“Bir insan, hiçten kimseler arasında düdüğünü öttürmek istedi mi, o devir çökmeye yüz tutmuş demektir.” Francis Bacon
Devlet geleneği sağlam olan yerde, her işin başında liyakat gözetilir.
Çünkü devlet işlerinde devamlılık esastır. Devamlılığı sağlayan, sağlıklı işleyen liyakat sistemidir.
Liyakatin olmadığı sistemlerde; yetkili ve sorumsuz bürokratların yol açtığı sorunların bedelini biz ödüyoruz.
Liyakat yoksa devlet yönetemezsiniz, devletçilik oynarsınız.
Sığ, faydasız ve aciz idarecilik oyunu oynanır. Sorunları çözemezler, sürekli sorun çıkarırlar.
Yönetim beceriksizliklerinden kaynaklı açığı kapatmak için ceza kıt kanaat geçinen zavallı vatandaşlara kesilir.
Liyakatsiz olan, iç ve dış politikasını çakma dini, milli ve kültürel kıssalarla, uyduruk fetih ve başarı hikâyeleriyle belirlediği için hiçbir şeyi ön göremez.
Giderek derinlikli ve stratejik yalnızlaşmanın içine girer.
Liyakatsizlerin cumhuriyeti; nitelikleriyle değil, nicelikleriyle övünür ve etrafına biçim vermeye çalışır.
Liyakatsiz, hiç gitmeyecekmiş gibi her şeyi ve sistemi kendisine uyarlar.
Gittikleri gün geride toz duman kalır.Mevzuat çöplüğüne dönmüş devleti bırakır ardında.
Liyakatsiz yandaşlar, yerleştirildikleri tüm kurumlar kilitler.
'Bir takım yerlerin ve kişilerin haksız yere sahip olduğu imtiyazları sahiplerine(halka) iade ettik, verdik' diye böbürlenenler bürokratların sınırsız ve sorumsuz yetkilerine, imtiyazlarına dokunmuyor.
Orada tumturaklı işler olduğunu biliyor.Liyakatsiz yandaşını yerleştirip kendi hesabına nemalanmak istiyor.
Tumturaklı işlerin tadını aldıktan sonra, onları durdurabilene aşk olsun…
İstismarı ve menfaati bol pastayı kim elinden bırakmak ister ki.
Sonrası malum. Devlet insana hizmet aracı olmaktan çıkar, muktedirlerin amacı ve sopası olur.
Ele geçirilen devlet kapısını elinde sonsuza kadar tutabilmek için yasama ve yargıyı yürütmenin kontrolünde olacak şekilde çeşitli düzenlemeler yapar.
Olası irili ufaklı itiraz ve başkaldırışları bastırmak için devlet denilen aletin kolluk güçleri devreye sokulur.
Kurulan liyakatsiz yeni düzen sonsuza kadar yaşayabilir mi?
Karar verecek olan toplum ve toplumun kendi içinde ortaya çıkardığı STK lardır.
En kötü ihtimal, hiçbir şey yapılmazsa ne olur?
Ömer Hayyam, “Adalet evrenin ruhudur.” der.
Değişen dünya şartları karanlıklar üzerine inşa edilmiş dönemleri mutlaka cezalandıracak.Sahnenin dışına itecektir.
Gönül insanın, akil yöntemler geliştirerek yanlışa makul yöntemlerle müdahale etmesini istiyor.