salihyazar @ ybhaber.com

Bugün dünya emekçiler günüdür. Emek ve işçi birbirinin tamlayanı olarak akıllarımızda yer etmiştir. Emek ve emeğin önemi ile ilgili hep bir şeyler söylenmiştir Söylenenler birazda nerede durduğumuz ve nereden baktığımızla ilgili duruşun ifadesidir.

Emekle ilgili söylenmiş önemli şahsiyetlerin sözlerini aldım. Belki durmaya çalıştığımız yeri tekrar gözden geçirmemizi sağlar.

“İnsan için çalıştığından başkası yoktur" (53/Necm, 39).”

“(Davud) Dedi ki: "Andolsun senin koyununu kendi koyunlarına (katmak) istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu (emek ve mali güçlerini) birleştirip katan (ortak)lardan çoğu birbirlerine karşı tecavüz ederler; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. Onlar da ne kadar azdır." Davud gerçekten Bizim onu imtihan ettiğimizi sandı böylece Rabbinden bağışlanma diledi ve rüku ederek yere kapandı ve (Bize gönülden) yönelip-döndü. (Sad Suresi 24)”

"Helâl kazanç temin etmek için çalışmak cihattır"Hadisi Şerif

“ Alın teriyle ıslanan toprak, kurumaz.” İbrahim Olcaytu

“Alın teriyle kazanılan kutsal ekmek, başıboşluğun getirdiği ekmekten daha tatlıdır.”Crowquill

“Büyük değeri olan şeyler, ucuza mal olmaz. Bulduğunuz şeyin değeri; ararken sarf ettiğimiz emek kadardır.” İmam Maverdi

“Büyük olmanın yolu da, deha gibi çalışma ve alın terinden geçer. “Albert Camus

“Emek çekilmiş her şey, değerlidir. “Mimar Sinan

“ Emek değerdir, ama en yüce değil. “Gürbüz Azak

“Emek sermayesiz, sermaye emeksiz olmaz.” Papa Leo XIII

“Emeksiz yazılan yazı, keyifsiz okunur.” Samuel Johnson

“En çok bolluk getiren yağmur, alın teridir.” Cenap Şahabettin

“İnsanlar kötülüğe yığınla akın eder, çünkü yol düz ve kısadır, fakat iyiliğin önüne Allah alın terini koymuştur.” Hesiodos

“ Kimin sana bir emeği geçerse, sen ona karşılık daha fazlasını yapmalısın.” Yusuf Has Haci

 Son olarak sizi, yaşanmış gerçek bir hikâyeyle baş başa bırakıyorum.

Anadolu da kırsal kesimde köylüler erken yatarlar. Çünkü sabah kalkıp çalışacaklar. Kârı koca yatıyor. Kadın kocasının uyumasını bekliyor Kadının gönlü başka  bir adamdadır.

Gönül bu, kaçacaklar köyden. Kocası uyuyunca sessizce pencereden kaçıyor kadın. Aşığı onu bekliyor  ağacın altında. Karanlıkta koşuyorlar. Nasıl bir kaçıştır öyle nefes nefese iki âşık.

Bir ara duruyorlar soluklanmak için. Kadın bunu fırsat biliyor diyor ki; ya evden çıktığımdan beri ayakkabımın içinde bir şey beni rahatsız ediyor şunu çıkarayım bari. Ayakkabısını çıkarıyor kadın, elini içine atıyor bakıyor bir tomar para.

Geride bıraktığı kocası her şeyin farkındadır. Diyor ki; ya bu kadının bende emeği var. Çamaşırlarımı yıkadı yıllarca, bana çorba pişirdi, yıkanırken sırtımı sabunladı, bende emeği var. Yaban elde muhtaç olmasın. 

Bütün birikimini kendinden giderek uzaklaşan o kadının ayakkabısının içine koyuyor. Bende emeği var diyerek. 

Hani hep derler ya kitap okuyun. Adam olmak, insan olmak kitap okumaktır. Aslında en büyük kitap nedir biliyor musunuz? İnsanın gönlü. İnsan gönlünü okuyabiliyorsanız siz her şey oldunuz demektir.

İşte bu öykü de geri de bırakılan adam; koca hayatı boyunca bir kitap bile okuyamadı: Çünkü gözleri görmüyordu. Kaçan kadının geride bıraktığı o koca, Âşık Veysel’di.

Emekçilerin bayramını kutluyorum.

salihyazar@gmail.com