Ergenekon davasının dünkü duruşmasında tutuklu sanık Osman Yıldırım’ın, sanık ve avukatlarını “Danıştay saldırısına destek vermekle” suçlayan ifadeleri nedeniyle duruşmada gergin anlar yaşandı.
Mütalaada “hükümete darbeye teşebbüs” suçundan hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen, Danıştay saldırısından “gönüllü olarak vazgeçtiği” gerekçesiyle ceza talep edilmeyen, 11 Mayıs 2006 tarihinde Cumhuriyet gazetesine atılan üçüncü el bombasına ilişkin de beraati istenen Osman Yıldırım, şöyle konuştu:
“Danıştay olayı ile benim zerre kadar ilgim yok. Savcılar mütalaada Cumhuriyet gazetesine yaptığım iki eylem nedeniyle ceza istiyorlar. Kendilerine teşekkür ederim. Benim cezam iki yılsa 4 yıl versinler. En ağır cezayı versinler. Ancak işlemediğim suçu üstlenemem.”
Balbay’dan müdahale
Osman Yıldırım’ın “Ulusalcı Kemalistler cezaevi önüne kamp kurmuş, mahkemeye baskın düzenleyerek katilliklerini bir kez daha ispatlamışlardır” sözleri üzerine aralarında İşçi Partili sanıkların avukatlarının da bulunduğu bir grup avukat, tepki gösterdi. Avukatlar, Osman Yıldırım’ın beyanlarına ilişkin suç duyurusunda bulunulmasını istediler. Balbay da ayağa kalkarak mahkeme heyetine “Yeri geldiğinde ‘siyasi dava’ denildiğinde bile itiraz ediyorsunuz. Bu kadar hakarete hiç itiraz etmiyorsunuz” diye seslendi. Tartışmalar sürerken duruşmaya öğle tatili verildi. Yıldırım, öğleden sonra da CHP ve İşçi Partisi’ni Danıştay saldırısına destek vermekle suçlamaya devam ederek, “Bunlar avukatlık değil, kendi ideolojilerini savunanların katillerinin avukatlığını yaptılar” dedi. Yıldırım şöyle konuştu:
“Eğer bunların dediği gibi yargı, cumhuriyetin değil ise, açıklasınlar biz de safımızı belirleyelim. Yoksa defolup gidecekler. Bunlar cumhuriyetin değerlerinden el çeksinler, bu parti kapatılmalı, nereye giderlerse oraya gitsinler. Cumhuriyete saldıranlara destek vermek için bariyerlerden atlıyorlar, sonra da ayaklarını kırıyorlar. Bariyeri çay, kahve içmek için atlamadılar herhalde. Bu suçüstü halidir. Suç ortaklarının gazını almak için buraya destek vermeye geliyorlar.”
Osman Yıldım konuşurken Alparslan Arslan’ın 2 jandarmanın arasında kahkahalarla güldüğü gözlendi.
