahkûmiyet),Yaşama hakkının ihlali (92 mahkûmiyet),Özel hayatın gizliliği (83 mahkûmiyet)(2012 sonu itibariyle)

2013 yılına da hızlı girdik. İşte en son aldığımız cezalar: A.İ.H.M. Türkiye’yi yine binlerce avro cezaya çarptırdı. Kastamonu’da görülen dava 8 yıl, İzmir’de 17 yıl ve Sincan’da 13 yıl 8ay gibi uzun süren yargılamalar ve kararlardan dolayı ceza aldı. A.İ.H.S.(Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 6.1. maddesi uyarınca “makul süre” şartı ihlal edilmiş.

Yargıda uzun tutukluluk ve yargılamalar sonucu verilen cezalar. İç hukuk yollarından sonra başvurulan  Ai.H.M. den ağır para cezaları olarak dönmektedir. Başlıca nedeni “sorumsuz” ama olağanüstü yetkilerle donatılmış yargı ve yargı mensuplarının dokunulmazlığıdır.  Devletin imtiyazlarını sorumsuzca kullanan yargı mensuplarına dur denilmelidir. Ortaya çıkan sonuçların faturasını devletle paylaşmalıdırlar. Devlet, A.İ.H.M. verdiği cezalardan onların hissesine düşen paraları tahsil etmelidir. Bundan sonra  oturup derslerini daha iyi çalışırlar. Sorumluluk aldığı noktada enine boyuna, derinlemesine  daha titiz davranırlar.

Böyle bir uygulama, doğabilecek hataları ve ihlalleri büyük oranda azaltacaktır. Para cebimizden çıkıyor. Vatandaşın parasıyla caka satmak kolaydır.

Allah aşkına bu millet, yargının yediği haltları sineye çekmek zorunda mıdır? İlle de yapacaklarsa parasını, diyetini ödesinler. Artık bizde deniz bitti.

salihyazar@gmail.com