deniz-ozd36 @ hotmail.com

 Son zamanlarda Türkiye gündemi, belediye seçimleri ile meşgul bir durumda. Halk ise ister istemez bu gündemden bir şekilde etkilenmekte. Birilerinin belirlemesiyle bu gündem ile meşgul olan halk, Gazze olaylarını ikinci sıraya koymaktadır. Halkın, adını koyamadığı Gazze soykırımına odaklanması gerekirken, yeniden başka bu gündem ile meşgul ediliyor. Birileri bir dert yolluyor, bize de onu ayıklamak düşüyor. Asıl olan kendi sorunlarımızı İslâm'ın gösterdiği şekilde çözmeliyiz. Bize hiçbir faydası olmayan belediye seçimleri, bizleri her zaman gereksiz yere meşgul etmiştir. Birbirlerine karşı düşmanca rakip olan adaylar, halkı kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramamaktadır. Gelen her aday yeni umutlar ile geliyor ve gittiğinde arkasında koskoca bir enkaz bırakıp gidiyor. Bu türlü seçimler İslâm'ın razı olmadığı seçim türüdür. Biz Müslümanlar bu tür boş işler ile meşgul olmamalıyız. Bizler bir delikten bir kez sokuluruz. Ama her nedense her seçimde aynı hataları yapıyoruz. Her sene seçim zamanında var gücümüz ile mücadele ediyoruz. Sonrasında bize kalan; koca bir hüsran, umutsuzluklar, yıkımlar ve hayal kırıklıkları.


 Şuan tüm dünyanın sırtını döndüğü Gazze'ye sahip çıkmak gerekirken, bizler ise yine gündemize belediye seçimlerini koymuşuz. Dünyanın sahip olduğu karanlık, acımasız sisteminin gerçek yüzünü meydana çıkarma fırsatı varken. Ama bizler tam tersi seçmenlerin derdindeyiz. Malesef bu zalim, acımasız sistemi biraz daha güçlendirme yolunu seçiyoruz. Gazze de olan vahşete odaklanmamız gerekirken, belediye seçimleri bizleri yine başka havalara çekiyor. Şimdi seçimlere Gazze gözüyle baksak, belkim biraz daha konum anlaşılacaktır. Yanı başımızda Gazze'de insanları bir kafese alınıp aç, susuz bırakılırken ve katledilirken bizler ümmet olarak bir şey olmamış gibi seyrediyorsak, bu birilerinin çıkarları uğruna bir hayat sürdürmektir. Zalimlerin yaptıklarına suskun kalmaktır! Önümüzdeki belediye seçimlerine ümmetin kanayan yarasından bağımsız bakamayız. Çünkü en vahim konu Gazze’de şuanda bir soykırım var. Bu soykırımı bizlere normalleştiremezler.

 Mademki insanlık ölüyor, bu soykırımın bizler için en büyük sorun olması gerekmez mi ? Şuan gerçekçi düşünürsek Gazze kurtulmasa bizler belediye seçimlerinde özgür olabilir miyiz. Gazze kurtulmasa bizler belediye seçimleriyle kendi "dinimizin" istediklerini hakim kılabilir miyiz. Gazze kurtulmasa seçilen başkanlar nasıl güvenilir bir hizmet verebilir. Gazze kurtulmasa nasıl bir huzurdan bahsedebiliriz. Gazze kurtulmasa seçilen yeni bir başkanın gölgesinde huzurlu bir hayat sürdürebilir miyiz… Gazze katliamına tüm dünya suskunken, bizler nasıl özgür bir seçime gitmiş olabiliriz. Nasıl özgürce bir sisteme sahip ola biriz? Kısacası Gazze işgalden kurtulmasa, bizler de işgal altındayız demektir.

 Öte yanda her türlü haksızlıkların adaletsizliğin, hırsızlığın, çıkarların döndüğü belediye seçimlerin yapılması bize neler kazandırır. Her kaç senede bir gelenlerin cebini doldurduğuna şahit olmuyor muyuz. Her türlü gayrı meşru işlere izin veren bir belediyecilik sistemi bizlere ne kazandıracak. Her türlü faiz, içki, kumar ruhsatını veren belediyecilik kurallarının İslam da yeri neresidir. Her sene harcanan paraları görmezden gelip yerine gelen yeni aday aynı şekilde harcama yapmıyor mu. Bir o kadar hesabı belli olmayan paralarla fakir fukaranın hakkı yenilmiyor mu…

 Gazze'de bir katliam varsa, bizler nasıl suskun kalabiliriz. Bu tür katliamları nasıl görmezden gelebiliriz. Belediye seçimleri bizlere Gazze'yi unutturuyor mu. Liderler sadece seçimler İçin çalışmıyor mu. Yöneticiler belediye seçimleri için Gazze'yi satmadılar mı . Bir koltuk uğruna Gazze'yi gündemden düşürmek istemiyorlar mı . Bizler bu seçimler ile boşuna oyalanmıyor muyuz.

  Yapılan belediye seçimleri Gazze katliamının üzerini örtmemelidir. İşlerimizi, önceliklerimize göre yapmalıyız. İlk önceliğimiz Gazze'nin kurtuluşudur.

 Filistin iman meselemizdir. Mescidi aksa ilk kıblemizdir. Filistin toprakları miraç topraklarıdır. Durum bu kadar önemliyken, İktidar İsrail ile ilişkilerini tam teşekküllü sürdürüyor. Böyle bir zamanda, sandığa gitmeyerek tepki göstermemiz gerekmez mi…Bu bizler için daha hayırlı olmaz mıydı.

 Ecel vaktimiz gelmeden iyice düşünmek gerekiyor. Bu nizam, bu nizamın yöneticileri gayri İslami düzenlerdir. Bu sisteme bir iğne ucu katkı sağlayan, kıyamet gününde Allah’a hesap verecektir. Allah’u Teala ve Resulünün razı olacağı tek düzen ikinci raşidi hilafet devleti olacaktır. Çalışan bunun için çalışmalı, liderini bu düzenle seçmelidir. Allah’ın selamı, duruşları İslami duruş olanların üzerine olsun.


“O gün yüzleri ateş içinde çevrilirken: ‘Ah keşke Allah'a itaat etseydik, Rasul’e itaat etseydik’ derler. Yine derler ki: ‘Ey Rabbimiz! Biz liderlerimize/beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler. Ey Rabbimiz! Onlara azabın iki katını ver ve kendilerini büyük bir lanet ile lanetle.’” (Ahzap Suresi 66-68)