salihyazar @ ybhaber.com

Çağdaş ülkelerin başında bulunan devlet adamlarında vatandaşların özel hayatıyla ilgili tavsiyede bulunan var mıdır? Ben  duymadım.

Büyük umutlarla yeni, yeniden ve ileriye değişimi sağlama adına umut aşılamışlardı. Halk teveccüh gösterdi. Ne zaman başları sıkışsalar yüzlerini Batıya(Avrupa) ve halka döndüler.

On yıllık süre içerisinde kotarılan her alan normalleşmeyi sağlaması gerekirken, güç sarhoşluğuna sebep oldu. İhtiyaçları ne halka ne de batıya kaldı. Sınırsız bir güce eriştiklerini sanıyorlar. Bunun için hiçbir sınır tanımıyorlar. Bundan dolayı hayatımızı  düzenlemeye kalkışıyorlar. Çocuk sayısı, izleyeceğimiz diziler, tasarruf edilen paraların nerelere aktarılacağı, tarih dersi, kürtajı belirleme hakkını  kendilerinde görüyorlar.

Tarih demişken kibirlerini okşadığı için sadece Fatihleri, Yavuzları, Kanunileri hatırlıyorlar. Kudretli padişahların dedesi Osman Gazi hiç akıllarına gelmiyor.

Bakınız Kayınpederi; Kayıların manevi lideri Şeyh Edebalinin Osman Gazi’ye yeni filizlenen devletini büyütmeye çalışırken neler söylemiş.

“Oğul, insanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölür. Avun oğlum avun. Güçlüsün kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen sabah rüzgârında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup, aklını yener. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak; senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı, atanı say, bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme. Sevildiğin yere sık gidip gelme, kalkar muhabbettin itibar olmaz. Üç kişiye acı; cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene, hatırlı iken itibarını kaybedene. Unutma ki! Yüksekte yer tutanlar aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadeleden korkma. Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.”

 

Son sözü Ziya Paşaya bırakıyorum:

                                                            Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-i fenâdan
                                                             Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan

(Faniliğin kan dolu çeşmesinden bir yudum içen, bir daha başını belâ yağmurlarından kurtaramaz.)

Maksat üzüm yemektir, umarım maksadımız anlaşılmıştır..                        

   salihyazar@gmail.com