Geçici Başbakan Davutoğlu, “Ümit ediyorum ki Suudi Arabistan da bunlardan tecrübeler çıkartıp gerekli adımları atacaktır” dedi.

Geçici Başbakan Ahmet Davutoğlu, ABD ziyareti öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Davutoğlu, Suudi arabistanda yaşanan olaya ilişkin bundan sonraki dönemde Suudi Arabistan’dan beklentilerini de dile getirdi.

Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“İslam dünyası bugün hüzün içindedir. Biraz önce diyanet işleri başkanımızla görüştüm. 18 Türk hacımızdan, 4’üne ulaşılmış, ulaşılmaya çalışılan 14 hacımız var. İnşallah onlara da sağ salim ulaşma imkanı hasıl olur.

Barışı Koruma Liderler Zirvesi

Obama’nın ev sahipliğinde, Barışı Koruma Liderler Zirvesi’ne katılacağım 28 Eylül Pazartesi günü. Özellikle çatışma bölgelerinde emniyet ve askeri katkı sağladığımız alanlarda bilgi aktaracağım.

Obama’nın ev sahipliğinde, yine terörle mücadele zirvesi. Bu da kısıtlı sayıda devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı, derinlemesine bir görüş alışverişinin yapılacağı bir çalışma olacak. Burada yapacağımız en temel vurgu da iyi terörist kötü terörist ayrımı olmaksızın, terörizmin her türlüsüne aynı kararlılıkla mücadele zaruretini dile getireceğiz. Bu bizim için son derece önemli.

Çünkü maalesef, DEAŞ’a karşı gösterilen tepki Türkiye’de son iki ayda bir çok sivil ve emniyet görevlisi saldırıları yürüten PKK’ya karşı gösterilmiyor olabiliyor. Bizim için terörün ne dini ne etnik kimliği olabilir. Teröre karşı bütün uluslararası toplumun aynı kararlılıkla mücadele etmesini dile getireceğim.

30 Eylül’de BM Zirvesi’ne hitap edeceğim. Mülteciler konusu, Filisin konusu, Kudüs’te yaşanan gelişmeler üzerine, ülkemizin perspektifini dile getireceğim.”

Sığınmacılar sorunu

“Şu ana kadar dünya liderlerine, ABD başkanına Avrupa Konseyi başkanına, Avrupa Komisyonu başkanına, ilgili bütün devletin liderlerine bu mektup gönderildi şu an itibariyle. Burada da 14-15 Ekim’de gerçekleşecek olan göç zirvesi öncesinde bir çok ülkeyle istişare yapma imkanı bulacağız. Burada mülteciler sorunu söz verdiğim şekilde BM gündemine getireceğim. Çok sayıda ikili görüşme gerçekleştireceğiz. yine türkiye’yi yakından ilgilendiren iki ekonomik toplantıya katılacağım. Ayrıca bayram olması vatandaşlarımla bir araya geleceğim.  Bir kez daha bütün vatandaşlarımızın bayramını tebrik ediyorum.”

Hac’da yaşanan olay ve ihmal

“Sayın Suudi Arabistan Kralı ve Prensi’ne taziyelerimizi ifade eden bir iki mesaj gönderildi. Şu anda öncelikli konumuz bir an önce bu yaraların sarılması ve vefat edenlerin kimliklerinin tespiti.

Ancak tabi bu konuların basiretle dirayetle soğuk kanlılıkla ele alınması lazım. Akademik hayattayken, Hac organizasyonu nasıl daha iyi hale getirilebilir diye bir toplantı ve hacı birlikte yapmıştık. Bazı teklifleri o zaman da gündeme getirmiştik.

Şu anda önemli olan bu acının telafi edilmesi yönünde ve sağlık tesislerimiz yaralılar ve ihtiyaç sahipleri için açılmış durumda. Ümit ediyorum ki Suudi Arabistan da bunlardan tecrübeler çıkartıp gerekli adımları atacaktır.”

Kimlere mektup gönderildi?

“Sayın Obama, 27 AB üyesi ülkesi, Güney Kıbrıs’ın dışında kalan ülkelere, BM Genel sekreteri, genel kurul başkanı, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine yazdım. Daha kapsamlı olarak da tabi BM Genel Kurulu’nda yapacağım konuşmada da bunu gündeme getireceğim.

Türkiye ABD ve AB arasında üçlü mekanizma teklifinde bulunduk. Bunu daha önce Merkel’e söylemiştim. Böyle bir ortak mekanizma için Türkiye olarak bir çalışma yaptık. Bir kağıt hazırlandı. Bunlar hükümet başkanlarına iletildi. Dün sayın Tsipras ile de bir görüşme gerçekleştirdik. Hem tebriklerimi ilettim, o da Avrupa Zirvesi’nde olduğundan hareketle, Türkiye ile Yunanistan’ın birlikte neler yapabileceği konusunu ele aldık. Türkiye Yunanistan Almanya üçlü çalışma teklifinde bulundu.

Temel itibariyle bu mektuplarda vurguladığımız husus şu. Üç ayaklı yeni stratejiye ihtiyaç var. Birinci ayak daha fazla mültecinin gelmesini engelleyecek adımlar.

İkinci ayağı, şu anda mülteci durumunda olanların yönetimi. Bu konuda da şimdiye kadar Avrupa ve uluslararsı toplum temsilcileri sorunu Türkiye’nin omuzlarına terk ettiler.

Üçüncüsü ise, inşallah bir gün barış Suriye’ye geldiğinde, bu mültecilerin dönüşü için de çabaların yapılması lazım.

 

İMC