deniz-ozd36 @ hotmail.com

     

İnsanlık tarihinde hiç yaşanmadığı olaylara tanık oluyor maalesef. İnsanlık kahroluyor yaşanan savaşlar, yaşanan ölümler, haksızlıklar ve en üzücüsü de yaşanan çocuk tecavüz ve  taciz olayları. Dağlar, taşlar dile geldi ama insanlık haya etmedi. Bu tür olayları ifade etmede kelimelerin yetersiz kaldığı, insanlığın düşeceği  en aşağılık seviye düşmüş durumunda. Bundan sonra yapılacak en kötü şeyi yapmıştır insanoğlu, masum çocukların bedenine pis emellerini uygulayarak, İnsanlık tarihi çok kültürler ve yaşam standartları gördü ama hiç bu kadar alçalmamıştı.

Her insan tepkisini dile  getirdi çocuklara  yapılan bu alçakça zulmü,  herkes kendince bir yorum yaptı, bütün çoğunluğu idamın geri getirilmesini istedi, kendilerince. Çocuk sahibi olan kimselerin olayları daha derin bir şekilde hissedip günlerce etkisinden kurtulamadı. 

Gözümüzden dahi sakındığımız evlatlarımızı dışarıda bir caninin ellerine düşme korkusuyla büyük bir endişe içinde bir hayat sürdürmekteyiz.

Bu tür olayların yeni yaşanılmış bir vakıa olarak hissedilse de  maalesef bu tür olaylar daha öncellerinde  çok yaşanılmıştır. Her ne kadar önlem alınmak istenilse de bu tür olayların daha çok yaşanılacağına benzemektedir. 

İnsanlar o caniyi  meydana çıkartıp öldürmek istese de devlet kanunları o caniye korumakla yükümlüdür. Hatta psikolojik nedenlerinden dolayı böyle bir işe kalkışmış olabileceğini ve onun için devlet doktor temin edip ruhsal halini araştırıp olayın ehemmiyetini  hafifletmektedir. Tedavi edilip bir süre cezasını çektikten  sonra topluma kazandırılmak istenmektedir. İnsanların acısı dinmeyip adaleti devletten değil, içerideki mahkumlardan beklemektedir. Sistem o caninin öldürülmesinden korkup güvenliğini sağlayıp, yalnız hücrelere konulmaktadır. 

Olayları sadece o caniye  yükleyip, diğer tüm etkenleri görmezden gelinmek isteniliyor. O cani ile beraber demokrasi sistemini de meydana çıkarılıp asılması gerekir. Şimdi bu cümleyi okuyanlar diyecektir ki;demokrasi uygulayamıyorsak suç bizim mi! 

 Demokrasinin beşiği, önderi ve ilham kaynağı olan Amerika’da internette elde ettiğim tecavüz olayların bilgilerini paylaşıp, olayların net anlaşmasına yardımcı olacaktır. 

Dünyada tecavüzün en çok görüldüğü yer ABD´de

Ülkede son 1 yılda 90 bin 185 de tecavüz vakası yaşandı. ABD Tecavüzle Mücadele Merkezi’nin istatistiklerine göre ülkede dakikada 1,3 tecavüz hadisesi yaşanıyor. Ülkede günde bin 900 ve yılda 683 bin kadına tecavüz ediliyor. Buna göre ABD’de her 8 kadından biri tecavüze uğruyor. Bu olayların bir kısmının polise intikal etmediği, mağdurların susmayı ve olayı gizlemeyi seçtiği de belirtiliyor. Tecavüze uğrayanların yüzde 62’si 18 yaşından, bunun yüzde 29’u ise 11 yaşından küçük. Tecavüz edilenlerin yüzde 22’si ise erkek çocuklar.
ABD’de kadınların yaklaşık yüzde 20’si hayatlarında bir kez tecavüze ya da tecavüz girişimine hedef oluyor.

Dünyanın efendiliğine soyunan ABD’de suçlar ile baş edemiyor

ABD´de kadınların yaklaşık yüzde 20’si, hayatlarında bir kez tecavüze ya da tecavüz girişimine maruz kalıyor.Federal Soruşturma Bürosu (FBI) verilerine, ABD’de 2016 yılında 1 milyon 195 bin 704 şiddet içeren suç işlendi. 15 bin 696 kişi cinayet kurbanı olurken, bu cinayetlerin yüzde 71,5’i ateşli silahla işlendi. 2016’da polisin öldürdüğü kişi sayısı ise bin 152 olarak kayıtlara geçti. Bu rakam an itibariyle ise bin 184.

Demokrasi önderi olan diğer ülkelerin çoğu buna benzer olayları yaşamaktadır. Toplum içi huzursuzlukları başını aldığı gittiği bir sistemde, kimse eleştiremiyor veya bağlantı kurmak istemiyor. Bu demokrasi sistemini bize kabul ettiren zihniyetler sorgulama, karşı çıkma üsluplarını da kendileri geliştirmiştir. Bugün demokrasi toplumları öyle bir hal almış ki resmen köleleştirilmiş durumundalar. Aylık maaşları gelsin kendilerine bir takım sosyal hakları olsun ve bununla bir hayat sürdürmekteler. Eski zülüm edildiği karanlık cağa gitmek istemeyen  batı toplumları şuan elinde bulunduğu demokrasi sistemine sımsıkı sarılmaktadır, çünkü kendilerine natif bir sistem yoktur. 

Sadece kendi zevkin peşine düşen demokrasi sistemi hiç bir sınır tanımadan tüm Müslüman toplumları da  fikri, ahlaki yönünde bozmuştur. Kendi zevkleri için ülkelere savaş açan bir sistemin, insanların akıllarını başından alıp sadece kendi hevesi için hiç bir cana dahi acımayan birer caniler yaratmaktadır. 

Ahlaki düzenin bozulduğu bir düzenden bu tur olayların çoğalmasına neden olmaktadır. Ahlaki olmayan hürriyetlerin olduğu bir düzende insanlar hayvanlardan daha aşağı olmaktadır. Akıl nimetinden yararlanmayan insanlar, artık tüm çizgileri aşmak durumunda kalmaktadır. 

Fikri açıdan insanları koruyan İslam sistemin caydırıcı hat cezaları da vardır. Sadece suçu işledikten sonra ceza uygulamıyor. Okullardan başlayıp toplumsal alanda tüm düzeni koruyup dışarıdan gelecek tüm yabancı fikirlerin önüne bir duvar örmektedir. 

Suçları en aza indirip, hatta tamamen yok edip, insanların fikri düşüncesini koruyup huzurlu bir şekilde, bir toplum inşia etmektedir, İslam nizamı. Suçlunun şeriatın verdiği ceza ile yargılayıp toplum içinde oluşacak huzursuzlukları da bertaraf edip, mağdurların kaldığı haksızlığa karşı hak adaleti tesis etmektedir. 

İslam topraklarında varlığını sürdüren demokrasi sistemi çürük, yanlış olduğu gibi Müslümanlar üzerine bol duran  bir elbise gibidir.  Rabbim eski, şanlı, şerefli  günleri geri  getirsin yoksa hiçbir topluluk huzuru bulamayacaktır. (Amin)

Andolsun, cinlerden ve insanlardan pek çoğunu cehennem için yarattık ki, onların kalpleri vardır onunla anlamazlar, gözleri vardır fakat onlarla görmezler; kulakları vardır ama onlarla işitmezler. Bunlar hayvan gibidirler, hatta daha da şaşkındırlar. İşte onlar gafillerin ta kendileridir.”(A'raf, 7/179)