info @ ybhaber.com

'' Türkiyelileşemedik '' veya ''Toplum'' kavramını iyi öğrenemedik, öğretemedik.


Pratiken halen toplum olamamışız. Türkiye halklarının bir kısmı toplum kavramını; aynı ortak değer ve yargıları, dini, mezhebi, ırkı, dili, siyasi veya hukuksal düşünceler gibi değerleri barındarın birey/toplum olarak algılamakta. Bu değerleri taşıyan bir birey/toplum kendisine uymayan , kendisi gibi düşünmeyen
birey/toplumu hep ötekileştiriyor, ikinci sınıf birey/toplum olarak görmektedir. Toplum kavramını her zaman ''millet'' olarak anlaşılmış, düzenin tesis edilip sağlanmasında kötü zemin hazırlanmıştır. Bu paradigma her daim ülke içinde faşizme, milliyetçiliğe yol açmış, bunları her zaman beslemiştir. Bu olgu kafesin içindeki kuştan ibaret. Bu düşünce Türkiye gibi bir çok mezhep, ırk veya siyasi ideoloji barındıran toprak parçası
üzerinde her zaman ilerlemeye, yeniliklere, saygı ve hoşgörüye karşı kayıtsız bir şekilde savaş açacaktır. 

Türkünden, Kürdünden tutun Ermeniye, Sünnisinden tutun Alevisine, Edirne'den Şırnak'a. Ankara'dan tutun Suruç'a oradanda Sultanahmet'e kadar çok basit, bilindik örneklerle görmek istersek....

...

''Onlar Müslüman değil,onların yaşadığı İslam, İslam değil.'' diyen kesmin kim olduğu ve kimlere dendiği açık bir şekilde ortadadır.
'' Cemevinde ibadet olmaz '' diyenlerde onlardır '' Onlarla evlenilmez, kız alıp verilmez '' ,''Mum söndü oynuyorlar'' '' Allah'a şirk koşuyorlar, Peygamber'e saygısı yok '' diyenlerde onlardır. 
Zaten kendi içinde mezhepler aracılığı ile bölünmüşlük yaşanılan İslam'ın, ve  radikal İslamc terör örgütlerinde çoğunun Sünni temellinden ortaya çıkması ve dayatılması o kesmin huzurunu kaçırmamakta ama söz konusu Aleviliğe geldiğinde, şeytan yandaşlığı olan kesmin hala var olması şaşırılacak bir durum. 
Türkiye halklarının bir kısmı Kürt vatandaşlarına, ''Ermeni d*lleri'' gibi utanç verici bir benzetme kullanmakta, aynı zamanda bu durum o kısmın Ermenilerdende haz etmediği düşüncesine varılmaktadır. Küçük bir örneğini Hrant Dink'ten verebiliriz en basitinden.
Van Depreminde, Vanlı depremzedelere sözde yardım amaçlı gönderilen paketlerin içinde Türkiye bayrağının, taşların yer alması; ''Ölen Kürt zaten umrumuzda değil '' düşüncesinin ki 21. yy'da olmamıza rağmen hala var olması utanç verici.
IŞİD çetelerinin Suriye'deki gericiliği, inanılmaz katliamları, insanları yüzyıllardır yaşadığı topraklarından alıkoyması ve buna karşı direnen Kürt güçlerine karşı lanet okuyan, IŞİD çetelerine iyimserlik duyan ki IŞİD çetelerinin yaptığı barbarlığı ve yobazlığı bilmelerine rağmen bu fikrin hala var olması utanç verici.
IŞİD çetelerinin Kobane kentinin kuşatmasını kaldıran Kürt güçlerinin ardından orada bulunan çocuklara sadece oyuncak götürmeye çalışan barış sever insanların büyük bir bomba ile katledilmelerine sevinen kesimin var olması ve ''Kürte en uygun oyuncak taştır'' cümlelerin kullanılması içler acısı.
ANKARA'da  BARIŞ için toplanan çoğu sivil örgütlenmlerinde içinde bulunduğu ve çoğunluğunu halkın oluşturduğu BARIŞ Mitinginde patlatılan bombanın ardından 100'e yakın vatandaşın öldüğü ve olayın olduğu bölgeye karanfillerin bırakıldığı bu karanfillerin tekmelendiği, patlama ile ilgili bir maç müsakabasında maç başlamadan önce oyuncuların SAYGI duruşunda bulunduğu anda statda koca bir uğultunun, ıslıklanmanın, SAYGI'ya karşı SAYGISIZLIĞIN, istenmeyeciliğin var olduğu kesimin hala var olması gerçektende üzünülmesi bir durum. BARIŞ istemeyen, çoğunlukta olan savaş çığırtkanlıkları atan kesmin BARIŞ isteyen kişilere ''100'e yakın şehidiniz var '' denmeside ayrıca üzülerek gülünecek bir durum.
Bedenine onlarca kurşun sıkıldıktan sonra polis aracı ile birlikte sürüklenen ve ağza alınmayacak küfürler sallayan polislerin SİVİL Hacı Lokman BİRLİK'i katletmesi ve buna '' Bir Hewal Daha Öldürdük '' deyip sevinen, polisin bu şeytanlığını meşrulaştıran kesmin var olması gerçektende ağlanılacak bir durum.
7 Haziran Seçimlerinden sonra iktidarın Kürt şehirlerinden durduk yere sokağa çıkma yasaklaroı koyması - 50. günü geçmiş durumda- Sur, Cizre, Silopi'de DEVLET TERÖR'ünün var olması, sivil halkın katledilişini, ellerinde beyaz bayraklı yaşlı insanları görmekten, evlerine yiyecek stoklayan halka gözlerini kaçıran, kendi siyasi-toplumsal düşünclerinde Kürt'lere söz konusu gelince susan ve nefret kusan kesmin var olması berbat bir durumdur.
Yirmibine yakın insanların iktidarın başlatılmış olan savaş yüzünden göç edilmesi, Türkiye halklarının bir kesminin görmemesi acı verici.
Bodrum katında yaralı, ambulans bekleyen SİVİL insanlar var. Devlet güçlerince engellenen yardımın ulaşılmadığı. Ve bunu görmeyen, buna sevinen kısmın var olması acı verici.
Diyorlarki ''Orada asker ve polislerimiz ölüyor'' ''Orada hendek ve barikatlar var''. 
Diyoruz ki '' Tüm inançlarımız üzerine yeminederiz ki bizde istemeyiz asker ve polis ölsün, bunu oradaki halka mal etme, devlete mal et.'' 
Diyoruz ki '' Hendek ve barikat bir sonuç, sebep değil. Destek verdiğin faşist bir kesim olan halka zulüm eden polis ve askerler var. Demelisin ki vatandaşlarıma zulüm etme, senin hakkın yok. Ama diyorsun ki devlet öncelik gelir. Devleti oluşturan bu silahlı yapı öncelik gelir, diyorsun ki vatandaşım hep sonradan hep sonradan '' 

Bende diyorum ki; Türkiyelileşemedik, çoğu insanın insana saygısı yok. !!