salihyazar @ ybhaber.com

Toplumda her şeyi konuşabilmeliyiz. Hiçbir fikir,akım,inanç,kişi,değer,..izm ve olgu tabulaştırılmamalı, kültleştirilmemelidir. Tartışmaları men etmek, değişimi ret etmektir. 

Çeşitli bağlaçlarla gerekçelendirdiğimiz amaçlarımızı nasıl yenileyeceğiz? İnsanlığın ortaya koyduğu ortak paylaşımlar olan medeniyet nasıl gelişecektir? Akıl sorular sorar, yanlışla doğruyu, iyi ile kötüyü ve güzel ile çirkini ayırt etmeye başlar. Ortaya çıkacak deneyimsel sonuçlar, toplumların yeni ve farklı yolculuklar yapmasını sağlayacaktır.

Aklımız dini, ahlaki kavramları ve olguları değerlendirir. Kült ve tabu haline getirdiğiniz kişileri ve kavramları eleştirmemek ve önlemek için devletin gücünü arkasına alarak yasal düzenlemelerle toplumu korkutmak, aklın çarpık, hastalıklı sevgi ve koruma içgüdüsüdür. Gelişen zamanla kendi aranıza kocaman uçurumlar açmaktan başka bir şeye yaramaz.

Günümüz teknolojisi, değişime, tartışmaya ve gelişmeler karşı almaya çalıştığınız önlemleri anlamsız kılıyor. Toplum, sizin esirgediğiniz şeyleri başaklarından mutlaka öğrenmeye çalışacaktır. Esirgediğiniz en temel hak başkaları tarafından ne kadar doğru verilir. Bu ayrıca bir risktir.

Yaşanan değişimlere, gelişmelere gözlerinizi kapatamazsınız. Yenilikler kalkınmış toplumlarda dibine kadar tartışılırken, seferber ettiğiniz koruma ve kollama reflekslerinizle ancak oyunun dışında kalırsınız. Kendi mecrasında seyretmesi gereken toplumsal yapının temel savunmalarını, genlerini ve kodlarını bozarsınız.

Patetik, partizanca tepkiler toplumun morfolojik yapısını bozar. Peşinen kamplaşmış akli duruşunuzla  değişim gerçekleşmez. Çözümsüzlük üzerine kurgulanmış gergin toplumsal yaşantınız olur. Yapana değil yapılana bakma alışkanlığı geliştirilmiş olsa, yapılmaya çalışılanların zamana paralel rutin arayışlar olduğu görülecektir.

T.C. amblemi üzerinde yaşadığımız garip, gereksiz tartışmalar, kamplaşmalar, üniversite bitirmişlerin olaya balıklama atlayışı, gerçek anlamda aydınımızın olmadığı ve en basit şeyleri tartışma becerisi açısından ne kadar vahim yerde olduğumuzu gösterdi.

T.C. üzerinden yürütülen tartışmalar, kapalı bir topluma dönüştüğümüzün açıklamasıdır. Zorbalıkla korumaya çalıştığınız değerlere karşı sevgi artmaz. Koca bir nefrete dönüşür.

Yaratılışımız böyledir. Anlamadan hiçbir şeye inanmak istemeyiz. “İnanma” üzerinden dayatılan “anlama” çabası zamana ayak uyduramadığı için akıl tutulmalarına yol açtı ve ters tepmiştir.

T.C. amblemi üzerinden yaptığımız tartışmalar bir akıl tutulmasıdır.

salihyazar@gmail.com