Manisa’nın Soma ilçesinde, 301 işçinin şehit olduğu Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait Eynez Maden Ocağı’na inerek incelemede bulunan TBMM Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu Başkanı Ali Rıza Alaboyun, özelleştirme politikalarının etkisiyle madenciliğin büyük oranda ihmal edildiğini söyledi.Alaboyun ve komisyon üyeleri, 13 Mayıs 2014 Salı günü facianın yaşandığı Eynez Maden Ocağı’na inerek incelemede bulundu. Komisyon Başkanı Alaboyun, incelemeden sonra yaptığı açıklamada, "13 Mayıs’taki kazadan sonra biz, 2 ay 10 gün boyunca yoğun bir çalışma içine girdik komisyon olarak. Ana hedeflerimizden birisi, kazanın olduğu madeni bizzat yerinde görmekti. Bu çerçevede buradayız. Eynez Ocağı’na geldik, arkadaşlarımızla görüştük. Şu an kazanın olduğu alana 150-175 metre kalana kadar ilerledik. Orada şu anda tahta bir bariyer örülmüş ve hemen ardında galeri tamamen dolmuş, çökmüş ve tarama yapıyorlar. Bunu da bir iki aya kadar çalışmayı tamamlayıp kazanın olduğu alan da dahil olmak üzere galerileri tamamen tahkim edip onaracaklar. Tavan kabarması ve tavan düşmesini onaracaklar." dedi.

’BİN 500 SAYFA ÜZERİNDEN OLAYI GÖRMEYE, OKUMAYA ÇALIŞIYORUZ’

Madende gördüklerini anlatan Alaboyun, “Şu an gelinen nokta itibariyle özellikle galeri temiz hava girişi dediğimiz yerin büyük kısmı tamir olmuş durumda. Yanan bantları gördük, yanan kabloları, yanan plastik boruları gördük. O çerçevede de numuneler, resimler aldık. Şunu bir daha gördük ki hakikaten madencilik faaliyetleri, diğer iş kolları ile kıyasladığımız zaman çok zor bir faaliyet. Bizde 30 yıllık, muhtemelen özelleştirme politikalarının etkisiyle madencilik büyük oranda ihmal edilmiş. Bizim burada çok hızlı bir şekilde kanuni düzenlemeler yapıp bunu hızlı bir şekilde yürürlüğe sokmamız gerekiyor. Daha önce de söyledik, kömürle ilgili özel bir kanun çıkarılması gerekiyor. Ben ABD’den örnek verdim. Sadece yer altındaki mevzuat ve düzenleme 600 sayfa, bizde sadece birkaç sayfalık bir düzenleme var. Bunun genişletilmesi gerekiyor. Detaylarının ortaya konması gerekiyor. Burada da işverenin üzerinden yükün alınması ve devletin teşvik vermesi gerekiyor. Biz kaza nedeniyle sektörü topyekun suçlu hale getirirsek, buradaki çalışanlarımızı da suçlu hale getiririz. Burada çalışan arkadaşlarımıza hakikaten Allah sabırlar versin. Özellikle ocağın içerisine girdikten sonra aşağı yukarı bin 200 sayfaya yakın rapor oluşturmuştuk, işçilerimizin ifadeleri ve diğer ifadelerle. Bugün de daha da artacak, belki 200-300 sayfalık, öbür gün de dinleyeceklerimizle birlikte elimizdeki dokümanlar artacak, yani bin 500 sayfa üzerinden olayı görmeye, okumaya çalışıyoruz. Şunu söylemeye çalışıyorum, burada onları okuyunca kurtarma faaliyetlerinde o arkadaşların nasıl zorlandıklarını rahatlıkla görebildim. Belki dışarıdan insanlara farklı, hikaye gibi geliyor olabilir, o cenazeleri oradan çıkarmak. Düz yolda yürümüyorsunuz. Çukur, taş, metal ve elinizde küçük bir lamba var, onunla aydınlatıyorsunuz. Bu insanları, cenazeleri oradan çıkardınız. Halsiz hale gelen canlılar, kollarından tutulup çıkarıldı. Aşağıda özellikle kurtarma sırasında çok büyük bir çaba sarf edilmiş. O yüzden o kurtarmaya katılan tüm arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Buradan hayatlarını kaybeden 301 arkadaşımıza da Allah’tan rahmet diliyorum. Gerçekten çok zor şartlar altında ekmek parası kazanıyorlar. Bizim Anadolu’nun tabiriyle her kuruşu helâl olan insanlar.” şeklinde konuştu. 

’ÜZERİMİZDE ÇOK BÜYÜK VEBAL VAR’

Üzerlerinde çok büyük vebal olduğunu belirten Alaboyun, "Kanuni düzenlemelerin önerilmesi açısından biz komisyon olarak önereceğiz. Güzel çalışmalar yapacağız. Biz burada soruşturma komisyonu olmadığımız için suçlama ya da aklama durumunda değiliz. Öyle bir görevimiz de yok. Önemli olan, kazanın nasıl olduğunu net olarak ortaya koymak ve buradan da bir sonuç çıkararak, şu tedbirlerin alınması gerekir dememiz lazım, çünkü kömür ocakları Zonguldak’ta farklı şartlardadır, Amasya’da farklı şartlardadır, Bursa Kemalpaşa’da farklı şartlardadır, Soma’da farklı şartlardadır. Her kömür ocağının kendine has özelliği var. Bunu gözardı etmeden, genel bir kanuni düzenlemeyle, çünkü bizdeki Maden Kanunu’nda genelde arama ve işletmeyle devlet ilişkileri ön plana çıkıyor. Uygulama mevzuatında özellikle çok büyük zayıflıklarımızın olduğunu gördüm.” diye konuştu.’

İNCELEME YARARLI OLDU’

Maden incelemesinin oldukça faydalı olduğunu dile getiren Alaboyun, “Bin 300 metreye kadar indik. Oraya gelirken solda tam mekanize çalışan panoları gördük. Orada söküm yapılıyordu. Arkadan gelen arkadaşlarımızla birlikte tam mekanize nedir, tavanı tutan şilt nedir, üretim nedir, kazıyı yapan o elmas başlık nedir, bunları yerinde gördük. Yani madencilikle ilgili bazı şeylerin kafamızda netleşmesi açısından bu tür ziyaretler çok önemli. Ben meslekten geliyorum. Arkadaşlarımız arasında meslekten gelenler de var. Mesleği bilmeyen arkadaşlarımız açısından yerinde görmek. kazanın nasıl olduğunu anlatmak açısından çok fayda sağlayacaktır." dedi.Bir gazeteci tarafından torba kanundan sonra özellikle Zonguldak’ta işten çıkarılmalar olduğunun sorulması üzerine Alaboyun, "Zonguldak’ta taşeron uygulaması farklıdır. Orada rödovansla uygulanır. Rödovans, kanunen verilmiş bir hak. Orada rödovansla üretilen madenler, başkalarına satmakla yükümlüler. Burada öyle değil. Buradaki madenlerde TKİ, üretimin tamamını alıyor. Dolayısıyla ürettiklerini satmak konusunda bir sıkıntı yok. Dolayısıyla Soma’daki maden ocaklarını, Zonguldak’taki gibi bir akıbet beklemiyor. Burada muhtemelen işçi maaşlarının iki katına çıkması nedeniyle ve çalışma sürelerinin kısaltılması nedeniyle elbette işverene bir yük geldi. Bu yükün üstlenilmesi konusunda sanıyorum bakanlığımız, TKİ Genel Müdürlüğümüz arkadaşlarımızla görüşme halindeler çözmek için. Zonguldak çok farklı bir olay. Zonguldak’ta rödovans olduğu için üretilen kömürlerin dışarıya satılması gerekiyor. TKİ, orada üretilen kömürleri almıyor. Sorunun kaynağı bu. Rödovans konusunda da, hizmet alımı konusunda da mevzuat yeterli şekilde detaylandırılmamış. Detaylandırılmadığı için de kurumların inisiyatifine bırakılmış. Bunların kurumların inisiyatifinden çıkarılması gerekiyor." şeklinde konuştu.’

BİLİRKİŞİ RAPORUNDA OLAYIN NASIL OLDUĞU YOK’

Alaboyun, bilirkişi raporunun kendilerine ulaşıp ulaşmadığı konusunda ise şunları söyledi: "Bilirkişi raporunda çok detaylı bilgiler veriliyor. Olayın nasıl meydana geldiği konusunda net bir detaya girmediği kanaatindeyim. Biz komisyon olarak çok çok daha fazla detaya gireceğimize inanıyorum. Olayın nasıl olduğu, bizim açımızdan çok önemli. Olayın nasıl olduğunu bilirsek ona göre çözüm önerileri önerebileceğiz, ona göre dikkat çekebileceğiz. O yüzden bilirkişi raporu henüz elimize resmî olarak geçmediği için de söyleyeceklerim şu an için bunlarla sınırlı. Bilirkişi raporu işi savcılık boyutuyla ilgili olduğu için biz sadece orada olayın nasıl olduğu konusunda bizim odaklandığımız şey. Dolayısıyla bilirkişinin ana konusu da biz elektrik teferruatına giremeyiz. Havalandırmaya girsek de giremeyiz. Bizim için önemli olan kaza nasıl olmuştur, neden olmuştur. Resmin bütününü ortaya koyup çözüm önerileri üreteceğiz. Adli konular bizi aşan konular. Bizim bilirkişiden ek bir rapor isteme hakkımız yok, savcılığın yetkisinde olan bir konu. Bizim adımıza çalışmıyorlar."Komisyon üyeleri, daha sonra yine Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait ve üretime başlayan Işıklar Maden Ocağı’na inerek incelemede bulundu.

Kaynak: CIHAN