salihyazar @ ybhaber.com

Son bir haftanın en önemli gündemi bazı konfederasyon ve sendikaların devlet kurumlarında başlattığı serbest kıyafet uygulamasıdır. Bunun üzerinden devam eden karşılıklı atışmalar ve tartışmalar var. Üzerinde tartışılan kılık kıyafet uygulaması nedir, ne değildir bir bakalım.

Bilindiği gibi kamu görevlilerinin görev sırasında ve görev yerlerindeki kılık-kıyafetlerine ilişkin usul ve esasları belirleyen 1980 askeri darbesi dönemi ürünü 25.10.1982 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe giren "Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik’tir.

Anayasa'da teminat altına alınan temel hak ve özgürlüklere, ülkemiz tarafından imzalanarak yürürlüğe konulmuş uluslararası anlaşmalara, ülkemizin onayladığı belge ve bildirgeler kapsamında yer verilen eşitlik, ayrımcılık yasağı gibi evrensel hukukun temel ilkelerine aykırı hükümler taşımasına rağmen otuz yılı aşkın süredir insan onurunu da hiçe sayan yasaklarıyla birlikte yürürlüktedir.

Memur-Sen “Özgürlük İçin On Milyon İmza" kampanyasında, 14 Ocak- 14 Şubat tarihlerini kapsayan sürede 12 Milyon 300 bin imza topladı.18. 03.2013 tarihinden itibaren kamu çalışanları serbest kıyafetle gitmeye başladı.15.03.2013 tarihli Kamu-Sen yönetim kurulunun aldığı kararla eyleme katılma kararı aldılar. Eyleme katılımların artarak devam etmesi bekleniyor.

Eğitim-İş “Bu bir türban eylemidir, kesinlikle serbest kılık kıyafet eylemi değildir. Kılık Kıyafet Yönetmeliği'ne uymamak, devlet kurumlarında işyeri barışını bozacak ve ciddi bir kargaşa yaratacaktır" dedi. Müdahale etmeyen bürokratlar ve mülki amirler hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi.

Hükümet Eylül 1925 tarihinde Bakanlar Kurulunu toplayarak üç maddelik bir kararname çıkarttı. Kararnamenin içinde devlet memurlarının şapka takması karara bağlanmış ancak meclisten Anayasaya aykırıdır şeklinde direnmelerle karşılaşılması üzerine 25 Kasım 1925 tarihinde tasarı meclisten geçerek kanun hükmü haline gelmiş ve böylece Fes, Sarık, Peçe ve benzeri aksesuar ve örtünme amaçlı kıyafetler yasaklanmıştır. Kanuna uymayanlara Türk Ceza Kanununun 222.maddesine göre 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası vardır.

Peki, şimdi bu kanun neden uygulanmıyor? Çok basit, günümüz dünyası ve Türkiye’sinde böyle bir şeyi uygulama şansınız hiç yok. Zorlarsanız, Kuzey Kore gibi olursunuz. 

Serbest kıyafet eylemine karşı çıkanlar, şunu bilecek. Her gün şapka kanununa muhalefet suçu işlenmektedir. Karşı çıkanlar başta kendileri olmak üzere herkes için suç duyurusunda bulunmayı düşünüyor mu? İşlerine gelmeyince anayasal alt yapısı olmayan kıytırık bir yönetmeliği zorlama yorum ve çarpıtmalarla kutsal metin haline getirmek aydınlanma değildir. 

Temel bir hakkı sabote etmeye çalışmak sorunu çözmez. Ancak içinize sığmayan intikam duygusunu tatmin eder. Serbest giyinme yapılan işi ucuzlatmaz. İşi yapan dışınız değil aklınızdır. Niyet okumalarla birbirimizi suçlayarak özgürce bir arada yaşayamayız. Bilinçli yapılıyorsa ahlaksızlık ve ikiyüzlülüktür. Toplumun aklı ve hafızasıyla alay etmektir. 

Toplumun ileriye evirilmesi meselesinde söyleyeceğiniz bir şeyiniz varsa buyurun söyleyiniz. Sizi tutan yok. Yoksa ayak bağı olma ve gölge etme. Sevmediğiniz oluşumların başkaca  niyetleri varsa, zamanın geliştireceği şartlar içerisinde biz, siz ve toplum onları cezalandıracaktır. Hiç kuşkunuz olmasın. İnsanların sizin terbiye ve mürebbiyeliğinize ihtiyacı yoktur.

salihyazar@gmail.com