Soru:
Sizi CNN Türk'e konuk etmek bizim için bir onur. Sarayın kapılarını bize açtığınız için teşekkür ederiz. Vakit kaybetmeden, Kasım başında yapılacak olan ziyareti konuşarak başlayalım. Yılda sadece iki kere yapılan bu düzeyde bir ziyaret fikri nereden doğdu?

Kral Harald:
Bu ziyaretin daveti Türkiye Cumhurbaşkanı'ndan geldi. Biz de kabul etmekten mutluluk duyduk. Türkiye Norveç için önemli bir ülke. Avrupa'nın iki zıt ucunda olabiliriz ama coğrafi uzaklığa rağmen Türkiye bizim için çok önemli.

Soru:
Türkiye'ye nasıl bir mesajla gidiyorsunuz? Anladığım kadarıyla toplumun farklı kesimleriyle bir araya geleceksiniz...

Kral Harald:
Evet, resmi ziyaretler dışında iki seminerimiz olacak. Biri yenilenebilir enerji konusunda, özellikle de hidroelektrik enerji konusunda. Bildiğiniz gibi Norveç'te biz bu konuda oldukça ileri bir noktadayız, Türkiye'de de ciddi bir potansiyel var. İkinci olarak bir gemicilik seminerimiz olacak. Bu konu da Norveç için önemli. Biz bir deniz toplumuyuz ve gittiğimiz yerlere deniz mahsülleriyle beraber gemicilik de getiriyoruz. Bu bizim en büyük ikinci gelir kaynağımız.

Soru:
Ziyaretin önemli bir kültürel boyutu da olduğunu anlıyor Sayın Kraliçe Ankara'da bir sergi açacak sanırım.

Kraliçe Sonja:
Evet, "Munch ve Warhol" sergisi. Bu bizim için çok ilginç, çünkü bildiğiniz gibi Norveç'in en ünlü sanatçılarından biri olan Edvard Munch'un doğumunun 150'inci yılını kutluyoruz bu yıl. Munch temalı pek çok sergi açıldı Norveç'te. Bunlardan biri de Ankara'ya da taşıyacağımız Munch/Warhol sergisi. Andy Warhol, 1970'lerde Oslo'yu ziyaret etmiş ve Edvard Munch'tan oldukça etkilenmiş. O ziyaretten seneler sonra, 15 yıl sonra, Munch'u kendisine nasıl ilham verdiğini kendi eserlerine dökmüş.

Benzer bir sergiyi bahar aylarında New York'ta da açtım. Warhol'un çizgisi beni çok etkiledi ama sadece bu değil tabii. Edvard Munch'u yorumlama ve dönüştürme şeklinden de çok etkilendim. Bunun Türkiye'de nasıl sergileneceği görmek benim için de çok enteresan olacak.

Soru:
Sizin güzel sanatlarla şahsi olarak da yakından ilgilendiğinizi biliyorum. Hatta yakın zamanda kendi çektiğiniz Norveç fotoğraflarından da oluşan bir sergi açmışsınız. Bu fotoğrafları Türkiye'de görme şansımız olacak mı?

Kraliçe Sonja:
Bu defa olacağını sanmıyorum. Ama kim bilir? Belki tekrar geliriz.



Soru:
Umarım Türkiye'nin renkleri ve güzelliği de size ilham veren unsurlar olur.

Kraliçe Sonja:
Bundan eminim. Üniversitede sanat tarihi okudum. Ayasofya o dönemlerde fazlaca okuduğum, düşündüğüm konulardan biriydi. Bu ziyarette Ayasofya'yı ziyaret etmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. İstanbul'u ve burada restore ederek yeniden eski görkemini kazandırdığınız binaları görmekten mutluluk duyacağım. Eminim çok büyüleyici olacak.

Soru:
İş çevreleri bu ziyaret konusunda çok heyecanlı gözüküyor.

Kral Harald:
Evet bize büyük bir işadamı heyeti eşlik edecek. Ülkelere yaptığımız ziyaretlerde genelde iş dünyası da bize katılıyor. Tabii o heyetini kimlerden oluşacağı ülkeden ülkeye değişiyor ama bu ziyarete katılacak grubun en az öncekiler kadar büyük olduğunu söylebilirim. Heyet sayı olarak son derece kalabalık; ama tabii gelecek işadamları arasında bir ziyaretten diğerine farklılıklar oluyor.

Soru:
Türkiye'yi sizler ve Norveç halkı nasıl görüyor?

Kral Harald:
Norveç halkı Türkiye'yi bayağı iyi tanımaya başladı. Pekçok Norveçli tatil için Türkiye'ye gidiyor.

Kraliçe Sonja:
400 bin...

Kral Harald:
Evet, 400 bin kişi. Bu neredeyse bizim nüfusumuzu yüzde 10'u. Biz 5 milyonluk küçük bir ülkeyiz. Dolayısıyla, Türkiye'yi gittikçe daha iyi tanıyoruz. Şu an büyük ihtimalle eşim ve ben türkiye hakkında en az bilgiye sahip iki kişiyiz ama zaten bunun için gidiyoruz. Bu eksiği telafi edeceğiz.

Kraliçe Sonja:
Türkiye'nin Doğu ile Batı arasında yer alması ve bir mozaik olması bizim için çok ilginç kavramlar. Bunu kendi gözlerimizle gözlemleyebilmek bizim için çok ilginç olacak.

Soru:
Türkiye ve Norveç Avrupa'nın kıyılarında, Avrupa Birliği üyesi olmayan iki ülke. Yine de bir medeniyet paylaştığımızı düşünüyor musunuz?

Kral Harald:
Sovyetler Birliği yıkılmadan önce paylaştığımız önemli bir özellik vardı. NATO içinde Sovyetler Birliği'ne sınır komşusu olan iki ülke vardı, onlar da Türkiye ve Norveç'ti. Bu da bizi biraraya getirdi, yaklaştırdı. Türkiye ile her zaman yakın bir işbirliği içinde olabildik. Özellikle de NATO çerçevesinde. Bu hiçbir zaman aramızda sorun olmadı.
 
Soru:
Norveç Türkiye'de her zaman insan hakları ve özgürlüklerin sembolü ülkelerden olmuştu. Bildiğiniz gibi bu yaz Türkiye'de bu konuların yoğun olarak tartışıldığı bir dönemden geçtik. Protestolar Norveç kamuoyunda nasıl görüldü?

Kral Harald:
Norveç basını bu konuları çok yakından takip etti. Hem basında hem de Norveç halkı üzerinde Türkiye'ye dair algı konusunda iz bıraktığını düşünüyorum. Türkiye'de insan hakları bizim de yakın olduğumuz, takip ettiğimiz bir konu. Bizim için önemli bir konu.

Soru:
Ziyarette gündeme geleceğini düşünüyor musunuz?

Kral Harald:
Tabii ki dost bir ülke olarak ziyaret ediyoruz Norveç'i. Ama böyle bir konuyu gündeme getirmemek için bir sebep yok. Ben şahsen gündeme getirmeyeceğim, ama bir noktada gündeme geleceğinden eminim. Bu siyasi bir konu, dolayısıyla bu konuyu ele alacak olan hükümet yetkilileridir.



Soru:
Ziyaretimiz sırasında biz de şahit olduk: Norveç Kraliyet Ailesi, bir yandan Norveç halkının bir parçası olmaya çalışırken, bir yandan da özel hayatlarını korumak konusunda, biraz zor bir denge tutturmaya çalışıyor. Norveç halkı bu konuda size yardımcı oluyor diyebilir miyiz?

Kraliçe Sonja:
Bence gayet anlayışlı davranıyorlar.

Kral Harald:
Bunun iki boyutu var. Oslo'nun sokaklarında yürürken hiçbir sorun yaşamıyoruz ya da ülkenin başka bir köşesinde. Halkın içinde olabilir ve aynı zamanda sokaktaki herkes gibi bir anlamda "kendi başınıza" kalabilirsiniz. Sorun halkın içinde olmaktan çok basının gözlerinin önünde olmak. Kendi özel hayatımızla ilgili alanımız gittikçe daralıyor ve biz de o alanı korumak için elimizden geleni yapıyoruz.

Soru:
Hobilerinizden biri balık tutmakmış.

Kral Harald:
Evet, balık tutmak

Kraliçe Sonja:
Ve yelken...

Soru:
Balık tutmaya gittiğinizde insanların içindesiniz. Bu nasıl bir deneyim oluyor?

Kral Harald:
Hiç bir sorun olmuyor.

Kraliçe Sonja:
Ben de dağ yürüyüşlerine gidiyorum. Hiçbir sorun yok.

Kral Harald:
Dağ yürüyüşünde başınıza geleni anlatmalısınız. Batı kıyısında...

Kraliçe Sonja:
Evet batı kıyısında bir dağ yürüyüşündeydik. Kimseciklerin olmadığı bir yerde, bir dağ evinin önünden geçiyordum. O küçük evden bir hanımefendi çıktı. bize doğru yürüdü ama aslında başka birşeyle ilgileniyor gibiydi. birden başını kaldırdı ve grubun içinde benim de olduğumu farketti. "Hoşgeldiniz, ben de sizi bekliyordum. Kahvemiz hala sıcak. Buyrun içelim" diyerek beni davet etti. Çok sempatikti. Başka bir bey de "bir gün sizinle dağlarda karşılaşacağımı biliyordum. Tanıştığımıza sevindim" demişti hatta...

Soru:
Saraya gelirken ben de bayağı şaşırdım. İnsanlar neredeyse sizin arka bahçeniz diyebileceğimiz bir mesafede sabah koşusuna çıkıyor. Yani sabah yürüyüşe çıksanız, herhangi bir Oslolu ile karşılaşabilirsiniz.

Kral Harald:
Evet tabii ki. İnsanların saraya çok yaklaşmasına izin veriyoruz.

Soru:
Sayın Kraliçe'ye bir sorum olacak. Siz kendi tercihinizle bir Kraliyet ailesinin üyesi olmayı seçtiniz.

Kraliçe Sonja:
Evet böyle de ifade edilebilir tabii.

Kral Harald:
Ben tercihimdi.

Kraliçe Sonja:
Evet daha çok onun tercihiydi.

Soru:
Şimdi kraliyet aileleri dışından, halkın içinden daha fazla genç kadının Kraliyet mensuplarıyla evlendiğini görüyoruz. Ama siz ilklerden biriydiniz. Bu biraz özel bir soru olacak ama bu tercih sizin için nasıl bir tecrübe oldu?

Kral Harald:
Ben dinlemiyorum.

Kraliçe Sonja:
Norveç'in tanıtımına katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyorum. Hem ülkemiz içinde hem de dışında... Norveç'in ne kadar güzel bir ülke olduğunu herkese anlatıyorum. Bunu yapabilmek bir ayrıcalık. Ayrıca bir kraliyet ailesi olarak bu ülkede oldukça normal bir hayat yaşadığımızı düşünüyorum. Halka gayet yakınız.

Soru:
Sokaktaki her Norveçli için son derece duygusal bir konuya gelelim. 22 Temmuz'da Oslo ve Ütoya adasında 77 kişinin öldüğü terör eylemi. O gün siz ne yaşadınız?

Kral Harald:
Korkunç bir deneyimdi, net söyleyeyim. Bu ülkede böyle birşeyin olabileceğini kavramak, anlamak çok zor oldu. Ama maalesef durum buydu ve ne yapabilirsiniz ki? Çok zor günlerdi. Ama bence toplumu birleştirdi sonunda...

Soru:
Sokaklarda da bu yorumu duyuyoruz.

Kral Harald:
Evet bence kökenleri ne olursa olsun insanları birbirine yakınlaştırdı.

Soru:
Yine ziyarete dair bir soruyla tamamlayalım. Bu hem resmi olarak hem de özel hayatınız kapsamında Türkiye'ye yapacağınız ilk ziyaret. Ama eminim bir şekilde Türk kültürüyle tanışmışsınızdır. Bize aktarabileceğiniz kişisel bir anı var mı?

Kral Harald:
Türkiye hakkında ve ülkenizin çok güzel olduğu hakkında çok şey duydum. Türkiye kıyılarında gemi seyahati yapan pek çok arkadaşım var. Hepsi "mutlaka gitmelisin, Türkiye o kadar güzel ki... insanları da çok dost canlısı" diyor. Bütün bunları, ülkenizi çok merak ediyorum. Avrupa ve Asya arasında olmanın getirdiği zenginlik buna bambaşka bir boyut kazandırıyor.

Kraliçe Sonja:
Benim için de aynı durum geçerli. Türkiye hakkında okuyup birşeyler öğrenmeye çalıştık. Kendi gözlerimle görmek için sabırsızlanıyorum

Soru:
Sorularımızı yanıtladığınız için tekrar teşekkürler.

Kral Harald:
Biz teşekkür ederiz.

Kraliçe Sonja:
Teşekkür ederiz.

CNNTürk