deniz-ozd36 @ hotmail.com

  Son zamanlarda, sosyal medyada sıkça rastlanan, sokak kirliliği ve başı boş sokak köpeklerinin çoğalması ve aynı zamanda hastalık saçan görüntülerine rastlamaktayız.

 

   Yeniceoba halkı, haklı olarak hükümetten ve belediye başkanlarından  hizmet ve çözüm beklemektedir. Kendimi bildim bileli her zaman böyle olmuştur. Büyük umutlar ile gelen belediye başkanları, yolsuzluklar ile veya gerekli hizmetleri yapmayarak, umutların başka seçimlere kalmasına sebep olmuştur. insanlar her yeni seçimde  gelecek başkan adaylarına  var güçleriyle, destek vermiştir. Ama bir türlü sorunlar çözülememiştir. Bu senelerce böyle sürüp gitmiştir....

  Gelen belediye başkanı her ne kadar samimi olsa da, sistemin o kirli çarkından dolayı pek ‘de bir şeyler başaramamıştır.  Koltuğa oturanlar zamanla mevcut sisteme ayak uydurmak zorunda kalmıştır.

  Belediye başkanlarını hizmet yapmadıklarından dolayı, eleştiren halk,  eleştirileri çözüm odaklı olmadığı için, sorunlar bir türlü çözülememiştir. Çünkü halk her zaman sistemin çizdiği sınırlara dahil oldu ve ona göre hareket etti. Asıl sorunun şahıslarda değil, suçun sistemden kaynaklandığını   anlayamadılar.

  Halk, sistemin uyguladığı menfaat bağını bir türlü  çözemedi. Gelen her  aday bu doğrultuda siyaset yapmaktadır. Başkan adayları, seçim zamanı insanların her derdiyle dertlenip, kendisinin seçilmesi karşılılığında rüşvet  vermeye kadar gitmiştir. Yolları yapıp, kendileri de  makinaların başına geçip şov yaptılar. Bunu gören insanlar, saf duyguları ile kandılar.  Başkan adayları,  seçimleri kazandıktan sonra, her gün geldiği, köye, artık altı ayda bir  gelmeye başladı. Veya hiç gelmedi. Buna düpedüz menfaatten başka bir şey denemez. 

  Şuan Yeniceoba’da büyük bir sorun olan sokak köpeklerinin çoğalmasının nedeni aşıların ve gerekli barınakların yapılmamasıdır. En önemlisi insanlara zarar veren sokak köpeklerine çözüm bulmak yerine, hayvan severlerin tepkilerini ve oylarını kaybetmekten korktular. İnsanların değerli varlıklar olduğunu anlayamadılar. İnsan merkezli çözüm getiremediler. Her şeye  menfaat bağı ile bakan sistem, bundan da   menfaat umdu. 

    İşlerini Allah’ın rızası doğrultusunda değil de, köprüden geçene  kadar, ayıya dayı diyerek yaptılar. Öyle samiyetsiz oldular ki, Alinin yaptığı yolu, Veli yıktı, Velinin yaptığı parkı Mehmet yıktı. Halkın vergileri ile yapılan bu yollar, parklar,  kendi menfaatleri için yıkıp geçtiler. İhaleleri, zenginlere verip kendi özel işlerini yaptırdılar. Kendi tanıdıklarına, akrabalarına devletin üzerinden iş imkanı sağladılar. Her zaman Hz. Ömer’in adaletinden bahsedenler,  hiç bir zaman, Hz. Ömer’in (r.a.) adaletinden nasibini alamadılar. 

  Hz. Ömer (r.a.) kamuda akraba kayırmacılığının bir yöneticinin yapabileceği en büyük hainliklerden birisi olarak görmüştür. Kûfe Valiliği için istişare ederken yanındakilerden birisi bu makama Hz. Ömer’in oğlu Abdullah’ı teklif edince, Ömer (r.a.) adama dönüp, “Allah senin canını alsın! Bilmiyor musun ki, kim daha layık biri olduğu halde bir işe akrabasını ve yakınını tayin ederse Allah’a, Resulüne ve bütün Müslümanlara ihanet etmiş olur” dedi.

Devletin tüm imkanlarından yararlanıp her şeyi kendilerine ve akrabalarına peşkeş çekmekteler. 

  Hz. Ömer (r.a.) çarşıda semiz bir deve görmüş kimin olduğunu sorunca halk, oğlun Abdullah’ındır demişti. Oğlunu çağırıp durumu sorunca, oğlu, “Ticaret için bir deve aldım ve meralara yolladım böyle semizleşti” dedi. Hz. Ömer (r.a.) bunu duyunca rengi değişmiş, “Oh ne güzel! Deveyi meralara yolla, halk da bu halifenin oğlunun devesidir, onu yedirin, sulayın, aman iyice ilgilenin desin, özel ilgi göstersin, sen de bol bol kâr elde et öyle mi! Deveyi sat, anaparanı al, gerisini de hazineye yolla” demiştir.

   Halkın oyları ile başa gelenler, yöneticilik vasfını hafife alanlar, takım elbise ile gezip, markalı arabaya binenler, geçe başını yastığa koyunca, düşünüyorlar mı halkı? Hiç uykuları kaçıyor mu acaba? İnsanlara hizmet için geldiklerinin idrakındalar mı? Bunları halk niçin seçti? Büyük projeler ile gelen başkan adayları, neden sonrasında heyecanlarını kaybediyorlar? Dolgun maaş almaları  için mi? Yoksa toplumda bir yere varmaları için mi? 

  Hz. Ali anlatıyor:

“Bir gün Ömer’i, binekli olarak ve telaş içinde, giderken gördüm ve sordum;

“Ya emire’l-müminin nereye gidiyorsun?”

Yanıt verdi;

“Devlete ait develerden biri kaçmış, onu aramaya gidiyorum!”

“İnan ki, senden sonra bu milleti idare edecek olanlara ağır bir yük bırakıyorsun! Herkes senin yaptığını yapamaz!”

Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle konuştu:

“Hz.Muhammed aleyhissalatü vesselamı, hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Fırat kenarında bir oğlak kaybolsa (yahut bir kurt bir koyunu kapsa) korkarım ki kıyamet gününde onun bile hesabı Ömer’den sorulur!

Kenar-ı Diclede bir kurt kapsa koyunu,

Gelir de adl-i ilâhi Ömer’den sorar onu!”

  Yeniceoba halkı, haklı olarak tepkilerini dile  getirdiler. Ama üzülerek söylüyorum, sokak kirliliği, artan başı baş sokak köpeklerine, çare bulunmayacaktır. Kısmı olarak çare bulsalar da, bu demek değildir köklü bir çözüme ulaşacaklar. Çünkü gelen başkan adayları  yöneticiliğin idrakinde değiller. 

   Yöneticiliğin farkında olmak, Allahtan hakkı ile korkmaktan geçer. Hz. Ömer (r.a.) gibi olmak, İslam ile yönetilmektir. Hz. Ömer’i, Ömer yapan İslâm Nizamıdır. Allah bizi o günlere tez zamanda kavuştursun. Çalışanlar, İslam nizamının geri gelmesi için, acil bir şekilde çalışsın. Bunlar elimizden insanlığımızı aldı, sıra geldi dağlarımıza, taşlarımıza, cadde ve sokaklarımıza. 

   Yeniceoba halkı artık işsizliğe razı olmuşa benziyor. Yeniceoba halkı artık temiz bir dünyada, sağlıklı bir yaşam sürdürmek istiyor. Artan İşsizlik ve  bu yüzden yurtdışına giden gençlerimiz hakkında yazmadım. Bu kendi başına bir konudur. Eğer istek olursa, ileride ki günlerde yazarım. Allaha emanet olun Yeniceobalı kardeşlerim.