salihyazar @ ybhaber.com

İsrail’in mazlum Filistin halkına yıllardır yaptıklarına vicdanı olanlar set çekecekler ve itiraz edecekler elbette.

Ancak  sormamız gereken önemli sorular var. Doğru çözüm için bunları mutlaka cevaplamamız gerekir.

Bir, neredeyse bir asırdır devlet olma özlemiyle yaşayan Filistinliler neden kendi aralarında bölünmüş? Yıllardır aralarında ahmakça savaşıyorlar. Bir araya a gelemiyor.

Sakın bunun arkasında A.B.D. ve İsrail var demeyiniz. Vicdanlı akıllar bu dolmaları yutmuyor. Tüm bunlarda kendi paylarına düşen  sorumlulukları hiç mi yok?

İki, yapılan zulme seyirci kalan, petrol zengini, sonradan görme Arap devletlerine ne demeli?

Neden onlara ses çıkarılamıyor.

Üç yüz milyon Arap nasıl olurda üç milyon İsrail devletine karşı bu kadar sinik olabiliyor.

Üç yüz milyon Arap’tan höt diye ses çıksa inanın adamların ödü kopar. Ha, olmuyorsa o zaman burada başka dolaplar dönüyor.

Akıllı vicdanlar bu ayak oyunlarının ne olduğunu gayet iyi biliyor. İşlerine gelmeyenler, menfaat grupları bunlar yokmuş gibi her olayın arkasında A.B.D. ve İsrail lobilerini göstermektedir.

Adamların lobileri var. Takdir etmek lazım,  çok çalışıyorlar her alanda.

Takıldığım, bunları söyleyenlerin hiçbir şey yapmadan oturmalarıdır.

Gayret yoksa masum ve mazlum insanların kanı üzerinden insanlığa yedirmeye çalıştığınız “erdem” dolmalarını kimse yemez.

Üç, dikkat ediyor musunuz?

Filistin ve mazlum milletlerin davaları üzerinden, mangalda kül bırakmayan, fırtınalar koparan hep aynı şahsiyetler, kurumlar ve kuruluşlar.

Hiçbir şey yapmadan pusuda yatar. Çıkan ve çıkacak olaylardan kendi paylarına menfaat devşirir. 

Bunlar, milliyetçilik, din, ahlakla acıları soslayarak çıkar sağlayan alçak gruplar ve bezirgândır.

Aklınız, vicdanız ve yüreğinizle sorununuz yoksa bakıldığında sorulacak o kadar soru var ki..

Evet, Filistinlere üzülelim, ama kendi içimizde Filistinliler gibi yaşamak zorunda bıraktıklarımızı da unutmamak şartıyla.

İslam adına katliamlarına yeni cinayetler ekleyen sırtlanlar sürüsü İŞİD için terörist dahi diyemeyenin, Filistin için döktüğü gözyaşlarının samimiyetine nasıl inanmamızı bekleyebilirler.

Başkasını eleştirirken ne kadar kibirli, bilgisiz ve aymaz olduğumuzu fark edemeyecek kadar uyutuluyoruz.

Mısır’da gerçekleşen askeri darbeye aslan kesilenlere ve toplumu organize edenlere sesleniyorum.

Duydunuz mu, Tayland’da askeri darbe oldu. Bir şey söylemeyecek misiniz?

Söyleyebilmeniz için ne gibi ölçütleriniz var? Söyleyin de yardımcı olalım.”

Hep kendine, kendinden olana insan gibi davranıyorlar. Memlekette ve dünyada Filistin gibi diğer masum, mazlum halklar için aynı samimiyeti ortaya koyamıyorsa dürüst davranmış olabilir mi?

Yaşamanın pahalı, ölümün ucuz olduğu yerde siyah kurdeleler eksik olmaz. Kurdeleyi takanların kim oldukları çok mu önemli? Önemli olan kurdeleleri ortadan kaldırmak değilse sizin Filistin için döktüğünüz gözyaşları inandırıcı olabilir mi?

Gerçekten insani meselelerde samimi ve insanlığa karşı sorumlu olduğumuzu düşünüyorsak, dünyanın neresinde olursa olsun tüm beşeri trajedilere karşı sorumlu davranarak inandırıcı ve samimi olabiliriz.

Olan,hiçbir şeyin farkında olmadan her gün dolma yemek zorunda kalan özü temiz insanlara olmaktadır.

Aydın Boysan :“Bu ülkede karanlıkları yırtmak, gerçekleri görmek ve kötülükleri haykırmak durumunda olan vatandaşların sessizliğinden daha kötüsü, yetişkin insan kitlelerinin, üniversitelerin, yazarların, sanatçıların, düşünce insanlarının sessizliğidir. Bu sessizlik kirlenmelerin en pis, en zor temizlenir biçimidir. Çünkü bu kirlilik doğacak kuşakları bile zehirleyebilecek yaygınlıktadır. Maddesel karanlıklar biçimleri ve renkleri yok eder. Karanlıkta hiçbir şey görünmez.” Aydın Boysan (Son çıkan “İnsan Suyu Zaman Nehrinde Akıyor” kitabından)”

“Yükün dürüstlükse, yükün düşer belki ama başın düşmez.” Kızılderili Atasözü

“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.” Fuzuli