salihyazar @ ybhaber.com

Bilgisiz bir kimse savaş davuluna benzer. Sesi çok, içi boştur.’ Sadi

Yayın yasağı getirilen olayların tamamı olmasa bile kamuoyunu çok meşgul etmiş olanlar;

21 Ekim 2007 Dağlıca saldırısı,

Temmuz 2011 Şike davası,

28 Aralık 2011 akşamı Türk Hava Kuvvetleri, Şırnak Uludere (Roboski) ilçesi yakınlarında F-16 savaş uçaklarıyla sivil vatandaşların bombalanması,

2012 yılında çalınan KPSS sorularıyla ilgili soruşturmaya yayın yasağı,

Haziran 2012 beri Adapazarı'nda 14 yaşındaki kız çocuğu Ö.C.'ye tecavüz ve cinsel taciz vakası,

20 Haziran 2012 tarihinde Türkiye-Suriye sınırında keşif görevi yaparken, Suriye tarafından düşürülen TSK'ya ait savaş uçağı, 

Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013 tarihinde meydana gelen terör saldırısı, 

17 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları,

Adana ve Hatay'da Ocak 2014'te MİT'e ait tırların durdurulması,

27 Mart 2014 çıkan Suriye’yle ilgili ses kayıtları,

13 Mayıs 2014 Soma faciası,

11 Haziran 2014 İŞİD’li teröristlerin Musul Başkonsolosluğu’ndan kaçırdığı 49 Türk vatandaş,

10 Ekim 2014 Bingöl saldırısı,

25 Ekim 2014 Yüksekova saldırısı,

Böcek davası,

Şubat 2015 Şakran Cezaevinde yaşanan çocuk tecavüzleri,

21 Haziran 2015 tarihinde Reza Zarab’a ödül verilmesinden sonra yapılan eleştirel yayınlara getirilen yasak,

20 Temmuz 2015 Suruç saldırısı,

10 Ekim 2015 Ankara katliamı,

ABD’den FBI, Edirne’den bir kişinin bilgisayarına ‘çocuk pornosu‘ indirdiğini tespit ederek Emniyet Genel Müdürlüğü ve Edirne Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi’ne bildirdi, IP (internet protokol) incelemesi ardından görüntülerin Trakya Üniversitesi öğretim üyesi ilahiyatçı Prof. Dr. H.S.’nin evindeki bilgisayardan indirildiği belirlenmesi üzerine konuyla ilgili haberlere yayın yasağı getirilmesi,

Son olarak Pazartesi (18 Ocak) günü Kilis'te şehir merkezinde bulunan bir okula, Suriye'den İŞİD tarafından atılan roket mermisi sonucu, okulda hizmetli olarak çalışan bir kişinin hayatını kaybetmesi üzerine getirilen yayın yasağı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun yayın yasaklarına yönelik soru önergesine dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yayın yasağına ilişkin en net rakamları  vermişti.

Türkiye'de son dört yılda 149 konuda mahkemelerin yayın yasağı getirdiğini açıklamıştı. Mahkemelerce 2010’da 4, 2011’de 36, 2012’de 43, 2013’te 42 ve 2014 yılının ilk altı aylık döneminde 24 olmak üzere toplam 149 adet yayın yasağı kararı alındığını söylemişti.

Arınç'ın verdiği bu bilginin ardından da mahkemeler, çok sayıda ve konuda yayın yasağı vermeyi sürdürdü. Bir kısmı yukarıda belirttiğimiz yayın yasaklarıdır.

Yasak neden vardır?

Niçin yasaklanır bazı işler?

Neden en temel hakkımız olan haber alma özgürlüğüne ambargo konur?

Korkusu vardır. Gizli kapaklı işler dönüyordur. Kamuoyunun tepkisinden korkulduğu içindir. Yenilen haltların ortaya çıkması istenmediği içindir. Kirli işlerin ortaya çıkacak olmasındandır. Soygun, talan, yolsuzluk ve alengirli işlerin ortaya çıkma korkusundandır.

Yasakları savunmak için ise ne kadar milli, ahlaki, manevi ve kutsi değer varsa hepsi kullanılır.

‘Devlet sırrı’ dolmasının üzerine soslanmış milli ve manevi gerekçelerle toplum önce ikna edilmeye çalışılır. Beklenti karşılanmazsa bu sefer devletin gücüyle toplum korkutulur. Korkutmayla da çözülmezse son kozlar kullanılarak şiddet ve baskı iklimi oluşturulur.

Tam da şu günlerde yaşadıklarımız gibi.

Şeffaflık yerini karanlığa bıraktıkça toplumun üzerine ölü toprağı serpilir. Gerisi nerede biteceğine karar veremediğimiz için sonu belli olmayan  karanlıktır.

salihyazar@ybhaber.com