deniz-ozd36 @ hotmail.com

 İnsanlar, kendisini ilgilendiren en önemli konular hakkında kulaktan dolma bilgiler ile bir hayat yaşar. Bu bilgilerin gerçeğini öğrenmede gayret çaba sarf etmek istemez. Kendisini ilgilendirmeyen konular hakkında  ise kitabın ortasından konuşur veya  öyle düşünür.
 
  Bu tür kişilikler, söz konusu ünlü bir isim olduğunda yaptıkları absürt, gerçeklikten uzak yorumlara sosyal medyada binlerce yorum ve beğeni gelir. Bu o kişiyi bir müddet oyalar. Sonra nerde kalmışsa o işine geri döner. Zaten hakim olmadığı konular üzerinde fikir yürütme kabiliyeti, ilmi yoktur. Yürütse bile, insanların gözünde düşüncelerin düşüklüğü meydana çıkar ve popülerliğini kaybedip sıradan bir insan olur. 
 
  Bu tip  insanlar, kapasitesi olmayan konular hakkında yorum yapar. Onun için çelişkilerle dolu cevaplar ortaya çıkmaktadır. Örneğin; bir sanatçının veya oryantalistin hayatında İslam’a değer izler yoksa, İslam hakkında yaptığı yorumlar hep yanlış olur. Olayları yakalayamaz. Gerçeklerle bağdaştıramaz. Veya yanlış yerden bakar. Mesela bunlara müziğin notalarını sorarsanız iyi bilirler. Diğer taraftan, eğer bir imama  müzik veya anlamadığı bir konu hakkında sorular sorarsak yine bizlere yanlış bilgiler verir. 
 
  Burada sadece sanatçılardan ve toplumun önde gelen entelektüel insanlardan bir kaç örnek verdim. 
 
 Siyasetçilere baktığımızda, milliyetçi bir parti liderinin İslam hakkında hamasetle yaptıkları açıklamalar ve içi boş konuşmalarına şahit oluyoruz. Bu insanlar yarı İslam dan veya yaşadığı hayatın fikirlerinden alırlar. Bunlar ne tam kendilerini ifade etmiş nede İslam’ı temsil etmişlerdir. 
 
 
  Bir örnekte toplumun içinde bulunan insanlardan verelim. Bu insanlara, İslam ile çelişen yaşamlarını ve hayat hakkındaki yanlış  düşüncelerini  söylediğin zaman, söyledikleri  ilk söz ise şudur: 
 
-Benim dinim İslam, kitabım Kur’an’dır demeleridir. Bunlar ise ne İslam’ı tanımıştır, nede savundukları yanlış görüşlerini İslam üzerinden meşruiyetini açıklayabilmişlerdir.
 
 
   İslam Müslümanların zihninde net bir  şekilde olmadığı zaman, İslam hayatlarında ikinci plana hatta üçüncü plana atılır. Bu yüzden Müslüman toplumunda ki sorunlar, doğru bir şekilde çözüme kavuşamamaktadır. Her zaman kafalarda sorular eksik olmazken, çözdükleri sorunlar da her zaman  çelişkili çözümler  olmuştur. Bu acizliklerini de İslam’a mal etmekten kaçınmamaktalar. 
 
  Nefse ağır gelen İslam’ın hükümlerini kabul etmek te zorlanmaktalar. Alıştıkları yaşam tarzını değiştirmek istememekteler. Yabancı kaldıkları İslam düşüncelerine kulaktan dolma bencelerle  cevap vermekteler. Olayları doğru kaynaklardan araştırmak yerine sosyal medya üzerinden verilen algılar üzerinden cevap veriyorlar.
 
  Bu kimseler üzerinde İslam’ın direk bir etkisi yoktur. Bunlar İslam’ın mucizesini idrak edememektedir. Mucizeye direk şahit olsalar bile İslam’ı benimseyemiyorlar. Çünkü İslam’ın hayatlarına müdahale etmesini istemiyorlar. Gerek yaşadıkları toplum olsun gerek arkadaş ortamı olsun  doğruyu yaşamaya engel teşkil etmektedir. Veya böyle bir hayatı tercih etmekteler. 
 
  Bu kimseler İslam’ın bir hayat nizamı olduğunu bilmiyorlar. İslam’ın tüm insani sistemlerden üstün olduğundan haberleri yok. Sistemlere bakışları yüzeysel olup, derin ve kapsamlı değildir.  Hayata bakış açıları  ve baktıkları gözlükler, sosyal medya veya toplumun alıştığı örflere göre değişmektedir. Bizlere gönderilen İslam’ın, hayatımıza neden  tam olarak müdahale edemediğini düşünemiyorlar. Şeriat el kesmedir, İran’da, Saudi-Arabistanda şeriat vardır deyip, sorularına cevap bulduklarını sanmaktalar. İslam’ın güneş gibi berrak, kusursuz doğru olduğunu tam olarak anlayamıyorlar. Halbuki İslam, insanlarda tam  bir vücut olup kavranılmalıdır. Müslümanız ama dinimizi tanımıyor ve yaşamıyoruz....
 
O halde sevgili kardeşlerim !!
 
İslam’ı okuyalım, anlayalım  ve hayatımıza doğru bir şekilde geçirmek için gayret gösterelim.  Neden geldik, niçin yaşıyoruz ve nereye gideceğiz sorularına doğru cevaplar bulalım. Şüphesiz ki İslam akidesi, bu sorulara en güzel şekilde cevap vermeye muktedirdir.
Alemlere rahmet olarak gönderilen İslam’ın eşsiz nizamını hayatımızda sergilemeye çalışalım. 
 
Beşeri nizamların girdabında, ordan oraya savrulan insanlık, buna ne kadar da muhtaç.
 
 
Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka değildir! Âhiret yurdu ise Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?(Enam 32)