salihyazar @ ybhaber.com

 

"Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir. Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir." Eflatun

Bu gün öğretmenler günü.

Demokrasiyle tanışmamış yerlerde birçok işi yapmak çok güçtür.Zorluğu yüksek mesleklerin başında öğretmenlik geliyor.

Cumhuriyet tarihinde başını Fakir Baykurt'un çektiği TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası) gerçekleştirdiği çalışmaların dışında dişe dokunur bir öğretmen hareketi,örgütlenmesi yoktur. (Türkiye Öğretmenler Sendikası Başkanı olarak TÖS tarihini yazacak olan Fakir Baykurt, 1969 yılında düzenlenen, demokratik eğitim ve örgütlü öğretmen hareketinin tarihine geçen, 40 binden fazla öğretmenin katılımı ile gerçekleştirilen Büyük Eğitim Yürüyüşü’nde, Tandoğan’da yaptığı konuşmada, “Buradan yürüyeceğiz! Sokaklar aşınmayacak, biliyoruz. Ama aşınacak yüzleri kaldıysa öğretmenleri hor görenlerin, onlara baskı yapanların, toplum ve ülkeyi eğitimden yoksun bırakanların, eğitimi bir ticaret sayanların, halkı cahil bırakarak ülkemizi sömürenlerin suratları aşınacak! En gür sesimizle bağıracağız İşitmezlerse bizi işiten halkımız, onlara işittirmesini bilecek! Çünkü gelecek o yakın günler, o mutlu günlerdir! der;  yoksul halkın ihtiyaçlarına gören, eşit ve özgür bir gelecek için eğitim yapmak isteyen öğretmenlerin yürüyüşü bu sözlerle başlar. ) Bugün bile öğretmenlerin sahip olduğu bir çok hak ve hukuk o günlerde verilen mücadelenin sonucu kotarılmıştır.

Lümpen,dinci ve faşist 12 Eylül askeri cunta öğretmenleri,ideolojik,ahlaki,dini ve kültürel temelde ayrıştırdı,kamplaştırdı ve birbirlerine düşman etti.

Eğitimci örgütler,sendikalar ve kurumlar kendilerine yakın gördükleri dönemin iktidarların gözetiminde palazlandı,büyüdü ve gelişti.

Bir süre sonra iktidarın arka bahçesine dönüştü.İktidarın amaçlarını görev edinerek karşı tarafta yer alan meslektaşlarını yok etmeye çalışan yobaz yaşamı tercih etti ve etmeye devam ediyorlar.

İktidarına taşeron olmaktan öte bir kaygısı olmayan eğitimciler,sözüm ona dönemsel olarak 'şuurlu','devrimci','ilerici' ve 'milliyetçi' isimler altında asli,temel insani meselelerini en iflah olmaz 'devletle' çözmek yerine birbirleriyle uğraşıp duruyor.

Öğretmenleri ve öğretmenliği diğer mesleklerden ayıran özelliklerin başında toplumun dinamosu,yürüyen ön ayakları olması ve hata götürmemesidir.

Eğitimcilerin yapacakları hatanın telafisi yoktur ve sonuçları kendileriyle sınırlı değildir.Ceremesi ağır ve uzun vadede topluma çıkmaktadır.

Öğretmenlik alelade memurluk değil,kariyeri,entelektüel boyutu olan bir alandır.Toplumun hafızasıdır.

Eğitim ve öğretmenliğin bittiği yerde toplum çürümeye başlamıştır.

Bundan dolayıdır ki antidemokratik sistemlerde iktidarların en evvel kontrol etmek istedikleri ülkenin ve devletin eğitim sistemidir.

Bugün öğretmenler günü(mü).Bugün bile cuntanın bize sattığı gündür.Kendimiz bir araya gelerek  bunu bile belirleyemiyoruz.

Tüm dünyada 5 Ekimde kutlanan gün bizde 24 Kasım'da kutlanıyor.Burada bile hepimiz hala tek ses olamamışken hangi hakkımızı ve hukukumuzu savunacağız.

Adam gibi yaşayabilmek ve öğretmenliğimizin hakkını verebilmek için hep birilerine borçlu yaşamaya mahkum edildik.Dün böyleydi,bugün böyle,öğretmenlerden tek ses olmuş karşı bir hareket olmazsa yarında böyle olacağından kuşkunuz olmasın.

salihyazar@ybhaber.com