26 Ocak 2013 tarihinde “CHP’li Olabilmek” başlığıyla yaptığım açıklamaya atıfta bulunulmuş, Şahsım’ın, “Anayasal Vatandaşlık Önerisinde” bulunduğum ve “Türk Milleti” kavramının Anayasadan çıkartılmasına sıcak baktığım yönünde gerçeğe uygun olmayan değerlendirmeler yapılmıştır.
 

Gerek 26 Ocak 2013 tarihli açıklamalarımda ve gerek muhtelif vesilelerle yaptığım değerlendirmelerde ; Vatandaşlık konusunda “eşit yurttaşlık” anlayışının esas alınması gerektiğini; bu anlayışı, bu olguyu ve algıyı yaratacak uzlaşma ortamına Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu ifade ediyorum.
 

Anayasa çalışmalarında, Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlarının tümünü kucaklayacak, tümünde aidiyet duygusunu yaratacak , Temel Hak ve Özgürlüklerin hayata geçmesini sağlayacak bir demokrasi anlayışını ve mekanizmayı yaratmanın önemini anlatıyor ve mücadelesini veriyoruz.
 

Bu çalışmalarda başta üniter yapı, Laiklik ve Kadın Hakları olmak üzere Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıktığımızı; bu kazanımların demokrasiyle, insan haklarıyla, temel hak ve özgürlüklerle güçlendirilmesi gereğini dile getiriyoruz. AKP ise, en büyük direnişi Laiklik konusunda göstermektedir. AKP, 10 yılın sonunda Laikliğin içini maalesef büyük ölçüde boşaltmıştır. AKP; ayrıca hem yerel anlamdaki, hem de Merkezi anlamdaki tüm Kamu Gücünü “Tek Adam’ın” şahsında toplamak istemektedir. “Başkan’ın Mahkemeleri” yaratılmak istenilmektedir. AKP’nin Anayasa çalışmasının özü budur. Parti Devleti yapılanmasını da aşan bir arayışın içindedir.
 

Cumhuriyet Halk Partisi olarak; emeğe sahip çıkan, örgütlü toplumu inşa eden, iş cinayetlerine dönüşen iş kazalarını önleyen ve bu kazalardan doğan mağduriyetleri gideren, Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını gerçekleştiren, sosyal devleti inşa eden, halka hesap veren; idari , adli ve yasama denetimi mekanizmalarının işlerliliğini sağlayan bir Anayasayı yapma gayreti ve sorumluluğu içindeyiz.
 

Cumhuriyet aydınlanmasını ve modernleşmesini sağlayan en önemli kazanımın Laiklik olduğundan eminiz. Laikliğin tüm unsurlarıyla ve içi dolu bir şekilde Anayasada yer almasını sağlayacak ; Diyanet yapılanmasının da yine tüm inanç gruplarına hitap edecek şekilde gerçekleştirilmesini; toplumsal barışımız açısından son derece önemli olduğuna inanıyoruz. AKP, en büyük direnişi burada göstermektedir. AKP, Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşları arasında ayırımcılık yapmaya devam etmektedir. 130 bin kişilik Diyanet kadrosunun yarattığı gücü , 8 Bakanlığın bütçesine eşdeğer olan Diyanet’in kaynaklarını siyasi amaçlarla kullanmak istemektedir. Diyanet yapılanmasında ve faaliyetlerinde etkisiz hale gelen Laiklik ilkesini tümüyle bertaraf etmek istemektedir.
 

AKP’nin oyun planını bozduğumuz içindir ki; AKP müzakere platformunu sabote etme girişimlerini hızlandırmıştır. AKP masadan kaçmak istemektedir. AKP’nin sakat demokrasi anlayışı, uzlaşma ve diyalog konusunda siyaseten samimi ve dürüst olmadığı ; aradan geçen 10 yılın sonunda mevzuatımızı talan ettiği, alt-üst ettiği ortaya çıktığı içindir ki, bir an evvel bu platformu sona erdirmek istemektedir. AKP; Anayasa platformunu, bir siyasi diktatörün yol haritası için araç olarak kullanmak istemektedir.
 

CHP tüm bu oyunları engelleyen , deşifre eden , sorgulayan , kamuoyunu bilgilendiren konumda olduğu içindir ki; AKP, CHP’nin varlığından rahatsızdır.
 

AKP’nin Devlet yönetiminde yarattığı kaosu ve Fetret yapılanmasını ortaya koyuyoruz. Bu çalışmalarımızı yaparken; toplumsal ayrışmayı sona erdirmek için barış dilini kullanmaya ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının tümünü kucaklama dikkati ve özeni içinde davranıyoruz. Elbette “Türk Milleti” kavramına ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önder misyonuna sahip çıkacağımızı da inançla ifade ediyoruz. Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkmak hepimiz için, herkes için bir görev ve sorumluluktur.
 

Bu anlayış ve kararlılıkla, anlatımını yaptığımız AKP karakteristiğini ve Türkiye gerçeklerini Halkımıza bundan böyle de anlatmaya devam edeceğiz.

Atilla Kart
Konya Milletvekili