info @ ybhaber.com

Suskunluk Sarmalı Kuramı bir iletişim teorisidir.

 

Yani, toplumdan dışlanma korkusuyla susmak ve düşüncelerini özgürce açıklayamamaktır.

 

Hepimiz bir şekilde suskunluk sarmalına büründük.

 

Gerek devletin tekçi ve baskıcı politikasıyla,

 

Gerek medyanın bir şeyleri saklayarak yalan haberler yayınlamasıyla,

 

Gerekse feodal toplumların dar düşüncelerinden dolayı hepimiz farklı yerlerde ve farklı zamanlarda içimize kapanarak sustuk.

 

Düşüncelerini açıkça dillendirenler toplum veya devlet tarafından ‘marjinal’ olarak görüldü ve dışlandı.

 

Marjinallik kötü bir şey değildir; statükoya karşı çıkmak ve feodal düzeni değiştirmek istemektir.

 

Devleti, toplumu, töreleri ve medyayı eleştirmek gerek…

 

Ama hayır!

 

Hepimiz korktuk.

 

İçeriye atılmaktan, dışlanmaktan, yanlış anlaşılmaktan, fişlenmekten korktuk…

 

Korkuyu yenmek gerek: Suskunluğu bozmak.

 

Grup Yorum’un ‘’Çîya Ez im / Hey Gökler’’ şarkısında şöyle diyor ya: ‘’Susmak insana aykırıdır: Susamam!’’ diye.

 

Susmamalıyız.

 

Aksine haykırmalıyız.

 

Ama bilinçlice,

 

Yaptığımız şeyin farkında olarak,

 

İsteyerek.

 

Susmamalıyız, gasp edilen haklarımızı istemeliyiz.

 

Not: Suskunluk Sarmalı Kuramına göre ancak dışlanma korkusu olmayanlar ya da dışlanmayı göze alanlar toplumu değiştirme olanağına sahiptir ve bunlar da geleceğin yollarını döşeyen marjinaller, sanatçılar, reformcular ve bilim insanlarıdır.

 

Onları bekliyoruz!


Adem Özgür