mervekart @ ybhaber.com

Dünyamızın başı dertte ve bizden bu durumu degistirmemiz isteniyor. Ama bu dert nedir? DertLER mi demeliydim yoksa?

** Sayısız ölümler, katliamlar, geride kalan gözü yaşlı yüreği dağlı insanlar, egitim sistemi ile içi boşaltılmis beyinler, vicadani körelmiş- kalpleri kurumuş ben merkezci insanlar, idolojileri entellektüel olma çabasında modaya uygunluk haline getirip kullanan insanlar, sürekli eleştiren fakat çözüm noktasında elini taşın altına koymaya cekinen bi güruh ve her türlü mücadelede faturalarin kesildigi kadinlar ve çocuklar, hicbir sey bilmeyen okumayan arastirmayan ama her sey hakkinda fikri olan insanlar ve bu fikirlerinde katı olup herkesin tastiklemesini bekleyen insanlar vs vs Dünya nin dertleri o kadar çok ki ne yazarsam eksik kalıyor. Ama benim şu sıralar en fazla takıldığım idolojiler ve bunlarin cevresinde toplanan gruplarin tavir ve soylemleri. Sınırlar öyle keskin ki mümkün değil bağlı olduğu düşünce yapısının dışına cikmayanlar var. Cercevesini değiştirmeye cesaret edemediği gibi kendi gibi olmayanlari da düşmanlastiran cinsler, tabiri caizse.Adeta Dünya bi hapisane . Tıpkı cezaevindeki gibi canını kurtarmak icin bir çeteye üye olman gerekiyor, tek başına insanligina tutunarak yasayamiyorsun, yasatmiyorlar, etiketsiz gezemezsin çizgini belirle ya Şu'cusundur ya bu Bu'cu (!) tarafsizim deme boşuna düşünüyorsan tarafın vardır diye bi de slogan uydurmuslar inanmiyorlar sadece Yaratan dan ötürü yaradilani sevdigine!

** Bu son yıllarda dünyada çok insan öldürdü, dediklerine göre daha da öldürülecek. Bu kadar ölü ister istemez havayı ağırlaştırıyor. Yeni bir şey değil bu. Resmi tarih oldum olası büyük katillerin tarihidir. Kabil Habil i bugün öldürmüş değil, ama bugün Kabil Habil i akıl ugruna öldürüyor. Albert C. diyor ki: "Adam öldürme ve iskence(maddi/manevi) etmenin birer doktrin olduğu ve neredeyse birer kurum haline geldiği uygarliklarda cellatlarin memur kadrolarina girmeye yerden göğe kadar hakları vardır. Dünyanın hemen her yerinde cellatlar koltuklarina kurulmuslar bile. Yalnız ellerinde balta yerine kalem kağıtları var. Ölüm bir istatistik ve devlet işi oldu mu dünya isleri artık iyi gitmiyor demektir.Ama ölüm soyutlasti mi hayat da soyutlasti demektir. Bir adamin hayatini bir ideolojiye kul köle etmek onu soyutlastirmak degil de nedir? Isin kötüsü, biz , ideolojiler, hem de toptancı ideolojiler cagindayiz. Bu ideolojiler kendilerine o kadar guveniyorlar ki dünyanın selametini yalnız kendilerinin sözünün geçmesiyle ve baskalarinin boyun egmesine bağlı görüyorlar. Oysa ki bir insana ya da herhangi bir seye boyun egdirmeyi istemek onun kısır, sessiz hatta ölü olmasını istemek demektir" Kendi cevremizde dönüp duruyoruz, baskalarini da görmezden geliyoruz,sadece kendi sesimizi duyuyoruz, her seye ama her seye kör ve sagiriz, herkes benim dedigim doğru derse yanlışları kim görecek? Karşılıklı konuşma olmayan yerde hayatta yoktur. Ve dünyanın büyük bölümünde de bugün karşılıklı konuşmanın yerini çatışma almış, diyalogun yerini polemik tutmuştur. Polemik nasıl bir kavramdır nasil isler diye sorarsak , cevabi- karşındakine düşmanmis gibi bakacaksin, onu basitlestirecek hiçe sayacaksin. Polemik yüzünden çoğumuzun gözünü perdeler bürümüs, artik insanlar arasında degil bir bölgeler dünyasında yasiyoruz. Kendimden olanla konusurum, sorunlara ne çözüm üretilecekse yine kendi esrafimizla uretiriz mantığı olduğu sürece bir arpa boyu ilerleyemeceğiz gibi görünüyor. Bırakın artik sadece kendiniz gibi olanlarla konuşmayı farklı dillerden dinleyin bi de ayni türküleri. İdeolojinize köle olmayin, siyasi düşüncelerini başkalarına üstünlük taslamak icin kullanmayin, üretmek için kullanin. Düşünün biraz ,okumadan sorgulamadan, kulaktan duyma siyasi jargonlarla sınırlarınızi çizmeyin, eğer uretmiyorsaniz, calismiyorsaniz kimseyi de elestirme lüksünuz yok saygı duyma zorunlulugunuz var.

** Sonucu Cemil Meriç ile bağlayayim, bir cümlenin sayfalarcaya yazıya bedel olduğu cinsten :) "ideolojiler insan idrakine giydirilmis deli gömlekleridir" demiş C . Meriç daha da bana laf söylemek düşmez :)