salihyazar @ ybhaber.com

İnsanları kendi mecralarında değil de kafalarında tasarladıkları yasama-yürütme ve yargı tayfı üzerinden değerlendirmek.

Coğrafyanın kronik ve ironik hastalıklarındandır.

Başlarda seninle ilgili karnından konuşmaya, arkasından homurdanmaya ve sonunda iğrenç bir şekilde kusmaya başlar.

Bunu yapmayı kendilerine hak, milli ve manevi görev sayarlar.

Gelsin acımasızca onur, nafaka, maişet ve karakter linçi. Yapanın gücüne paralel olarak her çeşit imkân seferber edilir. Linç enstrümanları, linç edilecek kişinin konumuna ve durumuna bağlıdır. Bazen mahalle baskısı bazen de ulusal bir gazetede sekiz sütuna manşet olmaktır.

Siyasette, yerel yönetimlerde, mülki idarelerde, bölgede, mahallede, evde yani en minimal ortamdan tutunda en geniş satıhlarda “bir yerlere koyarak” tanıma, tasnif etme ve etiketleme sıradandır.

Bunlar, iki yanlıştan bir doğru çıkmaz dediğin için başına gelir.

İkna olmak ve ikna etmek gibi bir dertleri yoktur.

Karışık kafaların ve yaralı bilincin tezahürüdür yaşanılanlar. Önce sizi bir yere koyar. Sonra anlamaya çalışır. Tanımlar, kesin teşhisini koyar, yargılar ve cezalandırır.

İnsanların inançlarına karşı yapıcı olmak gibi derdi yoktur. Öncelikli amacı durumdan vazife çıkarmaktır.

Başı kuma gömülü dünyayı görmeye ve anlamaya çalışır.

Komplo kıssalarıyla kaybettiği zamanı göremeyecek kadar gözü dönmüştür.

Ne dediğiniz onlar için bir şey ifade etmez. Mutlaka kendi doğrusu dünyaya yön verecek düşüncesine sahiptir.

Soru sormayı seven, eleştirel bakmayı adet edinmiş ve muhakemeyi sevenlerden hazzetmezler.

Biat üzerinden kurgulanmış toplumların kutsalları onun için arzın merkezinde yer alan "arz-ı mevud" topraklarıdır.

Egemenlerin yönetim ve yönetme biçimidir homurdanmak. Değişen şartlara göre mazlumla zalimin yer değiştirdiği, birbirinden rol kapmaya çalıştığı ve insana dair bir şey söylemeyenlerin dilidir homurdanmak.

Karşıdaki insanları suçlarken düşmanlarının teknik ve metotları ile hareket etmek belirgin özelliklerinden biridir.

Sorunları teşhis, öneri ve çözüm noktasında düşmanları gibi homurdanır. Homurdanarak sizi kategorize eder.

Topluma insani anlamda söyleyecek sözü olmayan, güce teşne olmuş ‘homuruklar’ sizi yok sayarak üst perdeden konuşur.

Dini reflekslere sahip olanların iktidarında da aynı tavır sergilenmektedir. Homurdanarak toplumu anlamaya çalışmak.

Birilerini sevebilirsiniz. Olağanüstü özellikler de bahşedebilirsin. Ama başkalarının sizin gibi bakmasını ve düşünmesini bekleyemezsiniz.

Einstein ne güzel söylemiş. “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan zordur…”

Topu taca atmak, konuyu başka yere çekmektir. Bu nesnel bir bakış değil.

Dünya bizden ibaret değil. Allah'tan rol çalarak insanları ötekileştirme hakkına sahip değiliz.. Kendi kafamıza göre inanç ve fikir dünyasından indirim ve zam yapmaya kalkamayız. (Üstat Mustafa İslamoğlu’nun tabiridir.)

Rabbin kartvizitinde olan onca sıfattan  "her şeye rağmen sevgi" anlamına gelen “besmele" ile bakmak, üstenci kibir dili de terk etmenizi sağlayacak.

Sizi, bizi ve herkesi en çok gadre uğratanların dilidir homurtu ve homurdanmak.

İnsana en yakışan, birbirinin gözlerinin içine bakarak konuşmaktır.

“Dün yaptığınız şey size hala çok iyi görünüyorsa, bugün yeterli değilsiniz demektir. “

Earle Wilson(1907-1987 A.B.D. Yazar/Araştırmacı)

salihyazar@gmail.com