Avrupa’da yaşayan Türkiye ve Kuzey Kürdistanlılar, ülkede 1 Kasım’da gerçekleştirilecek Genel Seçimler için 8 Ekim’den itibaren sandık başına gidiyor. En uzun sürdüğü ülkede 17 gün boyunca devam edecek oy kullanma işleminin sorunsuz geçmesi ve seçmenlerin sandığa taşınması için HDP’li gönüllüler, Avrupa’nın dört bir yanındaki çalışmalarını hızlandırıyor.

HDP Avrupa Temsilcisi Faruk Doru, 7 Haziran Seçimleri öncesindeki çalışmalardan dolayı bu seçimde daha tecrübeli bir çalışma yürüttüklerini belirterek, “Bu seçimde, eski tecrübemize dayanarak, bize oy veren 210 bin insanımızı da harekete geçirerek çok daha büyük başarılar elde etme şansımız var” dedi.

HDP’nin Avrupa’daki sandıkların başında yine müşahit bulunduracağını, bunun yanı sıra Ankara’daki oy sayım işleminde de hem müşahit hem de sandık kurulu görevlileriyle yer alacağını aktaran Doru, bu konuda seçmenlerden özel duyarlılık istedi: “Müşahit olmak isteyenler, temsilcilerimize başvurmalı ve isim soyisim ve TC kimlik numaralarıyla kayıt olmalı. Bu bilgiler elimizde olduğunda, partimizce düzenlenmiş mühürlü yetki belgesini veriyoruz. Müşahitlerimizi YSK’ye de bildiriyoruz. Böylece bu insanlarımız partimiz adına itiraz etme yetkisine sahip oluyor.”

 

HDP 7 Haziran Seçimleri’nden büyük bir başarıyla çıktı. Fakat Avrupa’da ulaşılmak istenen hefede ulaşılamadı. Bunun nedeni neydi?

Her şeyden önce seçimlere istenilen düzeyde katılım olmadı. Bir milyon civarında oy kullanıldı. Bu bir milyon civarında oyun 210 binden fazlasını partimiz aldı.

Seçimlerde yeni bir partiydik, tabii bu da önemli bir faktördü. Yurtdışında da tabanımız, ilk defa böylesi bir seçime giriyordu. Fakat buna rağmen ben seçimlerde Avrupa’daki seçim çalışmasının ve sonucun, ülke üzerinde önemli bir etki yarattığı kanaatindeyim. Yeterli olmasa da önemli bir çalışma yürütüldü. 

Belki tüm HDP bileşenlerini daha iyi koordine edebilseydik, yeni kesimlere daha fazla ulaşabilseydik, bilgi işlem merkezimizi daha iyi kullanabilseydik, daha iyi sonuç elde ederdik. Eğer güçlü bir çalışma yürütürsek ve önümüzdeki süreçte birebir iletişim kurarak, yani ev ev dolaşarak komşumuzu, çevremizi ikna edebilirsek çok daha büyük bir başarı elde etme imkanına sahibiz.

 

1 Kasım seçimleri için Avrupa’da oy kullanma işlemi 8 Ekim’de başlıyor; fazla da vakit yok yani... Sorunlar aşılabilecek mi?

Evet, çok kısa bir süre fakat çalışmaları başlatmış bulunmaktayız. Bu süreçte komitelerimizi daha da genişleteceğiz. Birçok çevreyi daha çalışmalara katacağız. Geçen seçimde kararsız olan seçmenler vardı. Özellikle Türk Alevilerinde bu kararsızlık, kendisini çok açık bir şekilde ortaya koyuyordu. Düşünceleri “acabalarla” doluydu. “Acaba HDP seçimi kazanırsa AKP ile ittifak yapabilir mi?”, “Barajı geçmezse oylarımız çöpe gider mi?” gibi soru işaretleri vardı. Ama partimizin seçimden sonra gösterdiği demokratik tavır ve özellikle demokratik kriterlerdeki ısrarı, sanırım artık bu şüpheyle bakan kesimleri de ikna etmiştir.

Daha önce yaşadığımız sıkıntıların temelinde acemilik, kitlemizin ilk defa böyle bir çalışmaya kanalize edilmesi vardı. Fakat bu seçimde, eski tecrübemize dayanarak, bize oy veren 210 bin insanımızı da harekete geçirerek çok daha büyük başarılar elde etme şansımız var.

 

Bu kez hedefiniz ne?

Avrupa’da önemli bir taktik olarak sosyal medyayı ve yerel basını iyi kullanmaya çalışacağız. Avrupa’daki tüm Kürdistani kurum kuruluşlar ve aynı zamanda Türkiyeli demokratik çevrelerin dernekleri ve HDP bileşenleriyle, destek vereceklerini belirten Avrupalı sosyal demokrat partilerle birlikte daha geniş bir çevreye ulaşmayı hedefliyoruz.

Birebir ilişkilerimizi, komitelerimizin ilişkilerini en iyi şekilde kullanacağız. Yine elimizde bulunan seçmen kayıtlarını detaylı inceleyerek herkese ulaşmayı hedefliyoruz.

Bu seçimlerde sosyal medya da önemli bir rol oynayacak. Sosyal medya üzerinden daha iyi bir çalışma yapacağız.

Seçmenleri sandığa taşımak konusunda da herkes görev alacak. 

Tüm bunların yanında, Avrupa’daki seçmenlerin talepleri konusunda da bir çalışma yürüttük. Bu talepleri, yayınlayacağımız seçim bildirgesine ekleyeceğiz.

 

Teknik konularda bir değişiklik var mı?

Çok ciddi bir teknik farklılık yok. Bazı yerlerde oy kullanma işlemine ayrılan gün artırıldı. Bizim de bazı itirazlarımız ve taleplerimiz vardı. İstediğimiz düzeyde olmasa da geçen seçime göre biraz daha fazla olanak elde etmiş bulunuyoruz.

Geçen seçimden farklı olarak bu seçimde, Almanya, İngiltere, Fransa ve İsviçre’de büyük toplantılar yapmayı planlıyoruz. Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın katılımıyla eskiye göre daha çok etkinlik düzenleyeceğiz. Komitelerimizden gelen taleplere göre birçok şehirde de milletvekillerimizin, parti yöneticilerimizin katılacağı gece, seminer gibi aktiviteler düzenliyoruz.

 

Bir önceki seçimlerde sandık başında sadece müşahit görevlendirme yetkiniz vardı. Bu seçimlerde sandık kurullarında yer alabilecek misiniz?

Ülke genelinde sandık kurullarında bu defa yer alacağız. Yurtdışında ise Yüksek Seçim Kurulu, yalnızca en yüksek oy alan üç partinin sandık kuruluna görevlendirme yapmasına karar verdi. İtiraz ettik fakat sonuç alamadık.

Mevcut durumda, yurtdışı sandıklarında yine müşahitler bulunduracağız. Müşahit olmak isteyenler, temsilcilerimize başvurmalı ve isim soyisim ve TC kimlik numaralarıyla kayıt olmalı. Bu bilgiler elimizde olduğunda, partimizce düzenlenmiş mühürlü yetki belgesini veriyoruz. Müşahitlerimizi YSK’ye de bildiriyoruz. Böylece bu insanlarımız partimiz adına itiraz etme yetkisine sahip oluyor.

Öte yandan, Türkiye ve Kürdistan’da sandık kurullarında resmen yer alacağız. Yurtdışından giden sandıklar Ankara’da toplanacak, sayılacak. Orada da sandık kurulunda yer alacağız. Bunun için yurtdışından giden sandıklarda görevlendireceğimiz en azından 1200 insana ihtiyacımız var. Önemli bir nokta. Bu ihtiyacın bir bölümünü de yurtdışından sağlayacağız.

 

Peki müşahit organizasyonuna ilişkin çalışmalar nasıl gidiyor şu anda?

Yani Avrupa’daki bütün sandıklarda birer müşahit görevlendirme hakkına sahibiz. Müşahit kartları elimize geçti ve birçok ülkedeki temsilciliklerimize dağıttık.

 

HDP projesini seçmenlere taşımak için çalışmalar yapmayı sürdürecek misiniz?

HDP’nin politikasını, etkinliklerimizin yanı sıra natif medya aracılığıyla da tüm kesimlere ulaştırmaya devam edeceğiz. HDP’nin kadın özgürlükçü, eşitlikçi, ekoloji dostu, barışçıl, sosyal adaletli ve demokratik Türkiye projesini, bütün kesimlere anlatmaya çalışıyoruz. Avrupa’da özellikle de demokratik öz yönetimlere ilişkin projelerimiz, ilgi görüyor.

 

Sarayın savaşını HDP durdurur

 

Avrupa’daki seçim çalışmalarınızın temel söylemi neye göre şekillenecek?

HDP, her şeyden önce barış istiyor. Seçim süreci boyunca Saray’dan yönetilen savaşı deşifre etmeye devam edeceğiz. Kürdistan’ın birçok kentinde uygulanan sokağa çıkma yasakları, faşist uygulamalar, Cizre’de ve başka merkezlerdeki katliamlar... Faşist yönetimin elindeki tüm bu zulüm olanaklarını HDP alabilir.

Erdoğan’ın başını çektiği Türkiye’deki faşist baskıları deşifre etmek, seçim çalışmalarımızda önemli bir rol alacak. Avrupa’daki demorkatik kurumlara bu baskıları, ülkenin nasıl bir atmosferle seçime gittiğini anlatmaya çalışacağız.

Bu faşist uygulamaların son bulması için Avrupa Parlamentosu’nundaki neredeyse tüm gruplar ve bazı ülkelerin Dışişleri Bakanları, bizzat bizi aradı. İlk defa Birleşmiş Milletler de, bu uygulamaların kabul edilemeyecek uygulamalar olduğunu hatırlattı. Özellikle uluslararası ilişkilerde, yapılan açıklamalarda bir vurgu öne çıkıyor: “Türk devleti, PKK’yle müzakere masasına dönmelidir.” Biz de bunun gerekli olduğunu tüm diplomatik görüşmelerimizde dile getiriyoruz.

 

Oysa Türk devleti, tek taraflı bile olsa savaşı yürüteceğini söylüyor. Bu, “Kürtlerle diyalog kurmak istemiyoruz” anlamına geliyor. Savaşı sürdürüyor. 

 

BİRGÜL ROAVA/DEN HAAG

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA