salihyazar @ ybhaber.com

Biber gazından daha tehlikeli olanı “Beyin Gazı”dır. Beyinde tutabildiğin sürece sorun yoktur. Benim en önemli sorunum, onu beynimde tutamamak. 

Paylaşmadan duramıyor, dışarıya salmaktan kendimi alamıyorum. Birilerini delirttiğini bilsem bile.

Beynimde tutamadığım gazlar başıma bir iş açacak, biliyorum.

Bir miktar da olsa dışarıya atmazsam sağlığımla ilgili sorunlar yaşıyorum. Yani, anlayacağınız benimkisi büyük bir dert.

Hadi bakalım hayırlısı diyelim.

Gaz 1

“Bırakın düşünsel dünyanızın çıkarımlarını tek doğru olarak kabul ederek, insanlara dayatmayı. Geçmişe ve size ait ne varsa beşeriyetin havuzuna atın. Seçimi, tercihi toplumun kendisine bırakalım. Kararlarını kendileri versin. Kendi mecralarında en doğru yolu bulsunlar.”

Gaz 2

“Cadı avı başlatacaklar diye beklerken, meğer çoktan başlatmışlar. Şaşırmadım doğrusu, bunu her dönem görmüştük. Meydanlarda sarf edilen tehditler akla bunu getiriyor.

Efendiler, gezi parkı eyleminde olanları, görüntülerden yola çıkarak tek tek bulup cezalandıracaklarmış. Ne adına, kimin adına?

Tehdit ettikleriniz, görüntülerden bulmaya çalıştıklarınız zaten meydanlardadır. Sizden korkuları olsaydı, oralara çıkmazlardı. O halde sizin bulmaya çalıştıklarınız kimler? Yeni düşmanlar oluşturmaya çalışarak, yandaşlarınızın gazını mı alıyorsunuz?”

Gaz 3

Tasası birilerinin miting yapması, demokratik hakkın kullanımı değil. Dertleri anlamak, dinlemek değil. Tahammülsüzlüklerini bu şekilde ifade etmektir. Amaçları, hesaplarını gördükten sonra kurdukları yeni tekellerini payidar kılmaktır.

Belki onlar için çözüm olabilir. Amme için bir kıymeti yok. Amme, merkezinde yer almadığı hiçbir planı, projeyi kabullenmez. Dayatmacıların ağzında  “besmele” olsa dahi ammeyi kesmez artık.”

Gaz 4

“Halka, doğruyu  tavsiye eden yeni kartel medyamız dünyanın medyasına çarpmaktadır. İktidara olan aşkı gözlerini ve iradelerini kör etmiş.

Yüreğiniz yetiyorsa iktidara bir tane de olsa yaptığı yanlışı söyleyiniz.28 Şubat döneminin kartel medyasının üstatları gibi  gazetecilik kisvesi altında çıkarlarınız için toplumu pazarlıyorsunuz.

Nasıl, ne şekilde, hangi kurallar dâhilinde olacağını belirtmemiş ama eleştiriyor. Taksimde 'yakıp yıktılar dediler. Masum ”Duran adam” eylemini bile eleştirdiler. 

Gaz 5

“Toplum olarak, haklarını, nimet, inayet, lütuf ve ihsan olarak gören ve demokratik kültürden beslenmeyen eğitimle yetiştirildik.

Meydanı boş bulduğumuzda, her şeyin en iyisiyle ilgili duygusal depremler yaşamaktan zevk alıyoruz. Kasvetli ortamlarda, zavallı namuslu aydınlar “alegori” yapmak zorunda kalıyor.”

Gaz 6

“Atlara yürürken ürkmesinler diye at gözlüğünü takarlar. Gözlükten dolayı bütün dünyayı, önünde gördükleri alandan ibaret sanır.

Ahlakçı, millici, maneviyatçıyım diyenler,  bundan önce kendilerini mağdur edenler gibi at gözlüğünü takmayı tercih ediyor.

Gaz 7

“Demokrasinin olmadığı yerde, yasalar, ahlaki-dini kurallar ve ritüeller hep kimsesizin, fakirin, muhtacın, masumun ve mazlumun boynunun borcu olmuştur. Namuslu münevverler bu zulme dur demezse kıyamete kadar devam edecek. 

Mütedeyyinlerin aklına bunu sorgulamak nedense hiç gelmiyor.”

Gaz 8

“Başbakan başta A.B.,A.B.D. ve batılı teşkilatların hepsine, Mısırdaki askeri darbeye istedikleri tepkiyi vermediler diye söylemediğini bırakmadı. Başta askeri darbeyi kutlayan Suudi Arabistan, Katar olmak üzere körfez ülkelerine  tek bir kelime söyleyemedi(söylemedi).

Müslümanım diyen arkadaşlarım, samimi dostlarım. Başbakanın bu ikircikli, tutarsız tavrını  görecek misiniz? Çok merak ediyorum.”

Son gaz: Yazsan bir türlü, söylesen bir türlü, ne yapsan olmuyor. 

İnsana sevdalanmak ve kaygılanmak suçmuş, öğrenemedik.

salihyazar@gmail.com